Esas No: 2012/5108
Karar No: 2012/6404
Karar Tarihi: 05.11.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5108 Esas 2012/6404 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali, mümkün olmazsa tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, 08.10.1997 tarihli sözleşmeyle,... Sınai Ürünler Üretim ve Pazarlama Ltd. Şti."nden 20. Blok 201 nolu daireyi satın aldığını, şirketin davalı kooperatifçe devir alındığını, davalının bu sözleşmeyi aynen kabul ederek, müvekkiline kooperatifte üyelik hakkı tanıdığı halde müvekkilini kooperatiften ihraç ettiğini, müvekkiline 02.09.2002 tarihli ihtarname dışında ikinci ihtarname ve çıkarma bildiriminin tebliğ edilmediğini, şirketle yapılan sözleşme feshedilmeden ihraç kararı verilemeyeceğini, anılan sözleşmenin 16. maddesi gereğince dairenin teslim edildiği 31.03.2000 tarihinden davanın açıldığı 10.09.2010 tarihine kadar aylık 400,00 TL"den 125 ay için rayiç kira bedeli olan 48.000,00 TL"nin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, ihraç işleminin iptaline ve üyeliğin devamına, üyelik kaydının tesisinin mümkün olmaması halinde daire bedeline karşılık şimdilik 10.000,00 TL"nin tazminine, dairenin vaadedilen tarihte teslim edilmemesinden dolayı kira bedeli olarak şimdilik 2.000,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL"nin 31.03.2000 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı, hak düşürücü süre ve esas yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı tarafça, ikinci ihtarname ile ihraç kararının tebliğine ilişkin ihtarnamenin, sahte adrese sahte imza karşılığında tebliğ edilmiş gibi gösterildiği savunulmuşsa da, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2008/65 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından kooperatif üyeliğinin tespitine yönelik açılan davada davalı kooperatif vekilinin cevap dilekçesinde, davacının kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini bildirdiği, cevap dilekçesi ekinde ihtarnameler, iadeli taahhütlü alındı makbuzları ve noter ihbarnamesini ibraz ettiği, davacı vekili Av...."in cevap dilekçesini elden teslim aldığına ilişkin dilekçe üzerinde imzasının bulunduğu, 01.10.2007 tarihli celsede cevabın tebliğ olunduğunun zapta geçirildiği, böylelikle davacının gerek ihtarnameleri, gerekse ihraç kararını, anılan davadaki cevap dilekçesini ve eklerini tebliğ almakla öğrenmiş olduğu, bu nedenle Kooperatifler Kanunu"nun 16. maddesindeki üç aylık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu,
sahte tebligat yapıldığına dair davacı iddiasının araştırılmasına bu nedenle gerek duyulmadığı, davacının belirtilen davanın 27.06.2008 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildikten iki yıldan fazla süre geçtikten sonra huzurdaki davayı ikame etmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, kira bedellerinin, sözleşmenin tarafı olmayan davalı kooperatiften istenemeyeceği, aidat bedelleri yönünden ise herhangi bir talebin olmadığı ve bu talep yönünden zamanaşımının dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, kooperatif ortaklığından çıkarma kararının iptali, mümkün olmaz ise konut karşılığı tazminat ve kira kaybının tahsili istemlerine ilişkindir. Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re"sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar devamı da gereklidir. Gerçekten de, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz.
Davacının, kooperatif ortaklığından çıkarma kararının iptali isteminin kabulüne karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, davacının, diğer istemlere ilişkin aktif dava ehliyetinin varlığı belirlenmiş olacağından, bundan sonra anılan diğer istemlerin esası mahkemece incelenebilecektir. Bu durumda, çıkarma kararının iptali istemi bakımından ayırma kararı verilmesi, diğer istemler bakımından davacının aktif dava ehliyetine sahip olup olmadığının tespiti bakımından, ihraç iptali davasının sonucunun beklenilmesi gerekirken, ihraç kararının iptali isteminin de bu davada karar bağlanması doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.