Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5329 Esas 2022/2399 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5329
Karar No: 2022/2399
Karar Tarihi: 24.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5329 Esas 2022/2399 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/5329 E.  ,  2022/2399 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.06.2019 tarih ve 2014/991 E. - 2019/755 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı mirasçıları vekili ile davalı şirket ve dahili davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 22.03.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ...ile davalı Sakarya Mermer San. ve Tic. A.Ş vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketteki 23.208 adet hissesini dava dışı ...'ye 07.11.1996 tarihli sözleşme ile devrettiğini, sözleşmede öngörülen şart ve yükümlülükler yerine getirilmediğinden sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkilince ..., bu kişinin hisseleri devrettiği ... ve davalı şirket aleyhine açılan davada Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1998/1332 Esas ve 2004/1110 Karar
    sayılı ilamı ile müvekkili ile dava dışı ... arasındaki hisse devrine ilişkin sözleşmenin hükümsüz olduğunun ve baştan beri hüküm ifade etmeyeceğinin tespitine, ... tarafından ...'e yapılan devrin iptaline karar verildiğini, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, 1997 yılındaki sermaye artırımına müvekkilinin katıldığını, 1999 yılındaki sermaye artırımına ise paydaş göründüğü için ...’in katıldığını, sonraki artırımlara bu kişinin katılmadığını, müvekkilinin de ortak olarak görünmediği için katılamadığını, hisse devrinin yapıldığı tarihte devredilen hisse miktarına sermaye artırımından sonra tekabül eden pay oranının müvekkili adına tescili gerektiğini iddia ederek davalı şirkete ait A tipi kurucu hisselerden 40 adedinin, B tipi hamiline hisselerden 9.6312,39 adedinin, C tipi hamiline hisselerden 1.380 adedinin ve D tipi hamiline hisselerden 49.795 adedinin müvekkiline ait olduğunun tespitine ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket vekili, davacının sermaye artırımlarına iştirak etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Dahili davalılara usulüne uygun olarak tebligatın yapıldığı, davaya cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının 1997 yılında yapılan sermaye artırımına katıldığı, bu katılım sonucunda davalı şirketteki payının 40 adet (A) tipi, 72171 adet (B) tipi, 1535 adet (C) tipi, 14362 adet (D) tipi hisseler ile 16633.50 adet (E) grubu olmak üzere toplam 39.841.50 adet olduğu ve 1.031.672.000 TL tutarında bulunduğu, 5.000.000.000 TL sermaye içerisinde bu tutarın sermayenin %20.633'lük kısmına karşılık geldiğinin, davacının artırım sonucu taahhüt ettiği sermayenin asgari % 25'i olan 199.997.000.000 TL’sini ödediğinin anlaşıldığı, ancak davacının bakiye sermaye borcunu ödediğini ispatlayamadığı, her ne kadar davacı son rapora beyanında, E tipi ve F tipi hisseler yönünden de pay sahibi olduğunun tespitini istemiş ise de, bu hisseler yönünden dava dilekçesinde bir talep olmayıp dava konusu edilmediğinden bu talebinin yerinde görülmediği, davacının son olarak sunduğu belgeler de nazara alınmak suretiyle yukarıda tespit edilen kısım yönünden davanın kabulüne, her ne kadar kısa kararın 2 nolu hüküm fıkrasında "... adına kayıtlı" şeklinde belirtilmiş ise de, tüm dosya kapsamına göre bu kişinin isminin "..." olduğu anlaşılmakla, gerekçeli kararın 2 nolu hüküm fıkrasındaki maddi hatanın bu şekilde düzeltildiği gerekçesiyle dahili davalı ... ve ... hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, davacının davalı şirkete yönelik açtığı tespit ve tescil istemli dava yönünden davalı şirket pay defterindeki kaydın düzeltilerek ... adına kayıtlı 40 adet (A) tipi, 72171 adet (B) tipi, 1535 adet (C) tipi, 14362 adet (D) tipi hisseler ile 16633.50 adet (E) tipi şirket hissesinin davacıya ait olduğunun tespitine ve tesciline karar verilmiştir.
    Karar, davacı mirasçıları vekili ile davalı şirket ve dahili davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, davacıya ait iken geçersizliği mahkeme ilamı ile kesinleşen hisse devir sözleşmesi ile dava dışı ...’ye, ondan da dava dışı ...’e devredilen hisselerin davacının katılamadığı sermaye artırımları da dikkate alınmak suretiyle esas sermaye içindeki payı karşılığının tespiti ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra yukarıda açıklanan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde, mahkeme artık bu uyma kararı ile bağlı olup bozma gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür. Uyulmasına karar verilen Dairemizin 24.01.2014 tarih, 2012/9626 esas ve 2014/1529 karar sayılı ilamında, “… davacı vekili katılım makbuzları ve iştirak taahhütnamesi fotokopisi de ibraz etmek suretiyle müvekkilinin 1997 yılında gerçekleştirilen sermaye artırımına katıldığını, mahkemenin bu katılımı hiç dikkate almadığını, 1999 yılında yapılan sermaye artırımına ise ... ortak olarak göründüğü için onun katıldığını, daha sonra yapılan sermaye artırımına ise ...’in iştirak etmediğini, müvekkilinin esas sermaye karşısındaki payının %21,22’den %0,13’e düştüğünü ileri sürmüştür. TTK’nın 394. maddesinde, pay sahiplerinden her birinin yeni payların “şirket sermayesindeki payı ile münasip miktarını” alabileceği belirtilmektedir. Buna göre sermayenin arttırılması halinde her ortağın sermayenin artırılmasına katılma hakkı yasa ile tanınan bir ortaklık hakkı olması nedeniyle sermayenin artırılmasına ilişkin olarak alınan kararda ortakların bu haklarını kullanabilme olanağının onlara sağlanması gerekmektedir. Yeni pay alma hakkı ihlal edilen kişiler paylarının ve pay senetlerinin başkalarının mülkiyetine geçmesini önlemek için ortaklığa karşı mahkemeden tedbir isteminde bulunabilecekleri gibi yeni payların ve pay senetlerinin kendilerine verilmesini de genel hükümlere göre dava edebilirler. Yeni pay alma hakkı ihlal edilerek alması gereken yeni paylar ve pay senetleri başkalarına verilen hak sahipleri açacakları istihkak davasını herhalde payları ve pay senetlerini elinde bulunduran kimselere de yöneltmelidirler… Bu itibarla somut olayda pay devir sözleşmesi mahkeme ilamı ile geçersiz sayıldığına göre mahkemece, sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararları, iştirak taahhütnameleri, sermaye artırımları sonucu oluşan yeni pay durumlarını gösterir ticaret sicil kayıtları ve diğer ilgili şirket defter ve belgeleri ibraz ettirilmek suretiyle davacının iddiası doğrultusunda sermaye artırım kararı sonucunda alması gereken yeni payların kime gittiği belirlenip, bu kişilere de husumet yöneltilmesi sağlandıktan sonra gerektiğinde yeni bir bilirkişi raporu da alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir” denilerek hüküm bozulmuştur.
    Yukarıya metni alınan Dairemiz bozma ilamına uyulmasından sonra davacı vekilinin sunduğu beyan dilekçesi çerçevesinde ... ve ... davaya dahil edilmiştir. Ancak mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra alınan bilirkişi raporlarında bozma ilamında belirtilen davacının iddiası doğrultusunda sermaye artırım kararı sonucunda alması gereken yeni payların kime gittiği hususu net olarak belirlenememiş olup bu raporlarda yapılan tespitler de denetime elverişli olmadığı gibi uyuşmazlığın çözümüne katkıda bulunur nitelikte değildir. Hal böyle olunca mahkemece Dairemizin 24.01.2014 tarih, 2012/9626 esas ve 2014/1529 karar sayılı bozma ilamında da işaret edildiği şekilde, dosya konusunda uzman üç kişilik bir heyete tevdi edilip sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararları, iştirak taahhütnameleri, sermaye artırımları sonucu oluşan yeni pay durumlarını gösterir ticaret sicil kayıtları ve diğer ilgili şirket defter ve belgeleri ibraz ettirilmek veya bulunduğu yerden getirtilmek suretiyle (dosya içinde bulunanlar dışında diğer bulunabilecek tüm belgeler de dahil olmak üzere) davacının iddiası doğrultusunda sermaye artırım kararı sonucunda alması gereken yeni payların kime gittiği hususunu net olarak belirleyen (veya mahkemece belirlenmesi), tarafların tüm itiraz ve beyanlarını değerlendiren, davacının talepleri ve uyuşmazlık konusunda yeterli inceleme ve değerlendirmeyi içeren bir rapor alınıp yeni payların gittiği kişilere de husumet yöneltilmesi sağlandıktan sonra tüm dosya içeriğine göre varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan mahkeme kararının temyiz eden taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı mirasçıları ile davalı şirket ve dahili davalı ... yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 24/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara