Esas No: 2012/4183
Karar No: 2012/6387
Karar Tarihi: 02.11.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4183 Esas 2012/6387 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı yüklenici kooperatif vekili, müvekkilinin davalı arsa sahibiyle 02.09.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini imzaladığını, esasen taşınmazın birçok hissedarı bulunduğunu ve davalının diğer paydaşların da muvafakatını almayı taahhüt etmesine rağmen böyle bir girişimde bulunmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshini talep etmiştir.
Davalı arsa sahibi vekili, müvekkilinin diğer hissedarların muvafakatını almasının mümkün olmadığını, gerçekte davacı kooperatifin kendi edimlerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; yanlar arasında imzalanan sözleşmenin geçerli olmadığı, keza tapu devrinin de söz konusu olmadığı gibi, tüm hissadarlarla yüklenici kooperatifin sözleşme imzalaması gerektiği gerekçesiyle, sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu parselde çok sayıda paydaş bulunduğu dosyadaki kayıtlarla sabittir. TMK"nın 692. maddesi uyarınca, paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde konut işlemlerinin yapılması, oybirliğiyle aksi kararlaştırılmış olmadıkça bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Aynı parselde, paydaş olan diğer tapu malikleriyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılamadığına göre, dava konusu sözleşmenin kural olarak geçersiz olduğunun kabulü gerekir.
Ne var ki, dosyada yapılan incelemede sözleşme konusu inşaatın durumu anlaşılmadığı gibi, davalı paydaş dışındaki diğer maliklerin de davacı kooperatifle sözleşme yapıp yapmadıkları veya sözleşmeye muvafakat edip etmedikleri hususları araştırılmamıştır. Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmaza ait ilgili belediyesindeki varsa ilgili imar işlem dosyası getirtilerek, sözleşme konusu inşaatlar için yapı ruhsatı alınıp alınmadığı, inşaatların yapılıp yapılmadığı ve seviyeleri ile yasal olup olmadıklarının bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif icra edilerek belirlenmesi, bu suretle diğer paydaşlarla sözleşme yapıldığının anlaşılması veya büyük oranda tamamlanmış yasal bir inşaatın varlığının tesbiti halinde diğer paydaşların bu duruma muvafakat etmiş sayılıp sayılamayacaklarının denetlenmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle sonucuna varılması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.