Esas No: 2020/7637
Karar No: 2022/2675
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7637 Esas 2022/2675 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7637 E. , 2022/2675 K.Özet:
İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davada, davacı ile davalı arasındaki ticari münasebete dayanak yapılan faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve borcun davalıdan olduğu kararlaştırıldı. İcra takiplerinde davalı tarafından yapılan haksız itirazın kısmen iptal edilmesi ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verildi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nin istinaf başvurusunu usulden reddetmesi, temyiz edilerek Yargıtay'a götürüldü. Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi kararını onaylayarak reddetti ve kararda kamu düzenine aykırılık bulunmadığı belirtildi. HMK'nın 345-346 ve 370/1 maddeleri uyarınca istinaf başvurusunun usulden reddi kararı uygun bulundu. Kararın bir örneği Bölge Adliye Mahkemesine gönderilirken, bakiye 26.30 TL temyiz ilam harcı temyiz eden davalıdan alınacak. Hüküm oybirliğiyle karara bağlandı. Kanun maddeleri: HMK'nın 345-346 ve 370/1 maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.06.2017 tarih ve 2014/205 E. - 2017/590 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin usulden reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.10.2020 tarih ve 2017/5708 E. - 2020/1746 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, asıl davada davalı şirket ile 2013 senesi Şubat ayından itibaren devam eden bir ticari münasebete başladıklarını, bu minvalde davalı şirkete pek çok ürün satıldığını, ancak davacı şirketten alınan ürün bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı şirket tarafından müvekkili şirkete gönderilen 24.01.2014 tarihli mutabakat mektubuna göre, taraflar arasındaki cari hesabın 31.12.2013 tarihi itibariyle 82.129,77 TL olduğunun bildirildiği ve müvekkili şirketin muhasebe yönetimi biriminden de bu husus teyit edildiğini, bu hususta taraflar arasında yazılı mutabakat gerçekleştiğini ancak yazılı mutabakata rağmen davalı tarafın borcunu ödememesi nedeni ile İstanbul 32. İcra Müdürlüğü'nün 2014/9378 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, bu nedenle davalı borçlunun icra dosyasına yaptığı haksız itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz sebebi ile davalının alacağın % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise davalıya teslim edilen ürünler bedeli olarak tanzim olunan 14.02.2014 tarihli ve 150437 sıra numaralı faturanın davalı tarafa teslim edildiği, iki şirketin muhasebe kayıtlarına da işlendiği, ancak ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul 30. İcra Dairesi Sayın Müdürlüğü’nün 2014/18432 Esas sayılı icra takibi gerçekleştirilmiş ise de, davalı tarafın takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek davalı-borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, asıl davada davacı tarafından müvekkili şirkete teslim edilmeyen mallara ilişkin olarak 118.133,38 TL tutarlı irsaliyeli faturaların sehven hata ile KDV'lerinin ödendiğini, bu nedenle davacının zor durumda kaldığını, akabinde müvekkili şirketin keseceği iade faturasının davacı tarafından kabulü şartına bağlı olarak davacı çalışanı Harun Turanlı tarafından müvekkili şirkete teslim edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebi ile davacı çalışanı Harun Turanlı 'nın beyanlarına güvenilerek davacı faturalarının müvekkili şirket ticari kayıtlarına işlendiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan mutabakat mektubunun da bu dönemdeki borç ilişkisine ait olup, gerçeği yansıtmadığı, davacının faturada yazılı malın müvekkili şirkete teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata hükmedilmesini talep etmiş, birleşen davada ise davacıya borcu olmadığını, kendisinin davacıdan alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dosya ve birleşen dosyada takibe dayanak yapılan faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ... davalının ticari defter ve kayıtlarına göre 31.12.2013 tarihi itibariyle davacının davalıdan 82.189,75 TL alacaklı olduğu, alacak miktarının imzası davalı tarafça inkar edilmeyen mutabakat mektubuna göre teyit edildiği, birleşen dosya yönünden de 14.04.2014 tarihli faturaya istinaden 25.252,05 TL alacaklı olduğu, faturaların ticari defterlere işlendikten sonra ve mutabakat mektubunda da teyit edildikten sonra malların teslim alınmadığının davalı tarafça usulüne uygun yasal delillerle kanıtlanması gerektiği, davalının savunmasının yerinde görülmediği, davalının aleyhine girişilen icra takiplerinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, likit olduğundan hükmedilen miktarın icra takip tarihi itibariyle % 20'si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne davalının İstanbul 32. İcra Müdürlüğü'nün 2014/9378 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin asıl alacak olarak 82.189,75 TL miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak olan 82.189,75 TL’nin % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kabulüne davalının İstanbul 30. İcra Müdürlüğü'nün 2014/18432 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak olan 25.252,05 TL'nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekiline gerekçeli kararın 05/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 16.06.2017 tarihli süre tutum dilekçesi ibraz ettiği ve dilekçede sadece tehir-i icra talepli olarak istinaf yoluna başvurduklarının beyan edildiği, HMK 345. madde gereğince iki haftalık istinaf başvuru süresinin son gününün 19/07/2017 tarihine denk gelmesine rağmen, süresinden sonra 27/07/2017 tarihinde istinaf dilekçesi ibraz ederek istinaf sebeplerinin ileri sürüldüğü görülmekle, ikinci dilekçenin süresinden sonra ibrazı nedeniyle dikkate alınamayacağı, süre tutum dilekçesininde de, istinaf sebepleri ileri sürülmediğinden ancak kamu düzeni ile ilgili hususlar yönünden resen inceleneceği, kararda da kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK 345, 346. maddeler gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
Karar asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
16.06.2017 tarihli süre tutum dilekçesi yönünden, yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda kamu düzeni yönünden isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, 27.07.2017 tarihli istinaf dilekçesinde yasal süreden sonra verilmiş bulunmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 345-346 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince usulden reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 31/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.