Esas No: 2021/1140
Karar No: 2022/3213
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1140 Esas 2022/3213 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1140 E. , 2022/3213 K.Özet:
Davalı tarafın borç tahsili amacıyla başlattığı icra takibi sonrasında davacı taraf tarafından açılan davanın görüşüldüğü belirtilen kararda, davacı vekilinin takibe konu çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ve borçlu olmadığının tespitini talep ettiği ifade ediliyor. Davalı vekilinin ise davanın reddine karar verilmesini talep ettiği belirtiliyor. Mahkemenin yaptığı inceleme sonucu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığına dair imza itirazının bulunduğu, çekin arka yüzünde bulunan davacı şirkete ait kaşenin altındaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, davacının davalıya karşı takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş. Ancak davacı tarafından icra takibine konulan çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğu, yapılan soruşturmada ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve bu kararda davacı şirket yetkilisi tarafından ... isimli şahsın şirketi temsile yetkilendirildiği ve bu yetkiye binaen şirket kaşesi altına imza atıldığı belirtiliyor. Bu sebeple mahkemece mezkur dosya getirtilerek incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtiliyor. Kararın bozulmasına karar verilerek, davalının ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde iadesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:-
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 351/1
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Cizre 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 01.10.2020 tarih ve 2019/55 E. - 2020/449 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takibe konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, çek keşidecisi ve hamili ile ticari ilişkilerinin bulunmadığını belirterek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, çek üzerinde ve şirket kaşesi altındaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına dair imza itirazının bulunduğu, şirket yetkilisinin imza örneklerinin incelemesi için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'ne gönderildiği, çekin arka yüzünde bulunan davacı şirkete ait kaşenin altındaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, davacının davalıya karşı takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava konusu hamiline yazılı çek de cirosu bulunan davacı şirketce, ciro imzasının şirket temsilcisine ait olmadığı ileri sürülerek bu dava açılmış ve yapılan incelemede çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edilmesi üzerine davanın kabulüne karar verilmişse de, davacı tarafından icra takibine konulan çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı, gerekçesiyle imzayı atan şüpheli şahıslar hakkında Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuş ise de, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2015/1538 Soruşturma numarasıyla açılan ve 2018/323 numarasıyla karara bağlanan soruşturmada 29.01.2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, söz konusu kararda davacı şirket yetkilisi ... tarafından ... isimli şahsın şirketi temsile yetkilendirildiği ve bu yetkiye binaen şirket kaşesi altına şirketi temsilen imza atıldığı belirtildiğinden, mahkemece mezkur dosya getirtilip dosya kapsamı incelenerek, ...’ın davacı şirketi temsilen imza atıp atmadığı, başka bir anlatımla şirket temsilcisinin ...'ı şirket adına çek düzenleme konusunda yetkilendirip yetkilendirmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,
20.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.