Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3847 Esas 2012/6647 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3847
Karar No: 2012/6647
Karar Tarihi: 13.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3847 Esas 2012/6647 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3847 E.  ,  2012/6647 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı arsa sahibi vekili, müvekkili ile yüklenici arasında düzenlenen 08.01.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenicinin projeyi sözleşme ekindeki krokiye göre hazırlamadığını, projede daire alanlarını daha küçük yaptığını, yola cephelerin farklı olduğunu, B blokta 2"şer dükkan belirlenmiş olmasına rağmen tek dükkanın projelendirildiğini, inşaatın başlangıç tarihinin ruhsat tarihi olarak belirlenmesine rağmen sözleşmeye temel üstü vizesi olarak yazıldığını, bu aykırılıkların giderilmesi için davalı şirket yetkilileri ile görüşme yapılmasına rağmen davalı tarafın buna yanaşmadığını, bunun üzerine verilen vekaletten azledildiğini ve azil sebeplerinin bildirildiğini, sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için sözlü çabaların sonuç vermediğini savunarak, inşaat sözleşmesinin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı yüklenici vekili, davacının fesih talebinin haklı nedenlere dayanmadığını, davalının dava açmakta iyi niyetli olmadığını, davacı ile davalının 2 dükkan ile A Blok zemin katta bir dairenin davacıya verilmesi hususunda tanıklar önünde anlaşmalarına rağmen bu davayı açtığını,sözleşmeye temel üstü vizesinin yazılmasında davalının bir kötüniyeti olmadığını, ruhsat alımında gecikmenin davacının emlak borcundan kaynaklandığını, sözleşmede dairelerin 89 m² olarak projelendirildiğini, ayrıca şahitler huzurunda yeni proje üzerinde anlaştıklarını, bu projeyi de dosyaya sunduklarını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı yüklenicinin dava tarihine kadar geçen 11 ay içinde sözleşmeye uygun projeyi çizmediği, azilnamenin projenin çizilmesine engel olmadığı gibi, fesih nedenlerinin bildirilmediği, sadece sözleşmeye aykırılıkların belirtildiği, davalı yüklenicinin sözleşmeye uygun projeyi çizerek davacıyı temerrüde düşürmediği, tarafların sonradan yeni proje üzerinde anlaşarak sulh oldukları iddiasının ispat edilemediği ve davacının sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile sözleşmenin feshine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    BK’nun 106. maddesi gereğince, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan biri karşı tarafı temerrüde düşürmek için diğer tarafa borcun ifa edilmesi için münasip bir mehil verir veya münasip bir mehilin tayinini hakimden isteyebilir. Bu mehil zarfında borç ifa edilmemiş olduğu takdirde, alacaklı her zaman onun ifasını talep ve gecikme sebebiyle zarar ve ziyan istemek hakkını haizdir. Bir de akdin icrasından ve gecikme sebebiyle zarar ve ziyan talebinden vazgeçtiğini derhal beyan ederek, borcun ifa edilmemesinden doğan zarar ve ziyanını talep veya akdi feshedebilir. Bu hükme göre, sözleşmenin feshi için, münasip bir süre verilmesi ve sürenin sonunda akdin derhal feshedilmesi gerekir. Somut olayda, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasındaki 08.01.2010 tarihli düzenleme şeklindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yapı ruhsatı alınması için herhangi bir vade kararlaştırılmamış olup, inşaatın temel üstü vizesi alındığı tarihten itibaren 34 ay içinde bitirileceği belirtilmiştir. Bunun dışında inşaatın tasdikli projeye, imar durumuna ve sözleşmede yazılı şartlara uygun olarak yapılacağı kararlaştırılmıştır. Ne var ki, davalı yüklenici henüz yapı ruhsatını almamasına rağmen, BK’nun 101. maddesine uygun şekilde temerrüde düşürülmüş değildir. Ayrıca yüklenicinin sözleşmeye aykırı imalat yaptığını gösteren belediyesince onaylı herhangi bir proje de bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı arsa sahibi açısından fesih koşullarının oluştuğu söylenemeyeceğinden davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara