Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/6890 Esas 2022/16339 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/6890
Karar No: 2022/16339
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/6890 Esas 2022/16339 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanıkların 2006 yılındaki sahte fatura düzenlemesi ve defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçlarına ilişkin kararını incelerken, bazı eksikliklerin bulunduğunu tespit etti. Bazı sanıklar hakkında mütalaa bulunmadığı görüldü ve suçların zamanaşımına uğradığı için ceza verilemeyeceği kararına varıldı. Bazı sanıklar için ise mütalaa gerektiği halde bulunmadığı için dava düşürüldü. Ayrıca, bir sanığın ölümü ve bir kanun değişikliğinin ardından ise yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-e ve 67/4. maddeleriyle öngörülen olağanüstü dava zamanaşımı ve 7394 sayılı Kanun'un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun'un 359. maddesi gibi kanun maddelerine atıfta bulunulmuştur.
11. Ceza Dairesi         2020/6890 E.  ,  2022/16339 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 213 Sayılı Kanun'a aykırılık
    ...
    ...
    ...


    A) Sanıklar ..., ... (...), ..., ..., ... ve ... hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
    Sanık ... hariç diğer sanıklar hakkında 213 sayılı VUK‘nin 367. maddesine göre usulüne uygun olarak verilmiş mütalaa bulunmadığından Mahkeme tarafından durma kararı verilip mütalaa verilip verilmeyeceğinin sorulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ise de, zamanaşımının olumsuz muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğunun anlaşılması karşısında;
    Sanıklara yüklenen suçun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
    B) Sanıklar ..., ... (...), ..., ..., ... ile ... hakkında “defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçundan kurulan beraat hükümlerine ve sanık ... hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan beraat hükmüne katılan vekilinin; sanık ... hakkında “defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin ve sanık ...’nun temyizlerinin incelenmesinde;
    1. Sanıklar ... (...), ..., ..., ..., ... hakkında “defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçundan 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi uyarınca kovuşturma şartı olan mütalaa bulunmadığı anlaşılmakla, Mahkeme tarafından öncelikle 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, verilmeyeceğinin anlaşılması durumunda dava şartı yokluğu nedeni ile davanın düşmesine karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden yargılamaya devamla beraat kararları verilmesi,
    2. Sanık ...’ın UYAP aracılığıyla MERNİS üzerinden ulaşılan nüfus kaydına göre hükümden sonra 18.10.2017 tarihinde öldüğü belirlendiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK’nin 64/1 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
    3. Sanık ... hakkında kurulan hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun'un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanık ...’nun temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara