Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/16 Esas 2022/9808 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/16
Karar No: 2022/9808
Karar Tarihi: 03.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/16 Esas 2022/9808 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/16 E.  ,  2022/9808 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve 2021/212 esas, 2021/323 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 24/12/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 16/01/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Muş Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonunda, 21/05/2018 tarihli ve 2018/354 soruşturma, 2018/72 sayılı karar ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanunun 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yoluna başvuru süresinin 7 gün olarak gösterildiği, karar şüpheliye cezaevinde tutanakla tebliğ edilerek infazı için Muş Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Muş Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, Muş Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 24/07/2019 tarihli yazısında 11/07/2018 tarihinde infaza başlandığı, 10/07/2019 tarihinde infazın tamamlandığının bildirildiği,
    3- Şüphelinin 30/04/2018 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine başlatılan soruşturma evrakının 2018/354 sayılı soruşturma evrakı ile birleştirilmesine karar verildiği, 30/04/2018 tarihli suçun 21/05/2018 tarihli erteleme kararından önce işlediği fark edilerek erteleme kararının 10/10/2018 tarihinde kaldırıldığı ve 15/10/2018 tarihli ve 2018/354 soruşturma, 2018/117 sayılı karar ile, yeni bir kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yoluna başvuru süresinin “7 gün” olarak gösterildiği, 15/10/2018 tarihinde tedbirin infazı için Muş Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    4- Şüphelinin 24/12/2020 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi üzerine, 18/02/2021 tarihinde erteleme kararı kaldırılarak Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 19/02/2021 tarihli ve 2018/354 soruşturma, 2021/335 esas,2021/256 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1,43/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    5- Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 09/03/2021 tarihli ve 2021/212 esas, 2021/323 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza
    Kanunu’nun 191/1, 43 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Muş Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/05/2018 tarihli ve 2018/354 soruşturma, 2018/72 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetim süresi içerisinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının anlaşılması nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191/1 43/2 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 1 hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve 2021/212 esas, 2021/323 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Somut olayda Muş Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/05/2018 tarihli ve 2018/354 soruşturma, 2018/72 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın Muş E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü aracılığıyla 24/05/2018 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştirildiği anlaşılmış ise de; benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 26/06/2018 tarihli ve 2018/3227 esas, 2018/12651 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 35. maddesinin 3. fıkrası gereğince serbest olmayan sanığa tebliğ edilen kararın kendisine okunup anlatılması gerektiği, somut olayda ise kararın sanığa anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü aracılığı ile "okumak/almak suretiyle" tebliğ edildiği, ancak anılan düzenleme uyarınca tebliğ edilen kararın sanığa anlatıldığına dair bir bilginin yer almaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın sanığa tebliğ işleminin usule aykırı olduğu, bu hâliyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve söz konusu kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine "7 gün" olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kesinleşmediği cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve 2021/212 esas, 2021/323 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ... hakkında, 16/01/2018 ve 30/04/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yürütülen soruşturma sonunda, Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 21/05/2018 tarihli ve 2018/354 soruşturma, 2018/72 sayılı kararı ile, kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, erteleme süresi içerisinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenmesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda, Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve 2021/212 esas, 2021/323 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 43/2 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 1 hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
    1- Şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına
    başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin “15 gün” yerine “7 gün” olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40. maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171, 172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden sözedilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatlar hukuki sonuç doğurmayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı,
    2- Muş Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/05/2018 tarihli ve 2018/354 soruşturma, 2018/72 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karar Muş E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü aracılığıyla 24/05/2018 tarihinde şüpheliye tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 35. maddesinin 3. fıkrası gereğince serbest olmayan sanığa tebliğ edilen kararın kendisine okunup anlatılması gerektiği, somut olayda ise kararın sanığa anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü aracılığı ile "okumak/almak suretiyle" tebliğ edildiği, ancak anılan düzenleme uyarınca tebliğ edilen kararın sanığa anlatıldığına dair bir bilginin yer almaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın sanığa tebliğ işleminin usule aykırı olduğu, bu hâliyle de kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği,
    3- Kabule göre de,
    a-) Mahkemece tekerrür hükümleri uygulanarak sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 43. maddeleri uyarınca mahkûmiyetine karar verildiği, sanığın 16/01/2018 tarihli eyleminin suç olarak, 24/12/2020 tarihli eyleminin erteleme kararının ihlali olarak kabul edildiği, erteleme kararından önce işlenen 30/04/2018 tarihli eylem nedeniyle de zincirleme suç hükümlerinin uygulandığı, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesinden önce işlenen suçların tek suç olarak kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle somut olayda zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden TCK’nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla cezaya hükmolunması kanuna aykırıdır.
    b-) Sanık hakkında Muş 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/285 esas ve 2017/149 karar sayılı ilamının tekerrüre esas alındığı, bu ilamın kesinleşme tarihinin 05/06/2018 olduğu, suç tarihinden sonra kesinleşen ilamın tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi de kanuna aykırıdır.
    Sonuç olarak, yukarıda (1) ve (2) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    D-) Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle: mahkemesince 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince “durma” kararı verilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli
    serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olduğundan; Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve 2021/212 esas, 2021/323 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    03/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara