Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10587 Esas 2022/10384 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/10587
Karar No: 2022/10384
Karar Tarihi: 17.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10587 Esas 2022/10384 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuyla verilen denetimli serbestlik tedbiri kararının tebliğ işlemi usulsüz yapıldığından ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği belirlendi. Bu sebeple karara ilişkin sonraki karar ve işlemler hukuken geçersiz sayıldı ve dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade edildi. Suçun kanun maddesi TCK'nın 191. maddesi (2. fıkrası) olarak belirtilirken, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların durma kararı niteliğinde olduğu ve itiraza tabi olduğu belirtilerek, uygulanacak kanun maddesi 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi ve itiraz prosedürleri 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi olarak açıklandı.
10. Ceza Dairesi         2020/10587 E.  ,  2022/10384 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet


    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre usulüne uygun tebliğ yapılabilmesi için, kendisine tebligat yapılacak kimse veya belirtilen maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerektiğinden,
    Sanığın yokluğunda verilen 25/06/2013 tarihli denetimli serbestlik tedbiri kararının Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca yapılan tebliğ evrakında, muhatabın adreste bulunmama sebebinin sorulduğu komşusunun kim olduğunun (isimden ve imzadan imtina etmiş olsa dahi daire numarası vs gibi ayırt edici hiçbir özelliğin) belirtilmediği gibi ve keyfiyetin haber verilmediği, bu yönüyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşıldığından; kesinleşmeyen karara ilişkin verilen sonraki karar ve işlemlerin hukuken geçersiz olduğu; sanığın 05.11.2015 tarihli temyiz isteminin 25/06/2013 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraza tabi olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na İADESİNE, 17.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara