Esas No: 2021/14503
Karar No: 2022/15567
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/14503 Esas 2022/15567 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/14503 E. , 2022/15567 K.Özet:
Sanık, kredi kartının teröristler tarafından kullanılıp para çekilmekte olduğunu iddia eden bir şahıs tarafından dolandırılarak toplam 24.500 TL para gönderdiği iddiasıyla dolandırıcılık suçundan yargılanmıştır. Sanığın, soruşturma aşamasında değişen savunmaları suçtan kurtulmaya yönelik olduğu gerekçesiyle sübut bulan suçu zincirleme şekilde işlenen nitelikli dolandırıcılık suçuna girerken, suç tarihinde bu hükmün yürürlükte bulunmaması nedeniyle, TCK'nin 157/1 maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçundan mahkum edilmesi gerektiği savıyla Cumhuriyet savcısı temyiz başvurusu yapmıştır. Yapılan inceleme sonucunda, uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenmiş ve sanığın basit dolandırıcılık suçundan mahkum edilmesi gerektiği, buna rağmen beraat kararı verildiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak, mahkeme kararı bozulmuş ve sanığın kazanılmış hakları saklı tutulmuştur.
6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 158/1 maddesine eklenen (L) bendi: Nitelikli dolandırıcılık suçunun zincirleme şekilde işlenen hali.
TCK’nin 157/1 maddesi: Basit dolandırıcılık suçu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
...
Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Katılanı suç tarihinde arayan bir şahsın, emniyetten aradığını söyleyerek kredi kartının teröristler tarafından kullanılıp para çekilmekte olduğunu ve bunun önlenmesi için bildirecekleri banka hesabına para yatırması gerektiğini katılana söylediği, bunun üzerine katılanın sanığın Finansbank'ta bulunan kredi kartı hesabına toplam 24.500 TL para gönderdiği, gönderilen paraların aynı gün harcamalarla kullanıldığı, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği kamu davasında; sanık, soruşturma aşamasında kollukta alınan 09.11.2013 tarihli ifadesinde, kredi kartının borcunu ödemek için cüzdanına baktığında kartı kaybettiğini fark ettiğini ve hemen Finansbank'ı arayıp kartının kaybolduğunu söyleyerek iptal ettirdiğini fakat bunun tarihini tam olarak hatırlamadığını savunmuş, kovuşturma aşamasında istinabe yoluyla yapılan 27.10.2014 tarihli sorgusunda, hatırlamadığı bir zamanda kredi kartını kaybettiğini, evin içinde bir yerdedir diye önce umursamadığını, daha sonra kredi kartı borcunu yatıracağı zaman geldiğinde kartını aradığını ancak bulamadığını, bankaya müracaat ettiğini ve kredi kartını kapattırdığını beyan etmiş yine kovuşturma aşamasında Mahkemece yapılan 11.01.2018 tarihli sorgusunda ise bu kez, iddianamede anlatıldığı şekilde Finansbank'tan kredi kartı aldığını, şifresini de kartın üzerine yazdığını, bunun nedeninin ise eşi kartla alışverişe gittiğinde şifresini kullanabilmesi için olduğunu, bahse konu kartı kaybettiğini, kaybettiğini fark ettikten sonra da bankaya başvurarak iptal ettirdiğini, olayla ilgi ve alakasının olmadığını savunmuş ise de, sanığın aşamalarda ortaya koyduğu ve değişen savunmaları suçtan kurtulmaya yönelik olup bu savunmalara itibar edilemeyeceğinden, sübut bulan eylemi hükümden önce 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 158/1 maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunun zincirleme şekilde işlenen halini oluşturmasına rağmen, suç tarihinde bu hükmün yürürlükte bulunmaması nedeniyle, sanık lehine olup TCK'nin 157/1 maddesinde düzenlenen ve zincirleme şekilde işlenen basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine hükmolunması gerekirken, yazılı gerekçe ile beraat hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ilk mahkumiyet hükmünün sadece sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi dikkate alınarak, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.