Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6113 Esas 2022/2798 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6113
Karar No: 2022/2798
Karar Tarihi: 04.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6113 Esas 2022/2798 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/6113 E.  ,  2022/2798 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
    BİRLEŞEN DAVA : BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NİN 2017/44 ESAS


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 09.05.2018 tarih ve 2014/540 E. - 2018/297 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 18.06.2020 tarih ve 2019/201 E. - 2020/563 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada, davacı vekili müvekkilinin davalı ... Pet. Paz. ve Tur. Tic. Ltd. Şti’nin hissedarlarından olduğunu, 13/02/2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirkete yetkili müdür olarak atanan diğer hissedarlar davalı ... ile ... döneminde şirketin basiretsiz bir şekilde yönetildiğini, şirket sermayesinin nerede ise sıfıra indiğini, davalılardan ...'nun rekabet yasağı ilkesine aykırı hareket ettiğini, ortağı olduğu dava dışı şirketin işlerini Çizmeciler Pet. Paz. ve Tur. Tic. Ltd. Şti. personeline yaptırdığını, kırtasiye ve telefon ile elektrik ve ısınma giderlerini davalı şirketten karşıladığını, TTK'nın 543 maddesi delaletiyle TTK'nın 161 ve 162 maddesi ile TTK'nın 547 maddelerinde öngörülen muhik sebebin gerçekleşmesi nedeniyle davalı şirket müdürlerinin azli gerektiğini ileri sürerek davalı şirket müdürlerinin müdürlük görevinden azilleri ile şirkete yeni müdür atanmasına veya yönetici kayyımı tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, şirketin karlılığı ve özsermayesinin sürekli artış gösterdiğini, müvekkili M. ...'nun kurucu ortağı olduğu Çizmeciler Oto Tur. Tic. ve San. A.Ş. ile müvekkili davalı şirketin faaliyet konularının tamamen farklı olduğunu ve rekabet yasağı iddiasına konu edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davacı vekili birleşen davada, müvekkilinin Çizmeciler Petrol Pazarlama Tur. Ltd. Şti.’nin hissedarlarından olduğunu, 13/02/2012 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısında alınan karar ile şirketin davalılar tarafından yönetilmeye başlandığını, ancak davalı müdürlerden M....'nun şirketteki müdürlük görevini suiistimalle rekabet yasağı ilkesine aykırı davranarak şirketi zarara uğrattığını, aynı konuda açılmış davanın devam ettiğini ancak davalının azlini gerektirecek yeni tespit edilen hususların mevcut davada değerlendirilmesi HMK gereği mümkün olamayabileceğinden işbu davayı açtıklarını, tasfiye davası devam eden şirkette huzur hakkının artırıldığını, taraflar arasındaki sulh protokolü ile arsa mülkiyeti ile birlikte davalıya geçen akaryakıt istasyonlarının kiralarının şirket zararına arttırıldığını ve bu istasyonların yenilenmesine dair giderlerinin tasfiye sürecinde olan şirketin parası ile karşılandığını, davalının 24.02.2015 tarihinde kurduğu şirketle rekabet etmeme yasağına aykırı davrandığını ileri sürerek davalı şirket müdürlerinin şirket müdürlüğü görevinden azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, birleşen davada, davanın TTK'nın 396. maddesi gereği zamanaşımına uğradığını, iddia edilenin aksine müvekkillerinden M....'nun TTK'nın 613 ve 626.maddelerinde düzenlenen rekabet yasağına aykırı bir davranışının bulunmadığını, istasyonlarda yenileme faaliyeti olmadığı gibi davalı şirket kasasından yapılmış herhangi bir harcama bulunmadığını, kira ve huzur hakkına ilişkin iddiaların Medeni Kanun’un 2. maddesine aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, davacı ortak ...'nun davalı ... Pet. Paz. ve Tur. Tic. Ltd. Şti. ile şirketin yetkili müdürleri konumundaki davalı ... ve M... aleyhine ortak sıfatıyla kendisi adına açtığı asıl ve birleşen dosyada rekabet yasağına yönelik iddiaları bakımından aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı; davalı şirket müdürlerinin şirketi kötü yönettiklerini ve şirketi maddi zarara uğrattıkları iddiasının dosya kapsamında kanıtlanamadığı, zira, davalı şirketin 2009-2014 yıllarına ait ticari defter ve belgeleri ile mali tabloları ayrıntılı şekilde mali analize tâbi tutularak incelendikten sonra hazırlanan raporda ortaya konulduğu üzere davalı şirket müdürlerinin diğer davalı şirkete yönelik hukuka aykırı nitelikte ve şirketin maddi zararını doğuran bir filleri ve müdürlük yetkisini kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdikleri kötü yönetim olgusunun dosya kapsamında usulen kanıtlanmadığı; birleşen davada birleşen davalı şirket müdürü M....'na, davacı ile imzalanan sulh protokolüne istinaden devredilen BP Aktaş ve Kuruçay akaryakıt istasyonlarının yenileme ve tadilat giderlerinin asıl davalı şirketin gelirleri ile finanse ederek karşılandığı iddia edilmiş ise de söz konusu imalat ve tadilat giderlerine ilişkin fatura konusu borcun davacının ortağı olduğu Çizmeciler Pet. Paz. ve Tur. Tic. Ltd. Şti.’ye değil, müdür M.... tarafından kurulan rekabet yasağı iddiasına dayanak dava dışı Çizmeciler Akaryakıt Nak. Oto. Tur. İnş. San. ve Tic. A.