Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1226 Esas 2022/3488 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1226
Karar No: 2022/3488
Karar Tarihi: 27.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1226 Esas 2022/3488 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı tarafla yapılan sözleşme uyarınca faaliyet göstermek üzere kurulan şirketin reklam köprüsü inşaat faaliyetlerinde kullanılmak üzere ödeme yapması gereken davalı, işi tamamlayamamıştır. Davalı, var olan taşınmazını tescil ederek 140.000 TL tutarındaki alacağın ödenmemesine sebep olmuştur. İhtarname sonucu ödenmeyince dava açılmıştır. Dava sonucunda taşınmazın mahsup edilmesi sonucu bakiyede kalan 88.378,16 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir. Birleşen dava yönünden ise zararın ispatlanamamasından dolayı tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın düzeltilerek onanması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 Sayılı HMK'nun Geçici 3. Maddesi
- 5236 Sayılı Kanun'un Geçici 2. Maddesi
- 1086 Sayılı HUMK'nun 5236 Sayılı Kanun'un 16. Maddesiyle Değiştirilmeden Önceki 438/7. Maddesi
11. Hukuk Dairesi         2021/1226 E.  ,  2022/3488 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.10.2020 tarih ve 2018/243 E. - 2020/320 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında yapılan 14/07/2009 tarihli sözleşme uyarınca reklam ve organizasyon konusunda faaliyet gösterecek yeni bir şirket kurulması konusunda anlaşmaya varıldığını, bu anlaşmanın 4. maddesi çerçevesinde, davacı tarafından davalıya reklam köprüsü inşaat faaliyetlerinde kullanılmak üzere ödeme yapıldığını, davacının sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının işi zamanında ve öngörülen maliyet dahilinde tamamlayamadığını, maddi zararın bir kısmının telafisi için davalının babası adına kayıtlı olan taşınmaz davacı adına tescil edildiğini, taraflar arasında varılan mutabakat gereği davalıya ödenen 220.000,00 TL'den, bahse konu taşınmazın 80.000,00 TL'ye karşılık gelen yaklaşık piyasa değeri mahsup edildikten sonra bakiye 140.000,00 TL tutarındaki alacağın ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 80.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini 138.378,16 TL'ye yükseltmiştir.
    Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili, ...'nın hiçbir neden göstermeden 07/10/2009 tarihinde müvekkilini arayarak ortaklıktan çekildiğini beyan ettiğini, feshin haksız olduğunu savunarak, asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada ise taraflar arasındaki protokolün haksız feshi nedeniyle uğranılan menfi ve müspet zararlar ile munzam zarar karşılığı olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama, toplanan deliler ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın konusu evin değerinin dava tarihi itibariyle 130.000,00 TL olarak tespit edildiği, davacının sermaye olarak ortaya koyduğu 218.378,16 TL'den teminat olarak verilen taşınmazın dava tarihi itibariyle olan değerinin mahsubu sonucu bakiye kalan 88.378,16 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen dava yönünden ise taraflar arasında sözleşme yapılması ancak adi ortaklığın kurulamaması, birleşen dosya davacısının zarara uğradığına ilişkin herhangi bir somut delil sunmaması, birleşen dosya davacısına ait çeklerin yazılması ile adi ortaklığın kurulmaması ve sözleşmenin feshi arasında nedensellik bağının bulunmaması davalının adi ortaklığın kurulmamasıyla zarar ettiği olaylar arasında nedensellik bağına ilişkin herhangi bir somut delil sunulmadığından zararını ispatlanamaması nedeni ile sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı olduğunu iddia ettiği tazminat taleplerinin reddine karar karar verilmiştir.
    Kararı asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin, yargılama giderleri bakımından temyiz itirazlarına gelince, mahkemece kısmen kabul kısmen ret kararı verildiğinden yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırılması gerekirken, bu hususun gözden kaçırılması doğru değilse de 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı karşı davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün 3. bendinde yer alan cümlenin karardan çıkarılarak yerine “Yargılama aşamasında tamamı davacı tarafça karşılanan 1.521,50 TL tebligat, posta, bilirkişi vs. giderlerin 975,50 TL olan kısmının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına" ibaresi yazılarak hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl davada davalı-karşı davada davacıya iadesine, 27/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara