Esas No: 2020/8424
Karar No: 2022/3412
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8424 Esas 2022/3412 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8424 E. , 2022/3412 K.Özet:
Davacı bir kişi, davalı tarafından hile ile boş bir kağıt imzalatılarak kendisini 325.000 YTL borçlandırıldığını ve aleyhine takip başlatıldığını öne sürmüş ve davalıya karşı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, toplanan deliller ve kesinleşen ceza mahkemesi kararına dayanarak davacının haklı olduğuna karar vermiştir. Davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan reddedilmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından esastan reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/b-1 ve 370/1. maddeleri: İstinaf başvurusunun esastan reddedilmesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 372. maddesi: İşlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.10.2018 tarih ve 2014/1665 E- 2018/990 K. sayılı kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.10.2020 tarih ve 2019/1384 E- 2020/1738 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı (Muris) ... tarafından açılan davada, davalının hile ile desise ile boş bir kağıt imzalatmak suretiyle kendisini 325.000,00 YTL borçlandırarak aleyhine takip başlattığını, kendisinin 85 yaşında yaşlı ve kimsesiz olduğunu, davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, kendisine imzalatılan kağıdın bonoya dönüştürüldüğünü, davalıdan para almadığını, alışverişi de bulunmadığını, zaten davalının bu parayı verecek durumunun da olmadığını belirterek, davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, borçlunun 12 yıldan beri komşusu olduğunu, iyi komşuluk ilişkileri nedeniyle işyerinde muhafazası zor ve riskli olan 325.000 YTL parayı yapacağı kısa bir seyahat nedeniyle evinde muhafazası için davacıya verdiğini, seyahat dönüşünde davacının paranın çalındığını bildirdiğini, bunun üzerine takibe konu senedin düzenlendiğini, davacının bu durumu ikrar eden imzalı belgesi de olduğunu, senedin bizzat kendisinin huzurunda imzalandığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, toplanan deliller ve kesinleşen İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009/89 esas sayılı dosya kapsamına göre; davalı tarafından, komşuluğuna dayalı güveninin kötüye kullanılma ve yaşlılığından yararlanılmak suretiyle davacıya boş kağıt imzalatılmasından sonra davalı tarafından bono haline dönüştürülerek davacı hakkında takip başlatıldığı, bononun üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğu, ancak bononun sahte olarak tanzim edildiği, gerçekte davacının davalıya borcu olmadığı, davalının borç verme nedeni olarak bildirdiği maddi vakıanın hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı gibi, takibe ve davaya konu bononun davalı tarafından sahte olarak oluşturulduğu, ceza mahkemesinde davalının açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının, davalının hile ve desise ile boş kağıt imzalattığını ve bu kağıdı senede dönüştürdüğünü iddia ederek borçlu bulunmadığının tespiti isteminde bulunduğu, Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009/89 esas sayılı dosyasından 25/03/2010 tarihinde verilen 2010/62 sayılı kararla davalının açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtayca onanarak, 12/05/2015 tarihinde kesinleştiği, ceza mahkemesinde tespit edilen maddi vakıanın sübutuna ilişkin bu hususun hukuk hakimini bağlayacağı, davalı taraf reddi hakim talebinde bulunduğunu ve bu talebin ardından davasının reddedildiğini ileri sürmüş ise de, ilk derece mahkemesince uzun süre ceza mahkemesi sonucunun beklendiği, ayrıca davalının reddi hakim talebinin HMK'nın 41/1-b ve c maddeleri uyarınca geri çevrilmesine karar verildiği, reddin geri çevrilmesi kararı esas hükümle birlikte istinafa konu edilebileceğinden, bu kararın tebliğ edilmemesinin sonuca etkili görülmediği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 16.775,42 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 26/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.