Ş.'ye fatura edildiği, fatura bedelinin davalı şirket tarafından ödendiğine ilişkin bir delilin davacı vekili tarafından sunulamadığı, dava konusu iddiaların haklılığının kanıtlanamadığı, davalı şirket müdürlerinin yerine müdürlük yetkilerini kullanarak görev yapmak üzere yönetim kayyımı atanmasının yasal koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
    Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporlarına göre, dava dışı şirketin 18/02/2015 tarihinde kurulduğu, şirketin tek ortağının ... olduğu, davalı şirket ile dava dışı şirketin rekabet yasağı yönünden karşılaştırılacak döneminin, davalı şirket ile dava dışı şirketin aynı faaliyet kolunda gerçekleşen bir geliri olmadığından 02/03/2017 tarihinden sonrası olacağı, 02/03/2017 tarihinde Aktaş İstasyonu'nun davalı ...'nun ortağı olduğu dava dışı anonim şirket tarafından işletilmeye başlandığı, davalı şirketin bu adreste akaryakıt satışı olmadığı, diğer Kuruçay İstasyonu'nun ise Sulh Protokolü gereği 07/06/2017 tarihinden itibaren davalı ...'nun ortağı olduğu anonim şirket tarafından işletilmeye başlandığı, davalı şirketin bu adreste herhangi bir akaryakıt satışının olmadığı, Aktaş ve Kuruçay İstasyonları'nın farklı tarihlerde kapanması gerçekleşene kadar yani 02/03/2017 ile 07/06/2017 tarihleri arasında her iki şirkette de akaryakıt satışının olduğu, Kuruçay İstasyonu'nun kapanışından sonra ise davalı şirketin yalnızca kamu kurumlarına sözleşme taahhütleri gereği alım satışlarının gerçekleştiği, 15/05/2017 tarihinden itibaren BP İstasyon Bayilik Sözleşmesi'nin dava dışı anonim şirket tarafından imzalanması nedeniyle davalı şirketin mevcut istasyonunun olmadığı ve akaryakıt satışı ile ilgili bir faaliyetinin gerçekleşmediği, bu nedenle rekabet yasağına aykırı bir durumun mükerrer tarihlerde sözleşmeler yapılmadığından söz konusu olmadığı, Opet, Kuruçay ve Aktaş İstasyonları Sulh Protokolü çerçevesinde davalı şirket tarafından ortaklara bırakıldığından ortaya çıkan demirbaş ve bu süre zarfında yapılan yenileme tadilat çalışmalarının davalı ...'na ait ve tek ortağı bulunan dava dışı Çizmecioğlu Akaryakıt A.Ş.'ne toplam 691.213,67 TL olarak bedellerinin mizanda görülen ve amortisman eskime payları düşülerek tespiti yapılan demirbaşlar ile birlikte fatura edildiğini, bedelin her iki şirket kayıtlarında da göründüğünü ve henüz ödenmediği, davalı şirketin kayyım ataması yapılan dönem aralığı olan 18/07/2012 ile 07/12/2012 tarihleri ve sonrası olan davalılarca yönetilen dönemlerde kâr/zarar kalemlerinde ve satış litre miktarına ilişkin şubelerin yıllık litre miktarında sürekli artış olduğundan şirketin finansal yapısında herhangi bir azalmanın meydana gelmediği, bu nedenle herhangi bir yönetim zafiyetinden söz edilmesinin mümkün olmadığının belirtildiği, davacının, davalı yöneticilerin, davalı şirketle aynı faaliyet alanında bulunan başka bir şirket kurmak suretiyle rekabet yasağını ihlal etmek suretiyle haklı nedenden ötürü davalıların şirket müdürlüğünden azlini talep ettiği, davacının şirket ortağı olması nedeniyle dava hakkı bulunduğu halde İlk Derece Mahkemesince rekabet yasağı iddiasına yönelik iddialar yönünden davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı şirketin 06/04/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan karara göre ...ve... ...'nun 10 yıl süreyle şirkete müdür seçildikleri, söz konusu kararın Ticaret Sicil Müdürlüğünün 18/05/2018 tarih ve 599 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği anlaşıldığından davaların konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamaya devam ederek davanın açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumu ile dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama giderlerine mahkum etmesi gerektiği, dosya kapsamında bilirkişi heyetinden alınan raporda da açıklandığı üzere davacıların davasını somut bilgi belgelerle ispatlayamadığı anlaşıldığından dava dosyasında yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davada davalı şirket yönünden açılan davanın husumetten reddine, asıl davada davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada davalı şirket yönünden açılan davanın husumetten reddine, birleşen müdürlerin azli davasında davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara