Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1360 Esas 2022/3379 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1360
Karar No: 2022/3379
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1360 Esas 2022/3379 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı bankadan aldığı kredi nedeniyle haksız ve hukuka aykırı şekilde kesinti yapıldığını belirterek masraf ve komisyon tahsilatı adı altında kesilen 4.809 TL'nin davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir. Davalı ise bu kesintilerin taraflar arasındaki sözleşmenin doğal sonucu olduğunu savunmuştur. Mahkeme, davacının talebini haklı bulmuş ve 4.809 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, taraflar arasındaki sözleşmenin eki olan \"Kredi Geri Proje Ödeme Planı\"nda komisyon ve masrafların miktarının net olarak belirlendiğini ve taraflarca imzalandığını belirterek mahkeme kararını bozmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 20. maddesi, bankaların tacir olması nedeniyle yaptığı hizmete karşılık ücret talep edebileceklerini düzenlemektedir. Ancak bu ücretin belgeli, zorunlu, hakkaniyete uygun ve makul olması gerekmektedir. Borçlar Kanunu'nun 21-25 ve 26. maddeleri ise sözleşme taraflarının belirlenmiş miktarlarda ve oranlarda kararlaştırması gerektiğini belirtmektedir. Ticari faiz adı altında düzenlenmiş bir faiz türünün olmadığı ve yasal faizin tespit edildiği belirtilmiştir.
11. Hukuk Dairesi         2021/1360 E.  ,  2022/3379 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.12.2020 tarih ve 2020/838 E. - 2020/240 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan krediler kullandığını ve krediden kaynaklı olarak davalı banka tarafından müvekkilinden toplamda 4.809,00 TL masraf ve komisyon tahsilatı adı altında kesinti yapıldığını, yapılan kesintilerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen 4.809,00 TL'nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının kullanmış olduğu kredinin ticari kredi olduğunu, davalı bankanın katılım bankası olarak faaliyet gösterdiğini, diğer bankalardan farklı olarak operasyonel süreçleri olduğunu, kredi müşterisinin kredi konusu emtiayı seçip satıcısı ile fiyat ve teslim şartları konusunda mutabakat sağlandıktan sonra kredi için kendilerine müracaat edildiğini, gerekli prosedürler tamamlandıktan sonra kredi tutarının doğrudan satıcıya ödendiğini, bu işlemler için büyük yatırımlar yapıldığını, müşteriyle mutabık kalınarak talep edilen dosya masrafının operasyonel işlemler kapsamında başvurunun en başından borcun kapanmasına kadarki süreçte operasyonel yatırımlara istinaden talep edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, her ne kadar davalı taraf sözleşmenin 4.1 maddesinde davacıdan komisyon bedeli alınacağına işaret edildiğini iddia etmiş ise de; davalı tarafından dosyaya sunulan taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde 4.1 maddesinin bulunmadığı, sözleşmenin içeriğinde de komisyon alınacağına ve miktarına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, yine taraflar arasında her bir kredi için yapılan müstakil sözleşmelerde de bu yönde bir düzenleme bulunmadığı, proje ödeme planı başlıklı evrakta proje komisyon oranı olarak bir rakam bulunduğunun görüldüğü, bu durumda davacıdan tahsil edilen komisyon ücretlerinin sözleşmeye dayanan bir temeli bulunmadığı, bankaların tacir olması nedeniyle yaptığı hizmete karşılık 6102 sayılı TTK 20. maddesi kapsamında bir ücret isteyebilecekleri düzenlemesi bulunduğu, ancak bunun belgeli, zorunlu, hakkaniyete uygun ve makul olması gerektiği, bu durumda davacıdan tahsil edilen komisyon ücretlerinin zorunlu, belgeli ve makul olmadığı, Borçlar Kanunu 21-25 ve 26. maddeleri gereğince sözleşme taraflarının kararlaştırılacak miktarları ve oranlarının asgari ve azami hadlerinin açıkça belirlenmesi gerektiği; ancak iş bu davaya konu sözleşmede bu hususların açıkça belirlenmediği, matbu olarak tanzim edilen geri ödeme planındaki bu durumun kredi kullanan aleyhine ve MK. 2 maddesine uygun olmadığı, ayrıca davacının dilekçesinde hüküm altına alınacak miktara ödeme tarihinden itibaren ticari faiz talebinde bulunduğu, faiz türleri ve bunların oranlarının nasıl belirleneceğinin yasada düzenlendiği, ticari faiz adı altında düzenlenmiş bir faiz türü bulunmadığı, bu hale göre davacı tarafın ticari faiz olarak dava dilekçesine yansıyan talebinin yasal faiz olarak değerlendirildiği, dava tarihi öncesi davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir evrak sunulmadığından davalının dava tarihinden itibaren temerrüde düştüğü kabul edilerek davanın kabulü ile 4.809,00 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca 07.07.2011 tarihinde kullandırılan kredi nedeniyle proje komisyon masrafı adı altında yapılan kesintilerin istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece davacıdan tahsil edilen komisyon ücretlerinin sözleşmeye dayanan bir temeli bulunmadığı, bankaların tacir olması nedeniyle yaptığı hizmete karşılık 6102 sayılı TTK 20. maddesi kapsamında bir ücret isteyebilecekleri düzenlemesi bulunduğu ancak bunun belgeli, zorunlu, hakkaniyete uygun ve makul olması gerektiği, bu durumda davacıdan tahsil edilen komisyon ücretlerinin zorunlu, belgeli ve makul olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Ancak, taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin eki mahiyetinde bulunan ve taraflarca sözleşme ile birlikte imzalanan “Kredi Geri Proje Ödeme Planı”nda, proje komisyonlarının ve diğer masrafların miktarı net olarak gösterilmiş olup, kullandırılan krediye, talep konusu meblağ da dahil edilmek suretiyle taksitlendirme yapılmış ve davacı da bu taksitlendirme planını imzalamıştır. Bu durumda, sözleşmeye göre davacının komisyon ve masrafları ödeyeceğinin kararlaştırıldığı ve miktarının da ödeme planında açıkça belirlendiği ve tarafları bağlayıcı olduğu nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulmasına karar vermek gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara