Esas No: 2022/2653
Karar No: 2022/6072
Karar Tarihi: 04.07.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2653 Esas 2022/6072 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/2653 E. , 2022/6072 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2021 tarihli ve 2020/19 Esas, 2021/73 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
2. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 15.10.2021 tarihli ve 2021/2669 Esas, 2021/2729 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık vasisi ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
1. Sanığın ceza sorumluluğunun bulunmadığına,
2. Sanığın eyleminin kasten yaralama neticesinde ölüme sebebiyet verme suçunu teşkil ettiğine,
3. Sanığın eylemi ile netice arasında nedensellik bağının bulunmadığına,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanığın, 13.05.2019 tarihinde elindeki balta ile maktulün kendi bahçesinde bahçe işleriyle uğraştığı sırada maktulün yanına geldiği, bunu gören maktulün sanığın kendisine zarar vereceği endişesiyle ikametine doğru kaçmaya başladığı, sanığın maktulü yakaladığı ve elinde bulunan balta ile maktulün kafa bölgesine ve vücuduna vurmaya başladığı, maktulün direnmesi ve baltayı tutması üzerine yere yatırdığı, ayağı ile maktulün kafasına doğru bastırdığı, bu arada maktulü öldürmekle tehdit ettiği, sanığın vurmaya devam etmesi üzerine maktulün bayıldığı, bunu gören maktulün kızı olan katılan ...'nin ruhsatlı av tüfeği ile havaya doğru bir el ateş etmesi üzerine tüfek patlaması sesini duyan sanığın olay yerinden kaçarak uzaklaştığı, daha sonra 112 ekiplerinin ve kolluk ekiplerinin olay yerine intikal ettiği, olayda kullanılan baltanın muhafaza altına alındığı, maktulün Durağan Devlet Hastanesinde ilk müdahalesinin yapıldığı ve ilk raporunun düzenlendiği, bu kapsamda mağdurun sol kalçada, sağ ön kolda ekimoz ve şişliklerin bulunduğundan bahsedildiği, kafa sağ paryetalde hematom, sağ omuzda ekimoz, kafatasında parietal bölgede kırık benzeri oluşumlar, çekilen grafilerde sol ileumda kırık tespit edildiği, hastanın basit tıbbi müdahale ile giderilemez şeklinde yaralandığı ve hayati tehlikesinin bulunduğu belirtilerek hastanın sevkine karar verildiği, bunun üzerine maktulün Sinop Atatürk Devlet Hastanesine sevkinin sağlandığı, bir müddet tedavi gördükten sonra taburcu edildiği ancak maktulün 02.06.2019 tarihinde tekrar rahatsızlanarak Sinop Atatürk Devlet Hastanesine götürüldüğü, burada tedavisine başlanıldığı ancak 07.06.2019 tarihinde vefat ettiği, Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 26.12.2019 tarihli raporda, maktulün ölümünün künt kafa ve pelvis travmasına bağlı, pelvis kemik kırığı ile birlikte beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğunun ve maktulün 13.05.2019 tarihinden sonra başkaca bir travmaya maruz kalmadığının kabulü hâlinde, 13.05.2019 tarihinde maruz kaldığı yaralanma ile ölümü arasında illiyet bağının bulunduğunun belirtildiği, maktulün 01.06.2021 tarihli kolluk tutanağından da anlaşılacağı üzere, 13.05.2019 tarihinden vefat ettiği 06.07.2019 tarihine kadar sanığın eylemi haricinde başkaca bir adlî olaya, kazaya ya da yaralanmaya maruz kalmadığının tespit edildiği, zira bunun haricinde dosyada yer alan sanık lehine olabilecek başkaca bir bilgi ya da belgenin bulunmadığı hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın, tanıdığı ve köyden komşusu olan ve maktulün eşi olan ... ile mala zarar verme suçu kapsamında daha önceden adlî yönden yaşanan uyuşmazlık nedeniyle husumet bulunduğu, maktule karşı suçta kullanılan aletin cinsi, kullanılış şekli, yaralanmanın meydana geldiği bölge, darbe adedi ve şiddeti, sanığın suçtan önceki ve sonraki davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, öldürmek kastıyla hareket ederek maktulün ölümüne neden olduğu ve bu kapsamda maktule karşı kasten öldürme suçunu işlediği anlaşılmakla, buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.
2. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen; "Kişinin ölümünün künt kafa ve pelvis travmasına bağlı pelvis kemiği kırığı ile birlikte beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu, ...'ın 13/05/2019 tarihinden sonra başkaca bir travmaya maruz kalmadığının kabulü halinde 13/05/2019 tarihinde maruz kaldığı yaralanma ile ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, ancak kişinin kalp kapak hastalığı nedeniyle kanın pıhtılaşmasını önleyici ilaç kullanmasının da ölümüne neden olan travmaya bağlı oluşan beyin kanamasının artmasında etkisi ve katkısı olacağı, maruz kaldığı travma ile ölümü arasındaki illiyet bağını kesmeyeceği" görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
3. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi kapsamında;
a) ... Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi tarafından tanzim olunan;
i) 12.09.2019 tarihli; "Sanığın şizofreni tanısının bulunduğu ve 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesinin 1. fıkrasından istifade edebileceği",
ii) 13.09.2019 tarihli; "İşlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacak durumda olup, bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli ölçüde azaldığının ve TCK'nin 32/1. maddesinden istifade edebileceği",
b) Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı;
i) Adlî Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen, 27.01.2021-94 tarihli ve sayılı; "Sanığın, 25.01.2021 giriş ve 27.01.2021 çıkış tarihleri arasında yapılan muayenesi, müşahedesi, tetkikleri ve adli dosyanın incelenmesi neticesinde, kasten öldürme suçuna karşı ceza sorumluluğunun tam olduğu",
ii) Adlî Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen, 26.02.2021-1174 tarihli ve sayılı; "Tıbbi belgeler ile adlî tahkikat dosyasında belirlenen ve adli tıbbi yorumlamayı ilgilendiren hususların değerlendirilmesi ve sanığın 05.10.2020 ve 27.01.2021 tarihlerinde yapılan muayeneleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasında, sanığı bulunduğu suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu",
iii) Adli Tıp 1. Üst Kurulu tarafından düzenlenen, 13.07.2021-231 tarihli ve sayılı; "Sanık hakkında düzenlenen daha önceki raporlar ile ilgili ayrıntılı bir değerlendirme yapıldıktan sonra sanığı bulunduğu suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu"
Görüşlerini bildirir adlî muayene raporları dava dosyasında mevcuttur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Ceza Sorumluluğu Yönünden
Sanığın ceza sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususunun araştırıldığı ve Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Adlî Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen, 27.01.2021-94 tarihli ve sayılı, Adlî Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen, 26.02.2021-1174 tarihli ve sayılı, Adli Tıp 1. Üst Kurulu tarafından düzenlenen, 13.07.2021-231 tarihli ve sayılı adlî muayene raporları arasında herhangi bir çelişki bulunmayacak şekilde ve her biri oy birliğiyle görüş açıklamakla; "Sanık hakkında düzenlenen daha önceki raporlar ile ilgili ayrıntılı bir değerlendirme yapıldıktan sonra 07.06.2019 tarihinde sanığı bulunduğu suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu" şeklinde mütalaada bulunulduğu, söz konusu raporların hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Suç Vasfı Yönünden
5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanabilmesi için sanığın yaralama kastıyla hareket etmesi, mağdurdaki yaralanmanın, aynı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunması, sanığın eylemi ile arasında illiyet bağı olacak şekilde mağdurun ölmesi, sanığın meydana gelen ölüm sonucuna ilişkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Buna göre sanık mağduru yaralamak amacıyla hareket etmeli, mağdurun yaralanacağını bilmeli ve bu sonucu istemelidir. Bununla birlikte sanık mağdurun yaralanmasını değil de ölmesini istemiş ve ölüm meydana gelmiş ise sanığın kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerekecektir. Zira sanığın kastının öldürmeye mi yoksa yaralamaya mı yönelik olduğu suçun işlenmesindeki neden, kullanılan aletin cinsi, kullanılış şekli, isabet alınan bölge, darbe adedi ve şiddeti, sanığın suçtan önceki ve sonraki davranışları, aradaki husumet, hedef seçme olanağının bulunup bulunmadığı, mağdurdaki yaraların yerleri ve nitelikleri, sanığın fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınarak bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda benzer şekilde Yargıtay'ın failin yaralama kastıyla değilde, öldürme kastıyla hareket ettiği ve bu kapsamda kasten öldürme suçundan sorumlu olmasına yönelik içtihatlarıyla benzer şekilde vermiş olduğu "Demir sopa ile kafasına sert bir şekilde vurarak kafa kemiğinde 19 cm'lik kırık ve çatlak oluşturarak ölümüne neden olma (Yargıtay 1. C.D. 26/03/2019 tarih Esas no: 2018/5859, Karar no: 2019/1823)" ilamında ve "maktulün kafasına odun parçasıyla vuran, maktulün yere yığılması üzerine sonucu aldığını düşünerek kafatası kırıkları, beyin kanaması, ödem, yağ embolisi nedeniyle ölümüne neden olması (Yargıtay 1. C.D. 09/04/2019 tarih Esas no: 2018/2059, Karar no: 2019/2173)" ilamında ve aynı şekilde "maktulün kafasına sert ve künt bir cisim ile birden fazla vurarak kafatası kemiklerinde ayrıklı kırık ve beyin kanaması nedeniyle ölümüne neden olan sanıkların eyleminin (Yargıtay 1. C.D. 21/01/2019 tarih Esas no: 2018/4383, Karar no: 2019/9)" öldürme kastıyla hareket edildiğini gösterdiği ifade edilmiş olup sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Nedensellik Bağı Yönünden
Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 26.12.2019 tarihli raporda maktulün ölümünün künt kafa ve pelvis travmasına bağlı, pelvis kemik kırığı ile birlikte beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğunun ve maktulün, 13.05.2019 tarihinden sonra başkaca bir travmaya maruz kalmadığının kabulü hâlinde, 13.05.2019 tarihinde maruz kaldığı yaralanma ile ölümü arasında illiyet bağının bulunduğunun belirtilmesi, maktulün 01.06.2021 tarihli kolluk tutanağından da anlaşılacağı üzere, 13.05.2019 tarihinden, vefat ettiği 06.07.2019 tarihine kadar sanığın eylemi haricinde başkaca bir adlî olaya, kazaya ya da yaralanmaya maruz kalmadığının tespit edilmesi karşısında sanığın eylemi ile netice arasında nedensellik bağının bulunduğu anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 15.10.2021 tarihli ve 2021/2669 Esas, 2021/2729 Karar sayılı kararında, sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Boyabat Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,04.07.2022 tarihinde karar verildi.