Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7817 Esas 2022/3121 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7817
Karar No: 2022/3121
Karar Tarihi: 19.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7817 Esas 2022/3121 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, genel kredi sözleşmesinde davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu ve üye işyeri sözleşmesinden kaynaklanan alacak için davalının da sorumlu olduğu iddiasıyla bir icra takibi yapılmıştır. İlk derece mahkemesi, davalının sadece genel kredi sözleşmesinden doğan borç için sorumlu olduğunu tespit etmiş, diğer alacakların takibini reddetmiştir. Davacı tarafından istinaf edilen karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir. Bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ise hükümdeki harç muafiyeti hatası sebebiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararını re'sen bozmuştur. Kanun maddeleri ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/2. maddesi ve 356/1. maddesi olmuştur.
11. Hukuk Dairesi         2020/7817 E.  ,  2022/3121 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.12.2017 tarih ve 2013/416 E- 2017/1251 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.10.2020 tarih ve 2018/1893 E- 2020/958 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ile dava dışı Bamtur Tur. Org. Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının söz konusu kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi borçlularına ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, dava dışı şirket ile davacı arasında üye işyeri sözleşmesi imzalandığını, üye iş yeri sözleşmesinin teminatı olarak da genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, üye iş yeri sözleşmesinin 3.2.10. maddesinde üye iş yerinin sözleşmenin teminatı olarak bankaca uygun görülecek teminatı vermeyi kabul ettiğinin düzenlendiği, kredi sözleşmesinin 18. maddesinde ise kefilin asıl borçlunun borçlandığı ve borçlanacağı tutarlar için kefalet verdiğinin düzenlendiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, ayrıca davacı banka ile dava dışı şirket arasında üye işyeri sözleşmesinden kaynaklanan ve ödenmediği iddia edilen alacak için davalının sorumlu olduğu iddia edilerek bu iki alacağın toplamı üzerinden icra takibinin yapıldığı, davalının genel kredi sözleşmesinden doğan borç için davacıya karşı 149.957,71 TL asıl alacak, 24.377,50 TL işlemiş faiz, 1.218,88 TL faizin % 5 gider vergisi, 220,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 175.774,09 TL alacak ile %72 oranında TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizinden sorumlu olduğu, davacı banka ile dava dışı şirket arasında düzenlenen üye işyeri sözleşmesinde davalının kefalet imzasının bulunmadığı, post alacağı ve genel kredi sözleşmesi arasında illiyetin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takibinin 149.957,71 TL asıl alacak, 24.377,50 TL işlemiş faiz, 1.218,88 TL faizin %5 gider vergisi, 220,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere 175.774,09 TL toplam alacak yönünden devamına, %72 oranında TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi uygulanmasına ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; hükmün davalı tarafından istinaf edilmediği gözetildiğinde bilirkişi raporundaki hesaplama hatası sonuca etkili olmadığı, davacı tarafından davalının üye işyeri sözleşmesi kapsamında da kefalet sorumluluğu olduğu ileri sürülmüşse de, kefalet sözleşmesinin genel kredi sözleşmesiyle birlikte aynı tarihte imzalandığı, bu sözleşmede ve kefalet şerhinde üye işyeri sözleşmesine atıf bulunmadığı gibi kefilin üye işyeri sözleşmesindeki borçtan sorumlu olacağına dair hiçbir hüküm bulunmadığı, davalının üye işyeri sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulması mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Davacı banka harçtan muaf olmadığı halde Bölge Adliye Mahkemesince davacının vekilinin istinaf isteminin esastan reddine dair verilen kararda davacının harçtan muaf olduğu belirtilerek harç alınmasına yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu durum kamu düzenine ilişkin olduğundan; Bölge Adliye Mahkemesine ilişkin hükmün bu nedenle re'sen bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Aliye Mahkemesi kararının re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara