Esas No: 2020/6363
Karar No: 2022/3454
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6363 Esas 2022/3454 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6363 E. , 2022/3454 K.Özet:
Davacılar, takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini istemişlerdir. Davalı ise çekin keşideciye geri döndüğünü ve ikinci kez tedavüle sokan keşidecinin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi, keşidecinin çeki ikinci kez tedavüle sokması sonucu lehdar ve cirantaların sorumluluğunun ortadan kalktığına karar vermiş, bölge adliye mahkemesi de bu kararı onamıştır. Ancak karar, kanun maddelerinin belirtilmeden ve emsal Yargıtay kararlarına atıfta bulunularak verildiği için karşı oy ile bozulmuştur. TTK 788 madde, çekin hukuki durumunu, ciro ve keşide kavramlarını detaylı ve açıklayıcı bir şekilde düzenlemektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.03.2018 tarih ve 2017/773 E- 2018/345 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.02.2020 tarih ve 2018/1093 E- 2020/216 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 26.04.2022 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilleri hakkında başlatılan takip dayanağı 21.06.2017 tarihli 250.000,00 TL bedelli 1 adet çekin keşideci Karışım Kimya Ltd. Şti. tarafından lehdar müvekkil şirket Biocura Ltd. Şti.'ne verildiğini, müvekkili şirketin çeki diğer müvekkili ...’e ciro ettiğini, ...’inde çeki yine keşideci olan Karışım Kozmetik Ltd. Şti.’ne cirolayarak verdiğini aslında iade ettiğini, iade ederken ikinci kez tedavül halinde sorumluluk ortadan kalkacağından ciroları çizme gereği duymadığını, keşideci tarafından ikinci kez tedavüle çıkarılarak davalı tarafa verilen çekte yeniden tedavüle girdikten sonra önceki cirantaların sorumluluğu ortadan kalktığından müracaat borçlusu sıfatıyla haklarında takip yapılamayacağını belirterek takibe konu çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu çek üzerinde davalı müvekkili hariç 2 ayrı cirantaya ait imzalar ve keşideciye ait ilk ve son imzalar olmak üzere atılan 4 adet imzanın aynı olduğunu çünkü ...’in elinden çıktığını, ...’in kendi adına bizzat münferiden yetkilisi olduğu şirketler adına da ortağı /yetkilisi olarak aynı çeke adları yer alan üç borçlunun da birebir aynı imza ile temsil edildiğini, birbirinden habersiz olma ihtimalinin olamayacağını, imzaların tamamının aynı gün,aynı saat ve aynı kalemle atıldığını, çek keşidecisi Karşım Kozmetik Ltd. Şti adına imza atan ... ile davalı müvekkili şirket arasında icra dosyasına sunulu protokol yapıldığını, ödeme araçlarından biri olarak da davaya konu çekin ibraz edildiğini, Karışım Kozmetik Ltd. Şti. adına hiçbir malvarlığı bulunmadığından ...’in çeki müvekkiline teslim ederken hem kendi adına hem de yetkilisi olduğu Biocura Kozmetik Ltd. Şti. adına cirolayarak müvekkilinin alacağını ticari yönden garantilediğini, çeki son kez Karışım Kozmetik Ltd.Şti adına cirolayarak da muhasebe kayıtlarına Karışım Kozmetik Ltd. Şti. tarafından verilmiş çek olarak girmesinin sağlandığını, cirolarını çizmeyi unutmuş görüntüsü yaratmalarının ticari örf ahlak ve TTK amacı ile bağdaşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yerleşik Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği gibi, çekin tekrar keşideciye ciro edilmesi ve keşidecinin, çeki, yeniden tedavüle çıkarak tekrar ciro etmesi durumunda, keşidecinin çeki yeniden tedavüle çıkarmakla lehdar adına keşide etmeden önceki duruma döndüğünden, lehdarın sorumluluk zinciri içinde yer almayacağı ve ikinci tedavülden önceki tüm lehdar ve cirantanın sorumluluğunun ortadan kalkacağı, ilk tedavülde keşidecinin lehdarın ve daha sonra ciro silsilesinde yer alan ... isimli kişinin her biri farklı kişi ve şirketler olup, keşideci ve lehdar olan şirketlerin temsilcisinin ... olmasının belirtilen hukuki durumu değiştirmeyeceği, davalının da takip yaparken davacıları ve keşideciyi ayrı ayrı şirketler olarak borçlu olarak gösterdiği ve hamil ile keşideci şirketler arasında yapılmış protokolünde ibraz edildiği,
Zira keşideci Karışım Kozmetik Ltd. Şti. ile lehdar Biocura Kozmetik Ltd.Şti’nin farklı tüzel kişiliği bulunan ve her biri birbirinden bağımsız olarak hak ve borçlara sahip olabilmek ehliyetine haiz farklı şirketler olduğu, davalı, çeki ikinci kez tedavüle sokan keşideci şirketten almakla birinci tedavülde ciroları olan lehdar ve cirantaların artık çek bedelinden sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince,davalı şirket ile çek keşidecisi şirket arasında düzenlenmiş bir protokol bulunduğu, lehdar tarafından çekin ...’e ciro edildiğini ... tarafından da keşideci Karışım Ltd. Şti.'ne ciro edildiğini, yani çekin keşideciye geri döndüğünü keşideci tarafından bu kez çekin davalı Ersa Ltd. Şti. ile ciro edildiğini, keşideci tarafından çekin kendisine geldikten sonra ikinci kez tedavüle sokulduğu, çeki ikinci kez tedavüle sokan keşideci şirketten almakla birinci tedavülde ciroları olan lehdar ve cirantaların artık çek bedelinden sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Dava, icra takibine konu çekin ikinci kez tedavüle sokulduğundan ciranta ve lehdar olan davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Dava konusu çek, tedavül görmek suretiyle keşideci sıfatını taşıyan Karışım Kozmetik Ltd. Şti.’ne ciro edilmekle alacaklı borçlu sıfatı birleştiğinden keşideci, kendinden önceki ciranta ve lehdar konumunda olan kişilere müracaat edemese de keşidecinin yeniden ciro etmek suretiyle çeki tedavüle sürmesi sonucu hamil pozisyonuna gelen davalı Er-Sa Kimyevi Maddeler Ltd. Şti.'ne karşı, çekte imzası bulunan keşideci-lehdar ve cirantaların müşterek müteselsil sorumlu oldukları gözetilerek davanın reddi yoluna gidilmesi gerekirken somut herhangi bir tarih, esas ve karar numarası zikredilmeksizin emsal Yargıtay kararlarından bahsedilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,26/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla arar verildi.
KARŞI OY
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun bulunmasına, (Dairenin 28.01.2021 gün ve 2020/3619 esas, 2021/574 sayılı karar sayı ve 12. H.D. 02.11.2020 gün 2020/1441 - 9127 sayılı kararı vb.) göre davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde TTK 788 maddesi hükmüne aykırı olarak bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.