Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/863 Esas 2022/10738 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/863
Karar No: 2022/10738
Karar Tarihi: 26.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/863 Esas 2022/10738 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/863 E.  ,  2022/10738 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2018 tarihli ve 2017/367 esas, 2018/431 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 10/03/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 10/06/2015 tarihli ve 2015/62815 soruşturma, 2015/2989 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanunun 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, itiraz mercii ve 15 günlük itiraz süresinin gösterildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek infazı için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, infaz işlemleri devam ederken şüphelinin 29/03/2017 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalandığı,
    3- Erteleme kararının kaldırılarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 18/08/2017 tarihli ve 2015/62815 soruşturma, 2017/24350 esas, 2017/17287 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-b maddesi delaletiyle 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    4- İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 29/05/2018 tarihli ve 2017/367 esas, 2018/431 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51.maddesi gereğince ertelenmesine, 2 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın 06/06/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    5- Dosya arasında bulunan İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/262 esas ve 2020/4 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
    a-) Sanığın 17/09/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2014 tarihli ve 2014/15077 soruşturma, 2014/8141 esas, 2014/414 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
    b-) İstanbul 71. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/07/2015 tarihli ve 2014/409 esas, 2015/702 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2 maddesi dikkate alınarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri
    bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 11/11/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    c-) Sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine,
    İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/01/2020 tarihli ve 2019/262 esas, 2020/4 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği,
    d-) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin 25/02/2021 tarihli ve 2020/1192 esas, 2021/661 sayılı kararı ile, basit yargılama usulü yönünden değerlendirilmesi zorunluluğu ve İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesince düşme kararı verilmesi gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 10/06/2015 tarihli ve 2015/62815 soruşturma, 2015/2989 sayılı kararını müteakip, adı geçenin denetim süresi içerisinde tekrar aynı suçu işlediğinden bahisle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda 5237 sayılı Kanun'un 191/1. ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun'un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine ve sanık hakkında 2 yıl denetim süresinin belirlenmesine ilişkin İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2018 tarihli ve 2017/367 esas, 2018/431 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, sanık hakkında evvelce 17/09/2013 tarihinde işlemiş olduğu aynı nev'iden suç nedeniyle İstanbul 71. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/07/2015 tarihli ve 2014/409 esas, 2015/702 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 11/11/2015 tarihinde kesinleştiği,
    İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2018 tarihli kararına konu 29/03/2017 tarihli suçun daha önce İstanbul 71. Asliye Ceza Mahkemesince 6545 sayılı Kanun ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un 7/2. maddesi gereğince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali mahiyetinde olduğu ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağından cihetle, anılan Mahkemeye denetim süresi içerisinde tekrar uyuşturucu madde kullandığından bahisle ihbarda bulunularak yargılamaya devam edilmesinin sağlanmasını müteakip, söz konusu dava ile birleştirme kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2018 tarihli ve 2017/367 esas, 2018/431 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... hakkında,10/03/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 10/06/2015 tarihli ve 2015/62815 soruşturma, 2015/2989 sayılı kararı ile, beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 29/03/2017 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 18/08/2017 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2018 tarihli ve 2017/367 esas, 2018/431 sayılı kararı ile, sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanunun 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine ve sanık hakkında 2 yıl denetim süresinin belirlenmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
    28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında; kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, sonraki suçun hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi halinde ihlal kabul edilerek Cumhuriyet Savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği tartışmasızdır.
    Ancak;
    Sanığın 17/09/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2014 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 71. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/07/2015 tarihli ve 2014/409 esas, 2015/702 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85.maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2 maddesi dikkate alınarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş, karar 11/11/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleşmiştir.
    Somut olayda, suç tarihi 10/03/2015 olup 10/03/2015 tarihli eylemin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 11/11/2015 tarihinden önce işlenmesi nedeniyle, eylemin kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olmadığı, müstakil bir suç oluşturduğu, mahkemenin mahkûmiyet kararının kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    D ) Karar:
    Açıklanan nedenlerle; İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2018 tarihli ve 2017/367 esas, 2018/431 sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara