Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/23 Esas 2022/10196 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/23
Karar No: 2022/10196
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/23 Esas 2022/10196 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/23 E.  ,  2022/10196 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Sivas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/166 esas, 2018/651 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 08/12/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 01/02/2017, 17/06/2017 ve 24/08/2017 tarihlerinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda 30/10/2017 tarihli ve 2017/4607 soruşturma, 2017/226 sayılı karar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkınında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 23/11/2017 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, 09/12//2017 tarihinde tedbirin infazı için Sivas Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Sivas Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 12/12/2017 tarihli ve 2017/576 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 15/12/2017 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle 26/12/2017 tarihli uyarılı çağrı yazısının yine doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarılarak 27/12/2017 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle yükümlülüklerini ihlalde ısrar ettiği gerekçesiyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek Sivas Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    3- Erteleme kararı kaldırılarak Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının 22/002/2018 tarihli ve 2017/4607 soruşturma, 2018/456 esas, 2018/703 sayılı iddianamesi ile Sivas 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    4- Sivas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 26/09/2018 tarihli ve 2018/166 esas, 2018/651 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince teşdiden 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30/10/2017 tarihli ve 2017/4607 soruşturma, 2017/226 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmaması nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesi gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Sivas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/166 esas, 2018/651 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    1) Dosya kapsamına göre, sanık hakkında Sivas Başsavcılığınca verilen 30/10/2017 tarihli ve 2017/4607 soruşturma, 2017/226 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karar, sanığa 23/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ise de;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, anılan Kanun'un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” şeklindeki şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 30/10/2017 tarihli kamu davasının ertelenmesine ilişkin kararın sanığın doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesine göre yapılan tebliğin usulsüz olduğu, bu hâliyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve söz konusu kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine "7 gün" olarak belirtilmek suretiyle sanığın yanıltıldığı, usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kesinleşmediği cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2) Somut olayda, Sivas Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan 12/12/2017 tarihli çağrı kağıdı ile 26/12/2017 tarihli uyarı yazısının sanığın doğrudan MERNİS adresine 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesine göre yapılan tebligat geçerli sayılamayacağından, tebligat işleminin usulsüz olduğu cihetle, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin kabul edilemeyeceği ve ısrar koşulunun gerçekleşmediği gözetilmeksizin, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek Sivas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/166 esas, 2018/651 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... hakkında, 01/02/2017, 17/06/2017 ve 24/08/2017 tarihlerinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının 30/10/2017 tarihli ve 2017/4607 soruşturma, 2017/226 sayılı kararı ile, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle hakkında kamu davası açılması üzerine, Sivas 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/166 esas, 2018/651 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
    1- Şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye 23/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin “15 gün” yerine “7 gün” olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40.maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2.maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden sözedilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle somut olayda, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin doğrudan MERNIS adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu,
    2- Aynı şekilde, Sivas Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan 12/12/2017 tarihli çağrı yazısı ile 26/12/2017 tarihli uyarı yazısı tebligatlarının doğrudan sanığın MERNİS adresine 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesine göre yapılması nedeniyle yukarıda açıklandığı üzere Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olduğu, tebligat işlemleri usulsüz olduğundan sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin kabul edilemeyeceği ve ısrar koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından;
    Mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    D-) Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemesince 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince “durma” kararı verilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan; Sivas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2018/166 esas, 2018/651 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara