Esas No: 2022/2588
Karar No: 2022/7029
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2588 Esas 2022/7029 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/2588 E. , 2022/7029 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.09.2014 tarihli ve 2013/390 Esas, 2014/305 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
2. Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.09.2014 tarihli ve 2013/390 Esas, 2014/305 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin 05.07.2017 tarihli ve 2016/18743 Esas, 2017/9933 Karar sayılı ilâmıyla;
"1) 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanık hakkında tekerrüre esas alınan 5237 sayılı TCK’nin 106/1. maddesi 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla, TCK'nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan hükümde uzlaştırma işlemi uygulanıp uygulanmadığı araştırılarak sonucuna göre hüküm tesisinde zorunluluk bulunması,
2) Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması," Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.12.2017 tarih ve 2017/557 Esas, 2017/513 Karar sayılı direnme kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
4. Yukarıda belirtilen kararın temyiz edilmeden kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.03.2019 tarih ve 2017/557 Esas ve 2017/513 Karar sayılı ek kararıyla; "Mahkememizin 05.12.2017 tarih 2017/557 Esas, 2017/513 Karar sayılı ilamında sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesinin yasal dayanağı kalmadığından ilgili kararda mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına ilişkin bölümün kaldırılmasına ve uygulanmamasına" karar verilmiştir.
5. Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.12.2017 tarih ve 2017/557 Esas, 2017/513 Karar sayılı direnme kararının temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması talebinde bulunulması üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 17.02.2020 tarihli ve 2020/729 Esas, 2020/3126 Karar sayılı ilâmıyla;
"Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.11.2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; farklı yargı çevresindeki Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmalardan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın hükmün açıklandığı son duruşmada hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi savunma hakkının kısıtlanması niteliğindedir.
Sanığın, 31.10.2017 tarihli duruşmada talimat ile alınan savunmasında, duruşmalardan bağışık tutulma isteğinin sorulmadığı, hüküm tarihi olan 05.12.2017 tarihinde sanığın farklı yargı çevresindeki Çanakkale Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi bulunmadığı halde sanığın hükmün açıklandığı son duruşmada hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.12.2017 tarihli ve 2017/557 Esas, 2017/513 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet bulunmamaktadır."
Nedeniyle kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir.
6. Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2021 tarih ve 2020/422 Esas, 2021/198 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1 yıl 4 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
7. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 15.12.2021 tarihli ve 2021/44618 sayılı, hükmün onanması görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; mahkemenin suç vasfını yanlış belirlediği, tekerrüre esas alınan ilâmın ortadan kaldırıldığı, önceki bozma ilâmlarındaki gerekçelere uyulmadığına vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın mağdurun çalıştığı markette alışveriş için bulunduğu sırada mağdurun üst kat merdivenlerinden inerken merdivenlerden inmekte olan sanığın ayağına çarptığı, mağdur ile sanık arasında bu nedenle tartışma çıktığı, araya girenler tarafından tartışmanın sonlandırıldığı, sanığın marketten çıkmasının ardından mağdurun sanığın arkasından geldiği, mağdurun sanığa hakaret ettiği, sanığın da cebinden çıkardığı emanete kayıtlı bıçak ile mağduru sırtından tek darbe ile basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.
2. Sanık, üzerine atılı suçlamayı tevil yollu kabul etmiştir.
3. Sanıktan şikâyetçi olmadığını beyan eden mağdurun, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
4. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adlî Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim olunan, 17.08.2012 tarihli; "sırtta T5-6 seviyesinde vertebranım solunda uzunluğu 2-3 cm olan derin muhtemel delici kesici alet ile oluştuğu durumdan lezyon, hemopnömotoraks olmadığı, cilt, cilt altı ve kas kesisi, basit bir tıbbî müdahale ile giderilemez." görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
5. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına direnilmesine karar verilmesinin ardından direnme kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine başvurulan Hukukî Süreç başlığı altında (5) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay kanun yararına bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Suç Vasfı Yönünden
Olayda mağdurun hakaret etmesi üzerine, sanığın bıçakla mağduru yaralaması karşısında sanığın yaralama kastı ile hareket ettiği anlaşılmış olup, sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak adlî tıp kurumu tarafından tanzim olunan adlî muayene raporunda meydana gelen yaralanmanın, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu tespitine yer verildiği bahse konu eylemin, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunduğu anlaşılmakla, suç vasfının belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Tekerrüre Esas Alınan İlâmın Ortadan Kaldırılması ve Bozma İlâmına Uyulmadığı Yönünden
Sanığın tekerrüre esas alınan ... (Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin, 17.03.2010 tarih ve 2009/219 Esas, 2010/222 Karar sayılı ilâmı uyarınca verilen 5 ay hapis cezasının 5237 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesi uyarınca verilmiş olduğu, bahse konu suçun 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253 üncü maddesi uyarınca uzlaşma kapsamına alınmasının ardından ... (Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin, 27.02.2019 tarih ve 2009/219 Esas, 2010/222 Karar sayılı ek kararı ile tehdit suçundan açılan davada uzlaşma nedeniyle düşme kararı verilmiştir.
Uzlaşmanın sağlanması nedeniyle tehdit suçunun tekerrüre esas alınamayacağı anlaşıldığından, sanığın adlî sicil kaydında tekerrüre esas başkaca hüküm de bulunmadığından sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
3. Vesaire Yönden Temyiz Sebepleri
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde yer alan (2) numaralı paragrafta açıklanan nedenle Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2021 tarih ve 2020/422 Esas, 2021/198 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında 5237 sayılı Kanun'un 58 nci maddesinin uygulandığı bölümlerin hükümden çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.09.2022 tarihinde karar verildi.