Esas No: 2012/3752
Karar No: 2012/6440
Karar Tarihi: 06.11.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3752 Esas 2012/6440 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile müvekkilinin yükleniciye 100.000,00 TL"sı ödemesinin ve müvekkiline ait arsa üzerinde yapılacak dairelerden 2. kat 3 numaralı ile 3. kat 4 numaralı bağımsız bölümlerin müvekkiline diğer bağımsız bölümlerin ise yükleniciye ait olacağının kararlaştırıldığını, daha sonra müvekkilinin yükleniciye 25.000,00 TL daha ödemesi koşuluyla yükleniciye ait olan dava konusu dubleks dairenin müvekkiline, müvekkilline ait olan 4 numaralı bağımsız bölümün yükleniciye verilmesi konusunda sözlü mutabakata varıldığını, müvekkilinin 4 numaralı bağımsız bölümü yüklenicinin gösterdiği kişiye tapuda devrederek 14.06.2010 tarihli belgeyle 15.000,00 TL ödediğini, yüklenici tarafından düzenlenen belgede anılan miktarın dubleks daire için alındığını ve bakiye 10.000,00 TL"nin kaldığının yazıldığını, müvekkilinin edimini yerine getirmesi ve davalı yüklenicinin müvekkilinin dubleks daire için ödediği parayı kabul ederek müvekkiline ait daireyi satması nedeniyle sözlü mutabakatın hukuken geçerli hale geldiğini, dairenin müvekkiline teslimi için keşide edilen ihtarın sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, 211 ada 5 parsel üzerinde bulunan son kat dubleks daireye davalının vaki müdahalesinin önlenmesi ile taşınmazın tahliyesine, şimdilik 2.000,00 TL haksız işgal tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının yerinde olmadığını, düzenleme şeklindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki değişikliklerin de aynı şekilde yapılması gerektiğini, 14.06.2010 tarihli belgenin davacının babası ile imzalandığını, davacının babası ile davacıya ait olan 2 nolu bağımsız bölüm satış bedeline ek olarak 25.000,00 TL ödeme yapılmak şartıyla dubleks dairenin davacıya verilmesi konusunda anlaşılmasına rağmen şartların yerine
getirilmemesi nedeniyle satış vaadinin gerçekleşmediğini, inşaatın %95 oranında tamamlandığını SSK borcu nedeniyle oturma izninin alınamadığını, davacının sözleşme uyarınca ödemesi gereken 100.000,00 TL"sinden 40.000,00 TL"sini halen ödemediğini, sözleşmede davacıya bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün davacının istediği üçüncü kişiye satılmasına rağmen davacının halen satım bedelini istemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, düzenleme şeklindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici tarafından inşa edilecek 5 bağımsız bölümden 2 adetinin arsa malikine ait olduğu, davacıya isabet eden bir bağımsız bölümün dava dışı üçüncü kişiye satıldığı, davacının, 3 nolu bağımsız bölüm ve 25.000,00 TL karşılığı sözleşmede yükleniciye ait olduğu belirlenen dubleks dairenin kendisine bırakıldığını iddia ederek yükleniciye 15.000,00 TL ödendiğine ilişkin makbuz ibraz etmesine rağmen düzenleme şeklindeki sözleşmenin aynı şekilde değiştirildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, arsa payı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan müdahalenin men’i ve tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında arsa sahibine ait dairelerden birinin yükleniciye tapuda devri ve ayrıca 25.000,00 TL ödenmesi karşılığı yükleniciye ait 5 nolu dubleks dairenin takası konusunda sözlü anlaşma yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ne var ki davalı yüklenici vekili bu anlaşmanın şekil yönünden geçersiz olduğu gibi gereğinin de davacı yanca yerine getirilmediğini savunmuş, davacı vekili ise anlaşma gereğinin yerine getirilerek davacıya ait dairenin yüklenicinin gösterdiği dava dışı üçüncü kişiye devir edildiği gibi daire takasına ilaveten ödenmesi kararlaştırılan 25.000,00 TL’sına mahsuben yükleniciye 15.000,00 TL ödendiğini ileri sürmüştür. Gerçekten de dosyada bulunan 14.06.1020 tarihli “Tutanaktır” başlıklı belge ile dubleks dairenin takası kapsamında 15.000,00 TL’nin davalıya ödendiği sabittir.
Bunun yanında arsa malikine ait iken sözlü anlaşma kapsamında yükleniciye takas karşılığı bırakılan ve dava dışı üçüncü kişiye devredilen dairenin davacının iddiası doğrultusunda devredilip devredilmediği hususu ise yeterince incelenmemiştir.
Bu durumda mahkemece öncelikle Tapu Sicil Müdürlüğü’nden 3 numaralı bağımsız bölümün dava dışı üçüncü kişilere devrini gösteren akit tablosu getirtilip, anılan bağımsız bölümün ne suretle üçüncü şahıslara devredildiği tespit edilmeli, yine taraflar arasında bu bağımsız bölümün ne amaçla devredildiği konusunda çekişme bulunduğundan tapuda adına devir yapılan üçüncü kişilerin davet edilerek bağımsız bölümü satın alma konusunda kiminle sözleşme yaptıkları ve bedeli kime ödedikleri konusunda dinlenilerek bu husus aydınlatılmalı, 3 numaralı bağımsız bölümün yüklenici tarafından satıldığının tespiti halinde ifa edilmiş bir sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin iyiniyetli kabul edilemeyeceği dikkate alınarak taraflar arasındaki anlaşmaya geçerlilik tanınmalı ve bakiye 10.000,00 TL bedel ödenmek kaydıyla taraflar arasındaki takas anlaşması gereği esasa girilerek davacı istemleri hakkında değerlendirme yapılmalı, fakat 3 numaralı bağımsız bölümün davacı tarafından üçüncü kişilere satıldığının anlaşılması halinde ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.