Esas No: 2021/2714
Karar No: 2022/2352
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2714 Esas 2022/2352 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2714 E. , 2022/2352 K.Özet:
Davacılar, Kent Çivi San. Tic. A.Ş.'nin ortakları ve son yönetim kurulu üyeleri olduklarını, şirketin terkin edildiğini ancak tasfiye işlemlerinin eksik yapıldığını iddia ederek şirketin ihyası ve malvarlığının tasfiyesine karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesi davanın sicilden terkin edilme tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Bölge adliye mahkemesi de aynı gerekçeyle istinaf başvurusunu reddetmiştir. Ancak Yargıtay, şirketin sicil terkin tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Bu nedenle davacıların ihya talebi değerlendirilmelidir.
6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi uyarınca, sicilden terkin edilen şirketlerin malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren 10 yıl sonra Hazineye intikal eder.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Gerze Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 30.11.2020 tarih ve 2020/147 E. - 2020/307 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 12.02.2021 tarih ve 2021/139 E. - 2021/330 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların Kent Çivi San. Tic. A.Ş.'nin ortakları olduğunu, ayrıca şirketin son yönetim kurulu üyeleri olduğunu, şirketin uzun yıllardır genel kurul toplantısı yapmadığını ve 559 sayılı KHK uyarınca sermaye artırımında da bulunmadığını, bu nedenle 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığının 18.07.2014 tarihli genelgesine göre, 22.08.2013 tarihinde şirketin ticaret sicilinden resen terkin edildiğini, ancak tasfiye işlemlerinin eksik yapıldığını, Sinop İli, Gerze İlçesi, Boypınar Köyü 1182 parsel sayılı taşınmazın halen şirket adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın tasfiyesinin gerektiğini, bu nedenle şirketin ihyası ve malvarlığının tasfiyesine karar vermek gerektiğini belirterek şirket adına kayıtlı taşınmazın tasfiyesine ilişkin olarak şirketin ihyasına ve sicile yeniden kaydedilmesine ve şirketin malvarlığının tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın, TTK'nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasında belirtilen 5 yıllık süre içerisinde açılmadığını, TTK'nın 547. maddesi gereğince şirketin ihyasına karar verilmeden de ek tasfiye işleminin yapılabileceğini, ayrıca davalı tarafından yerine getirilen şirketin tasfiye işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, davacıların dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davalının yasal hasım olduğunu ve yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10.03.2020 tarihli 2019/365 esas ve 2020/116 karar sayılı ilamıyla, davanın açıldığı tarihte şirketin terkinden önceki en son yerleşim yerinin Gerze/Sinop olduğu, ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmakla yetkinin kesin olduğu davalarda HMK nun 18/2. ve 19. maddesinin uygulanması gerekeceğinden, davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Gerze Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna, dosyanın talep halinde yetkili Gerze Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup, talep üzerine yargılamaya yetkili mahkemede devam edilmiştir.
İlk derece mahkemesince, TTK'nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasına göre davanın şirketin sicilden terkin edildiği tarihten itibaren öngörülen 5 yıllık süre içerisinde açılmamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davalı yararına vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesine göre sicilden terkin edilen şirketin adına kayıtlı mal varlığının bulunması nedeniyle şirketin ihyası talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin 15. fıkrasına göre şirketin sicilden terkin edilme tarihinden itibaren öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürede davanın açılmadığından reddine, bölge adliye mahkemesince de aynı gerekçeyle davacılar vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, şirketin sicil terkin edildiği tarihte şirketin adına kayıtlı taşınmazın bulunduğu ve bu mal varlığının tasfiyesinin gerektiği gerekçesiyle ihya talebinde bulunmuş olup, buna göre aynı maddenin 15. fıkrasının devamında, "Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder." hükmü uyarınca şirketin sicil terkin tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin uygulanması gerekirken, mahkemece 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 24/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.