Esas No: 2019/2097
Karar No: 2022/15681
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/2097 Esas 2022/15681 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/2097 E. , 2022/15681 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
...
A)Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
1- Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 tarihli, 2011/8-335 Esas ve 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, "muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 131/3. maddesindeki “Fotoğraf, nüfus ve uluslararası aile cüzdanında bu alan için ayrılmış olan çizgilerin dışına taşmayacak ebatlarda kesilerek yapıştırılır.” ve aynı Yönetmelik'in 130. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ‘‘soğuk damga fotoğrafın üzerine gelecek ve fotoğrafın görüntüsünü bozmayacak şekilde ve nüfus cüzdanının plastikle kaplanması işleminden sonra ay-yıldıza doğru uygulanır.’’ şeklindeki düzenlemeler karşısında;
Kimlik tespit tutanağında " kimlik üzerinde bariz oynama izlerinin bulunduğu ve resim üzerinde soğuk damganın bulunmadığının belirtilmiş olması; dosyada aslı bulunan suça konu nüfus cüzdanı üzerinde heyetimizce yapılan incelemede; fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin bulunmadığı ve fotoğraf kenarlarının düzgün formda olmadığı, fotoğrafın belgeye sonradan yapıştırılmış olduğunun ilk bakışta kolaylıkla anlaşılması karşısında; fotoğraf üzerindeki soğuk damga izi bulunmayan nüfus cüzdanının bu hali ile aldatıcılık niteliği bulunmadığı ve TCK'nin 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunun da yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Adli emanetin 2014/8366 sırasına kayıtlı belge aslının akıbeti hakkında karar verilmemesi yasaya aykırı,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
B)Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Sanığa isnat edilen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli, 2020/87 Esas ve 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.