Esas No: 2019/3390
Karar No: 2020/896
Karar Tarihi: 26.02.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/3390 Esas 2020/896 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... vekili Avukat ... 2-... vekili Avukat ...
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 21/11/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... aleyhine açılan manevi tazminat isteminin reddine dair verilen 15/04/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre
davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-) Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ... aleyhine açılan davanın manevi tazminat talebi yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalılardan ... tarafından sahte olarak tanzim edilen senedin diğer davalı ..."na ciro edilerek Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2006/1675 esas sayılı takip dosyasına konu edildiğini ve davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, icra dosyasında usulüne uygun tebligat yapılmaması nedeniyle takip borcunun kesinleştiğini ve davacı adına 106 ada 1 parselde bulunan taşınmazın yapılan ihale sonucunda ..."na borcuna mahsuben satışının yapıldığını, satıştan sonra icra takibinden haberdar olunması üzerine Büyükçekmece İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/210 esas sayılı dosyasında imzaya itiraz edilerek ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunun tespitinin istendiğini, mahkemece yapılan yargılama sonucunda senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edilmesi üzerine davacı yönünden icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, taşınmazın yargılama sırasında davalı ... tarafından aleyhine dava açıldığının öğrenilmesine ve taşınmaz üzerinde davalıdır şerhi bulunmasına rağmen dava dışı üçüncü kişilere satışının yapıldığını belirterek dava konusu olay nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili; iddiaların asılsız olduğunu beyan ederek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ... yönünden maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, diğer davalı ... yönünden ise iddiaların ispat edilemediği gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat isteminin reddine dair verilen ilk kararın davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi sonucu bozulması üzerine bozmaya uyularak ... aleyhine açılan davada, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen 16/11/2015 tarihli ilk kararın davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 27/11/2018 tarih, 2016/2351 esas ve 2018/7364 karar sayılı ilamı ile; davalı ..."nun diğer temyiz itirazlarının reddi ile bozma ilamının 2.bendi uyarınca; ""...TMK’nın 24. ve 818 sayılı BK’nın 49. maddesinde (6098 sayılı TBK"nın 58. maddesinde) belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.
Somut olayda davacı, davalı ... tarafından imzası taklit edilerek sahte senet düzenlenmesi, bu senedin diğer davalıya ciro edilerek icra takibine konulması ve dava konusu taşınmazının icra kanalıyla satışına neden olunması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Tazminata konu edilen eylem haksız olmakla birlikte, kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir ve manevi tazminatı gerektirmez. BK"nın 49. maddesindeki (TBK"nın 58. maddesindeki) koşullar oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile kısmen kabulüne hükmedilmesi, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir..."" gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece Dairemizin anılan bozma ilamına uyulduğu ve ... aleyhine açılan manevi tazminat talebinin reddine dair hüküm tesis edildiği, diğer kesinleşen hususlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken bu yönde herhangi bir hüküm tesis edilmediği, fakat ilk karar ile kesinleşen hususlar gözeltilmeden davalılar yararına yeniden yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edildiği ve bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Şu durumda mahkemece, Dairemizin 27/11/2018 tarih, 2016/2351 esas ve 2018/7364 karar sayılı bozma ilamı uyarınca davalı ... aleyhine verilen 65.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte anılan davalıdan tahsiline yönelik ve davalı ... aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine yönelik 16/11/2015 tarihli ilk kararın bozma kapsamı dışında kaldığı ve kesinleştiği nazara alınarak kesinleşen istemler hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmesi ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin hüküm sonucu gözetilerek tayin edilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle anılan yön gözetilmeden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.