Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8261 Esas 2022/2845 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8261
Karar No: 2022/2845
Karar Tarihi: 05.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8261 Esas 2022/2845 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş. ortağı olarak dava konusu taşınmazın satışının usulsüz olduğunu iddia ederek tescilin iptalini ve taşınmazın şirket adına tapuya kaydedilmesini talep etmiştir. Ancak mahkeme, tapu sicilinde malik olarak bulunan ve sicilde tedbir yahut şerh bulunmayan taşınmazın, dava dışı bir üçüncü kişi tarafından satın alındığını ve tescilin yolsuz olduğu iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davadışı Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş.'nin alınan genel kurul kararlarının butlanına karar verildiğini ve bu nedenle tescilin yolsuz olduğunu kabul etmiştir. Ayrıca, taşınmazın sonradan davalı şirkete devredilmesi de bu durumu değiştirmediği için davanın kabul edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.

TMK 1023. maddesi; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.\"
TMK 1024/1. maddesi; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”
TMK 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”
TMK 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.”
11. Hukuk Dairesi         2020/8261 E.  ,  2022/2845 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.04.2016 tarih ve 2011/593 E. - 2016/180 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süresi dışında, davacı vekilinin ise süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının ortağı olduğu Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş. nin 27.12.2007 tarihli genel kurulunda dava konusu taşınmazın satışı için karar alındığını, bu genel kurul kararına istinaden dava konusu taşınmazın satıldığını, halbuki alınan genel kurul kararının usulsüz olduğunu, genel kurulun toplanması ve karar tutanağı altındaki imzaların sahte olduğunu, bu sebeple satışın butlan ile malül olduğunu, davalı ile Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş. ortaklarının şirketin içini boşaltmak için genel kurul kararından hemen sonra satışını yaptıklarını, davalının kötüniyetli olduğunu ve tescilin de yolsuz olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile taşınmazın Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş. adına tapuya kayıt ve tescilini dava ve talep etmiştir.
    Davalı vekili, taşınmazın satışının 2007 yılında yapıldığını, davacının bunu 2007 yılında bildiğini, davanın 2011 yılında açılmakla dava zamanaşımının dolduğunu, satışı yapanın Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş. olduğunu, davacının ise bu şirketin ortağı olmakla davacı sıfatının bulunmadığını, ayrıca kendilerinin tapu siciline istinaden iyiniyetli 3. kişi konumunda olduklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı her ne kadar alınan genel kuru kararının usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de tapu sicilinde malik olarak bulunan ve sicilde tedbir yahut şerh bulunmayan taşınmazın, 3. kişi konumundaki dava dışı ...'e ve bilahare davalı şirkete satılmasında davalı tarafça bilinebilecek bir yolsuzluk bulunmadığı, tapu siciline güven ilkesi sebebiyle davalının sicile güvenerek taşınmazı satın aldığı, taşınmazın tapuda Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş. adına kayıtlı olduğu, tapu kaydında her hangi bir tedbir yahut şerh, beyan bulunmadığı, dava dışı ... ile yine dava dışı Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş. arasında fiili bir ilgi ve bağlantının bulunmadığı, alıcı Hüseyin'in kötüniyetli olarak satışa iştirak ettiğine ve satışta iki taraf açısından muvazaa yada hile olduğunun ispat edilemediği, davacı satıcı Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş. şirketinin ortağı olması sebebiyle kendisine karşı şirketin içini boşaltma amacıyla bu satışın yapıldığını iddia etmişse de davacının Akşehir'de yaşadığı, dava konusu taşınmazında aynı yerde bulunduğu, satıştan sonra fabrika amaçlı kullanılan taşınmaz da isim şekil ve tabela değişikliğine gidildiği, söz konusu eylemlerin 2007-2008 tarihinde yapıldığı, davacı vekilinin dilekçesinin 2. sayfasında davacının taşınmaza ilişkin olarak 2008 yılında tabelanın değişmesi üzerine ortaklarına bu durumu sorduğu ve ortakların da satışın yapıldığı ancak bedelinin ödenmediği cevabını aldığını beyan etmesi karşısında davacının satışa ilişkin bilgisinin bulunduğu, genel kurul kararının usulsüz olarak kabul edilmesinin 4721 sayılı TMK 1023 maddesi gereğince taraflar arasındaki satış işlemine etkisinin olmayacağı, zira genel kurul kararının usulsüz olmasının 3. kişi konumundaki davalıyı TMK 1023 ışığında etkilemeyeceği ancak davacıya Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A. Şirketine veya ortaklarına karşı tazminat yahut alacak davası açma hakkı verebileceği gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuşsa da, gerekçeli kararın davalı vekiline 06.06.2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak temyiz dilekçesinin 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 14.07.2016 tarihinde mahkemeye sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, süresinde yapılmayan temyiz istemiyle ilgili olarak İlk Derece Mahkemesi tarafından karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacı yan vekilinin temyiz istemine gelince; dava, davadışı Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş.'ye ait bir parça gayrimenkulün, anılan şirketin 27.12.2007 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan karara istinaden yapılan satış işleminin yolsuz tescil niteliğinde olması nedeniyle, taşınmazı bilahare devralan davalı adına oluşturulan tescil kaydının iptali ile satıcı şirket adına tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.
    TMK’nın 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
    Dava dosyası içeriği uyarınca, davadışı Akşehir Cam Sistemleri San. Tic. A.Ş.'nin 27.12.2007 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların tamamının, Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.05.2015 tarih 2011/592 Esas-2015/238 Karar sayılı ilamıyla butlanına karar verilmiş ve Dairemizin 09.05.2016 tarih 20115/15391 Esas – 2016/5230 Karar sayılı ilamıyla yerel mahkeme kararı onanarak kesinleşmiştir. Bu durumda gerek satış kararının ve gerekse de tapuda gerçekleştirilen işlem sırasında şirketi temsil eden tasfiye memurunun işlem sırasında şirketi temsil etmesine ilişkin kararların baştan itibaren yokluk ile malul olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle de anılan şirket tarafından davadışı ...'e yapılan satış işlemine dayalı oluşturulan tescilin, TMK'nın 1024/2 nci maddesi gereğince yolsuz olduğu ortadadır.
    Öte yandan, davadışı ...'in adına gerçekleştirilen ve yolsuz nitelikte olduğu anlaşılan tescil işlemi sonrasında taşınmaz, ... tarafından ortağı bulunduğu davalı Ak Hel Gıda Tarım Turizm Petrol San. Tic. Ltd. Şti.'ne devredilmiştir. Bu durumda, davalı şirketin, kendisine devir yapan ortağı adına oluşturulan tescil işleminin yolsuz olduğunu bilmediğini ileri sürmesi mümkün bulunmayıp TMK'nun 1023. maddesinin korumasından yararlanamayacağı açıktır.
    Tüm bu nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin süreden REDDİNE 2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara