Esas No: 2012/3696
Karar No: 2012/6449
Karar Tarihi: 06.11.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3696 Esas 2012/6449 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 18.02.2008 tarihli noter ihtarnamesi ile kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, aidat alacağının muaccel hale geldiğini, davacı yerine yeni üye kaydedilmesi, usulüne uygun bir karar alınmamış olması ve kooperatifin mali durumunun iyi olması nedenleriyle erteleme kararının yerinde olmadığını, ayrılan başka üyelere ödeme yapılarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL alacağın 06.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı üyeliğinin muvazaalı olduğunu, davacının, kooperatifin eski yöneticileri, yüklenici firma ve diğer bir kısım üye ile birlikte kooperatifi zarara uğrattığını, bu kapsamda alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kooperatif üyesi olduğu, 18.02.2008 tarihinde istifa ettiği, 05.05.2009 tarihinde alacağının muaccel hale geleceği ancak istifa tarihinden sonra 11.05.2008 tarihli genel kurulda, kooperatiften ayrılan ortaklara yapılacak ödemelerin üç yıl ertelenmesine karar verildiği, bu kararın davacı dahil istifa eden ortakları bağladığı, ayrılan ortaklara ödeme yapılmasının kooperatifin varlığını tehlikeye düşüreceği, erteleme kararı ortadan kaldırılmadığından davacının, dava tarihi itibariyle muaccel alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, istifa eden davacının çıkma payı alacağının tahsiline ilişkindir.
Kooperatif üyeliğinden ayrılan ortak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17/1 nci maddesi ve anasözleşmenin 15 nci maddesi gereğince, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Aynı Kanun"un 17/2 nci maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin bir kararın,
anılan aynı genel kurulda alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce açılan dava, alacağın muaccel olmasından önce (erken) açıldığı gerekçesiyle reddedilmelidir.
Öte yandan, davalı kooperatif anasözleşmesinin 15 nci maddesinde "Ortaklığı sona erenlerin yerine ortak alınması halinde eski ortağın 21. madde uyarınca ödediği gider taksitleri derhal ödenir." hükmü yer almaktadır. Ayrılan ortağın doğrudan üyelik payı yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın yapmış olduğu ödemelerin derhal kendisine iade edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, erteleme kararı alınmış olsa bile davalı bu karardan yararlanamayacaktır. Gerek davacı yerine üye alınması gerekse alınmaması halinde iade edilecek aidatlar bakımından ifa günü belli olup, kooperatifin temerrüde düşürülmesi için ayrıca ihtar gönderilmesine gerek bulunmamaktadır.
Somut olayda, Mahkemece, davacının istifa ettiği 2008 yılına ilişkin bilançoyu 2009 yılında tasdik eden genel kurulda ertelemeye ilişkin bir karar alınıp alınmadığı, alınmış ise bu genel kurul tarihi itibari ile ayrılan tüm ortaklara yapılacak ödemelerin bu tarih itibariyle kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği bilirkişi raporu alınarak değerlendirilmelidir. Davacının istifasından sonra, kooperatife çok sayıda ortak alındığından, alınan ortakların doğrudan davacının ortaklık payı yerine alınıp alınmadığı üzerinde durulması, davacının ortaklık payının yerine ortak alınmış ise, anasözleşmenin 15/2"nci maddesi uyarınca çıkma payının davacıya derhal ödenmesi gerekir. Bu durumda, erteleme kararından davalı yararlanamayacaktır. Davacının payı yerine yeni ortak alınmamış, yani davacının payı dışında boş olan üyelik paylarının biri yerine yeni üye alınmış olsa bile, yeni ortaklardan alınan aidat ve gelirlerle kooperatifin mali durumunda değişiklik olup olmadığı hususu, kooperatifin mevcudiyetinin tehlikede olup olmadığı kapsamında değerlendirilmelidir.
Bu durumda, mahkemece bu ilkeler ve açıklamalar çerçevesinde davanın ele alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının istifa ettiği 2008 yıl sonu bilançosunu tasdik eden 2009 yılı genel kurulunda kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin bir kararın alınıp alınmadığı, böyle bir karar alınsın ya da alınmasın davacının üyelik payı yerine yeni bir ortak alınıp alınmadığı hususları tartışılmadan ve değerlendirilmeden, davacının istifa ettiği 2008 yılında toplanan 11.05.2008 tarihli genel kurulda alınan erteleme kararında geçen erteleme süresi dolmadan davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddi, eksik incelemeye dayalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıyaya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.