Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7794 Esas 2022/2528 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7794
Karar No: 2022/2528
Karar Tarihi: 28.03.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7794 Esas 2022/2528 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi, davalı şirketin başvurusunda yer alan \"FLO-IST\" markasının davacının \"FLO\" markasıyla benzerlik göstermesine rağmen, farklı hizmet sınıflarında bulunmaları nedeniyle 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluşmadığına karar verdi. Ancak davacının \"FLO\" markasının tanınmışlığından ve kötüniyet olduğuna inanıldığından, davalının marka başvurusunun haksız bir yarar sağlayabileceği, tanınmış markanın itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarının gerçekleşeceği sınıflarda tescile engel olacağı belirtildi. İlk derece mahkemesi davaya karar vererek, davalının markasının hükümsüzlüğüne ve Türk Patent'in YİDK kararının iptaline hükmetti. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozarak, davanın reddine karar verdi. Karar, temyiz edilerek Yargıtay tarafından da onandı.
Kanun Maddeleri: 556 sayılı KHK'nın 8/1-b ve 8/4 maddeleri, HMK'nın 282., 355, 369/1 ve 371 maddeleri, HMK'nın 370/1 ve 372 maddeleri.
11. Hukuk Dairesi         2020/7794 E.  ,  2022/2528 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17.01.2018 tarih ve 2016/385 E. - 2018/26 K. sayılı kararın davalı ... Tur. Sey. Orgn. Gıda İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.09.2020 tarih ve 2019/323 E. - 2020/749 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirket tarafından 2015/56690 sayılı "FLO-IST" ibareli marka tescil başvurusunda bulunulduğunu, davalının marka tescil başvurusunun müvekkili adına tescilli ve tanınmış "FLO" ibareli markalarla iltibas oluşturduğunu, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazının, davalı TPMK YİDK’nın 2016-M-8835 sayılı kararı ile reddedildiğini, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalı Türk Patent YİDK kararının iptaline ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Diğer davalı şirket vekili, dava konusu markaların emtia listelerinin farklı olduğunu, davacının markalarının tanınmışlığından yararlanma amacının bulunmadığını, taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalının "FLO-IST" ibareli başvuru markasıyla davacının "FLO" ibareli tescilli markaları arasında görsel ve sescil olarak işaret benzerliği olmasına rağmen, farklı hizmet sınıflarında bulunmaları nedeniyle 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluşmadığı, ancak davacının büyük şehirlerde AVM'lerin tamamında kullandığı "FLO" ibaresinin, davacı ile bütünleşen tanınmış bir marka olduğu, davacının tanınmış "FLO" ibareli işaretin, aynı yazı ve punto seçilerek, ayırt edilemeyecek tarzda "FLO-IST" ibaresi ile farklı bir sınıfta marka başvurusunda bulunulmasının, davacının markasının tanınmışlığından ve şöhretinden haksız yararlanılarak, o markanın ayırt ediciliğine zarar verebileceği kanaatine varıldığı, başvuruda yer alan "İST" ibaresinin tali unsur olup, coğrafi bölge niteliğindeki İstanbul şehrini işaret ettiği, dolayısıyla markadaki asıl unsurun "FLO" ibaresi olduğu, sonuçta davalının bu ibare dışında ya da bu ibareden uzaklaşarak farklı punto ve yazı karakteri tercih edebilecek geniş bir seçenek özgürlüğü bulunduğu halde, tanınmış "FLO" ibaresini asli unsur olarak seçip marka başvurusunda bulunduğu, 556 sayılı KHK'nın 8/4 maddesinde belirtilen koşulların davacı yararına gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, HMK'nın 282. maddesinde belirtilen "hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir." hükmünden hareketle bilirkişi raporuna kısmen iştirak edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, Türk Patent'in 2016-M-8835 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2015/56690 sayılı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.
    Hüküm, davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibarelerin asıl unsurlarının "FLO" ibaresinden oluştuğu, davalının başvurusunda yer alan "IST" ibaresi, "İstanbul" ibaresinin kısaltması olarak algılanacağından, "FLO" ibaresini öne çıkaran, onu yer adı olarak tamamlayan, tali bir unsur niteliği arz ettiği, her iki ibarenin benzer olduğu, davalının marka tescil başvurusunun sadece 39. sınıfta "Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri, ... " için yapıldığı, davacının anılan hizmet sınıfında tescilli bir markasının bulunmadığı, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluşmadığı, davacı markalarının ayakkabı sektöründe tanınmış olduğu konusunda bir tereddüt bulunmadığı, ancak bir markanın sadece tanınmış olmasının, benzer olmayan tüm sınıflarda doğrudan doğruya korunacağı anlamına gelmediği, markanın tanınmışlık düzeyi de dikkate alınarak, başvurunun haksız bir yarar sağlayabileceği, tanınmış markanın itibarına zarar verebileceği veya onun ayıt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarının gerçekleşeceği sınıflarda, tescile engel olacağı anlamına geldiği, somut uyuşmazlıkta davacının markalarının tanınmış olduğu ayakkabı sektörü ile davalının başvurusu kapsamındaki 39. sınıf "Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri, ... " arasında hiçbir ilişki bulunmadığından 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesi koşullarının davacı yararına oluşmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılamayı gerektirmediği gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara