Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5944 Esas 2022/2990 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5944
Karar No: 2022/2990
Karar Tarihi: 13.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5944 Esas 2022/2990 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/5944 E.  ,  2022/2990 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.04.2017 tarih ve 2014/371 E. - 2017/249 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.03.2020 tarih ve 2017/4274 E. - 2020/671 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı ... ile ...vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı Av. ...'un 29.01.2013 tarihinde müvekkilinin 2011 yılının 11. ayından itibaren faaliyet gösterdiği Haksoy Tekstil isimli işyerinin bulunduğu ...Cad. ... Sokak No:12 Bodrum kat Levent İş Merkezi Keresteciler Merter ... /İstanbul adresine gelerek alacaklısı ..., borçlusu ...olan kişi ile hiçbir şekilde ilgisi bulunmamasına rağmen bu kişinin borcundan dolayı İstanbul 22. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11049 Esas sayılı dosyasından yazılan talimat üzerine Bakırköy 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/61 talimat sayılı dosyasından hacze gelerek işyerindeki demirbaşlar ile müşterilere ait kumaşlar olmak üzerine bütün malların muhafaza edileceği yolunda kendisini tehdit ederek ve dört saate yakın bir manevi cebir ve baskı altında bütün menkul malları haciz zaptına yazdırdıktan sonra, müvekkiline 29.01.2013 tanzim tarihli protokol ile ilki 30.05.2013 vadeli olan birer ay sıralı beheri 4.000,00 TL tutarındaki otuz adet, toplamı 120.000,00 TL değerindeki senetlerin hata, hile ve ikrah altında imzalatıldığını, İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’nün 2011/20563 Esas sayılı, alacaklısı ...
    ve borçluları ...ve Havsullah Soyoral, Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2013/681 Esas sayılı, alacaklısı ..., borçluları Ahmet Arık ve Nergis Baloğlu, vekillerinin ise davalı ... olduğu icra takipleri ile müvekkilinin bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili aleyhinde İİK’nın 89. maddesi uyarınca çıkarılmış bir haciz ihbarnamesinin de dosyalarda mevcut olmadığını, Av. ...'un manevi cebir ve baskı altında müvekkilinden kendisiyle hiçbir bağı ve ilgisi olmayan borçluların borcundan ötürü 120.000,00 TL tutarında senet aldığının öğrenilmesi üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/10372 Bakanlık soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunduklarını, Av. ...'un senetleri aldıktan bir müddet sonra müvekkilini İstanbul Tercüman sitesinde bir avukatın bürosuna çağırdığını, önce senetlerin tamamını iade etmek için 26.000,00 TL istediğini, daha sonra ise 15.000,00 TL verilir ise senetlerin tamamını iade edeceğini söylediğini, ancak senetleri iade etmediğini iddia ederek müvekkilinin davalılardan ... ile kerhen imzaladığı 29.01.2013 tanzim tarihli protokol ile bu protokole bağlı olarak alınan lehtarları belirsiz, 29.01.2013 tanzim tarihli ve ilki 30.05.2013 vadeli olup birer ay sıralı beheri 4.000,00 TL tutarındaki otuz adet toplamı 120.000,00 TL değerindeki senetler ile protokolde senetlerin karşılık gösterildiği İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’nün 2011/20563, İstanbul 22. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11049 Esas sayılı dosyası ile Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2013/681 Esas sayılı dosyalarından borçlu olmadığının tespitine, protokolün feshine, dava konusu senetlerin yahut ödenmek zorunda kalındığı takdirde bedellerinin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, açılan davada İİK’nın 72. maddesi gereğince yetkili mahkemelerin icra takibinin yapıldığı yer mahkemeleri veya davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, davaya konu ödeme senetlerinin ilgili olduğu icra dosyalarının İstanbul ve Bursa icra dairelerince takibe konu edildiğinden ve müvekkilinin adresi de Bursa olduğundan yetkili mahkemelerin Bursa Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu edilen ödeme senetleri ve bu senetlere ilişkin protokolü vekil olarak imzaladığını, dava konusu edilen senetlerde müvekkilinin alacaklı sıfatının bulunmadığını, bu nedenle husumet nedeni ile davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafça dava dilekçesiyle müvekkiline isnat edilen ve atfı cürümden ibaret iddialarda bulunulduğunu, bu ağır ithamlar nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin avukatlık sıfatı ile görevini ifa ettiği İstanbul 22. İcra Müdürlüğü, İstanbul 8. İcra Müdürlüğü ve Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyalarının borçlularının ...ve ...olduğunu, protokolde yazılı Bursa 16. İcra Müdürlüğü dosyasının sehven yazıldığını, bu dosyanın aslında Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/141 D. İş sayılı dosyası olduğunu, bu nedenle davalılardan ...'ün dava konusu olayla bir ilgisinin bulunmadığını, senet borçlusu davacı ile icra dosyaları borçluları arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacının borca kefil olma sebebinin de bu olduğunu, ekte sunulan SGK çıktısında görüleceği gibi her üç dosyadaki borçlu Havzullah Soyaral'ın davacı ...'ın yanında 2013 yılı Nisan ayına değin SGK’lı işçi gibi gösterildiğini, daha sonra işten çıkışının yapıldığını, davacının senetlerden ilkinin vadesinin yaklaşması üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu, şikayetten bir sonuç alamayacağını anlayınca da işbu davayı açtığını, dava konusu senetlerin kesinleşmiş takipten alınan talimatla gidilen hacizden sonra ödeme amaçlı olarak ve hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin verilmiş olup iptal edilemeyeceğini savunarak öncelikle yetki itirazlarının kabulüne ve tedbir kararının kaldırılmasına, aksi halde husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, açılan davada İİK’nın 72. maddesi gereğince yetkili mahkemelerin icra takibinin yapıldığı yer mahkemeleri veya davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, davaya konu ödeme senetlerinin ilgili olduğu icra dosyalarının İstanbul ve Bursa İcra Dairelerince takibe konu edildiğinden ve müvekkilinin adresi de Büyükçekmece olduğundan yetkili mahkemelerin Bursa Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davalı sıfatının borçluya ait olduğunu, 29.01.2013 tarihli protokol gereği dava konusu senetlerin İstanbul 22. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11049 Esas, İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’nün 2011/20563 Esas ve Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/451 D. İş sayılı dosyalarına karşılık ödeme olarak alındığını, davacı tarafça yapılan bu ödeme ile borçlunun borcundan kurtulduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise, dava konusu senetlerin ödeme amaçlı alındığını, kayıtsız şartsız ödeme vaadini içerdiğini, davacının 2011 yılından bu yana ticaretle uğraştığını, TTK’nın 18. maddesine göre basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda olduğunu, senedin müzayaka altında ve hile ile alındığı iddialarının yasal mesnedi bulunmadığını, davacı tarafça yapılan haksız şikayetlerin senetlerin vadesinin yaklaşması ile yapıldığını, senetlerin 29.01.2013 tarihinde alındığını, şikayetlerin ise Mayıs ayında yapıldığını, kanuna karşı hile ve hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumadığını, davacının icra dosyalarının borçlularıyla birlikte ticari faaliyette bulunduğunu, her üç dosyadaki borçlu Havzullah Soyaral'ın davacı ...'ın yanında 2013 yılı Nisan ayına değin SGK'lı işçi gibi gösterildiğini, davacının şikayetten sonuç alamayacağını anlayınca huzurdaki davayı açtığını, İstanbul 8. İcra Dairesi’nin 2011/20563 Esas sayılı dosyasında davacının başka adresine hacze gelindiğini ifade ettiğini, İcra Mahkemesince takibin devamına karar verildiğini ancak davacının istihkak davası açmadığını, davacının borçlular ile birlikte ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, dava konusu senetlerin kesinleşmiş takipten alınan talimatla gidilen hacizden sonra, ödeme amaçlı olarak ve hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmeden verildiğini, iptal edilemeyeceğini savunarak yetkisizlik kararı verilmesi ihtimaline binaen verilen tedbir kararının kaldırılmasına, davanın yetkisizlik nedeniyle, husumet yokluğu nedeniyle reddine, aksi halde hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., davalı ...'u avukatı olması nedeniyle tanıdığını, bu dava ile hiçbir ilgisinin olmadığını, davacı ... ve avukatı ile telefonda görüştüğünü, babasının da İstanbul'a giderek davacı vekili ile görüştüğünü, kendisinin sehven davalı olarak yazıldığını ve kendisi aleyhine açılan davadan feragat edileceğinin söylendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce, kesinleşen icra takibi dolayısı ile alınan talimat uyarınca takip dosya borçlusu dava dışı Mehmet Münir Tüzün'ün adresine alacaklı ... vekili Av. ..., icra memuru, polis memurları ile birlikte hacze gidildiği, haciz mahallinde davacı ...'ın bulunduğu, kendisinin borçla ilgisinin olmadığını belirttiği, işyerinin kendisine ait olduğunu söylediği, mahalde yapılan araştırmada borçluya ait belgelerin bulunması üzerine alacaklı vekilinin istemi ile işyerinde bulunan tekstil ürünlerinin haciz işlemi için sayımına başlandığı, işlemlerin uzun sürdüğü, davacı ...'ın haciz ve muhafaza işlemi yapılmaması için alacaklı vekili ile anlaşma yoluna gittiği, 29.01.2013 tarihli protokolü düzenledikleri ve bu protokol uyarınca icra dosyaları ile ilgili olarak 30 adet her biri 4.000,00'er TL tutarlı ödeme senetlerini davacı ...'ın imzalayarak alacaklı vekiline verdiği, alacaklı vekilinin de haciz ve muhafaza işlemi yapmaktan vazgeçtiği, davacının tacir olup yapmış olduğu işlemlerin anlam ve sonuçlarını idrak edebilecek durumda olduğu, muhafaza işlemine karşı istihkak davası açma imkanının bulunduğu, ancak davacının bu imkanı kullanma yolunu seçmediği, alacaklı tarafla anlaşma yoluna gittiği, davacının hataya düşürülmesinin söz konusu olmadığı, herhangi bir hilenin de bulunmadığı, savcılık soruşturma dosyalarında ifade edildiği üzere yapılan işlemlerin yasa ve usule uygun olduğu, davacının davaya konu takip borcunu ödemek amacı ile borca karşılık 30 adet sıralı senet verdiği, bonoların ve protokolün haciz baskısı altında imzalandığı yönündeki iddiasına itibar
    edilemeyeceği, davacının korkutularak kendisine senet imzalatıldığı iddiasını kanıtlayamadığı, haciz tutanağı ve protokolden korkutma halinin gerçekleşmediği, davalı ... aleyhine açılan davadan feragat edildiği gerekçesiyle bu davalı yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davacının davalı ... aleyhinde açtığı davanın pasif husumet yokluğundan reddine, koşulları oluşmadığından bu davalının tazminat talebinin reddine, davalı ... aleyhinde açılan davanın esastan reddine, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/300 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 05.06.2013 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir kararı uygulanmış olduğundan davalı ...'nın alacaklı olduğu 23 adet senet bedeli 92.000,00 TL'nin takdiren %20'si tutarı 18.400,00 TL tazminatın İİK’nın 72/4. madde ve fıkrası uyarınca davacıdan alınarak davalı ...'ya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davanın haciz esnasında yapılan protokol ve protokole göre düzenlenip verilen senetlerden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olup protokol ve senetlerin hata, müzayaka ve ikrah altında imzalandığı hukuki nedenine dayandığı, maddi vakıaya ilişkin benzer konularda aynı tanıkların başka mahkemelerce dinlenildiği ve ifadelerinin dosyaya alındığının anlaşıldığı, protokole konu tüm takiplerin davalı ...’nın alacaklı bulunduğu takipler hakkında olduğu, davacının haciz tutanağının yırtıldığına ilişkin yazılı kanıt sunamadığı, protokolü icra dosyaları borcu nedeniyle kendisinin düzenleyerek davalı yana verdiği, alacaklı ...'ya borçlu bulunmadığının tespiti yönündeki isteminin yerinde olmadığı, vekil olan davalı ...’a husumet yöneltilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, üçüncü kişinin borcundan dolayı yapılan haciz esnasında düzenlenen protokol ve protokole göre imzalanıp verilen senetlerden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, bu protokol ve senetlerin hata, müzayaka ve ikrah altında imzalandığını, davacının böyle bir protokol düzenleme ve senet tanzim etme iradesinin bulunmadığını iddia etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce yukarıda açıklanan gerekçe ile davalı ... aleyhine açılan davanın esastan, davalı ... aleyhine açılan davanın ise husumetten reddine karar verilmiş, bu hükme yönelen davacı istinaf istemi ise Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddedilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 38. maddesi, “Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır. Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir.” düzenlemesini, 39. maddesi ise, “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” düzenlemesini içermektedir.
    Tüm dosya kapsamı, soruşturma dosyalarında alınan beyanlar, icra takip dosyaları, protokol, dava konusu senetler, tarafların iddia ve savunmaları ve özellikle dava konusu protokolün ve senetlerin tanzim edildiği anda olay mahallinde bulunan tanık polis memurlarının anlatımlarından (Kemal Taşdemir ve Mahir Varlı’nın dava dosyası içine alınan konu ile ilgili başka bir dava dosyasında mahkeme huzurunda verdikleri beyanlar) davacının manevi cebir, icra tehdit ve baskısı altında, ekonomik özgürlüğünün ve geleceğinin zarar göreceği, itibar kaybına uğrayacağı korkusuyla 29.01.2013 tarihli protokolü ve bu protokole bağlı senetleri imzaladığı anlaşılmaktadır. Öte yandan dava konusu senetlerden altı adedinin davalılardan ...’un avukatlık alacağı ve masraflar için kendisine bırakıldığı beyan ile sabit olup bu senetler bakımından kendisine husumet düştüğü anlaşılmaktadır. Açıklanan bu hususlar, yukarıya metni alınan madde hükümleri gözetilerek ve dosya içinde bulunan protokol-temlike ilişkin belge de değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davalı ... hakkında açılan davanın esastan, davalı ... hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi ve bu hükme yönelen istinaf isteminin esastan reddi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara