Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/3014 Esas 2022/7253 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/3014
Karar No: 2022/7253
Karar Tarihi: 22.09.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/3014 Esas 2022/7253 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/3014 E.  ,  2022/7253 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : Nitelikli kasten öldürme
    HÜKÜMLER : 1) ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/04/2021 tarih ve 2020/350 Esas 2021/218 sayılı kararı ile; sanık hakkında maktule yönelik nitelikli kasten öldürme suçundan TCK’nin 82/1-a-d, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair karar.
    2) Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 19/11/2021 tarih ve 2021/3353 Esas, 2021/3647 sayılı kararı ile “istinaf başvurularının esastan reddine,” dair karar.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 19/11/2021 tarih ve 2021/3353 Esas, 2021/3647 sayılı kararının, sanık müdafii ile katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
    Sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan ilk derece mahkemesince hükmolunan ceza miktarının, 5 yıl hapis cezasının üzerinde olması nedeniyle hükmün, 5271 sayılı CMK’nin 286/2-a maddesi uyarınca temyize tabi olduğunun tespiti ile yapılan incelemede;
    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 19/11/2021 tarih ve 2021/3353 Esas, 2021/3647 sayılı “istinaf başvurularının esastan reddine” dair hükmünün tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık müdafinin haksız tahrikin derecesine, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin haksız tahrik indirim nedeni bulunmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle,
    Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi Yasaya aykırı olduğundan, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CMK'nin 303. maddesince tanınan yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasının mahsus bölümüne “Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 8.200,00TL. maktu vekalet ücretinin sanık ...’ten alınarak, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına verilmesine” ilişkin fıkranın eklenmesine karar verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 303/1. maddesi gereğince, isteme uygun olarak TEMYİZ İSTEMLERİNİN DÜZELTİLEREK ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA,
    Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/1. maddesi gereğince “... 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.09.2022 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY

    Sanık ...'in resmi nikahlı eşi Garibe'yi tasarlayarak öldürdüğü sübuta eren dosyada sanık lehine haksız tahrik uygulanmaması gerektiği kanaatiyle dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
    Şöyle ki;
    Somut olay incelendiğinde; maktulün 64 yaşında olduğu ve Türkçe bilmediği yalnızca Kürtçe bildiği, ilişkisi olduğu sanık tarafından iddia olunan ...'ın ise 50 yaşında olduğu ve Kürtçe bilmediği, ...'ın zamanının çoğunluğunu yurt dışında geçirdiğinin ve suç tarihinden sonra da birçok kez Türkiye'ye giriş çıkış yaptığının ilgilinin dosya kapsamında getirilen yurt dışı giriş çıkış kayıtlarından da tespit edildiği, bu kapsamda ...'ın yurt dışında yaşadığı ve çok az zamanını Türkiye'de geçirdiği yönündeki tanık beyanlarının da desteklendiği, sanığın maktul ile ilişkisi olduğunu iddia ettiği ...'ın 2018-2019 yıllarında da belirli aralıklarla Türkiye'ye giriş çıkış yaptığı tespit edildiği bu itibarla ...'un yurt dışına kaçtığı yönündeki savunmaların yerinde olmadığı görülmüştür.
    Türkçe bilmeyen ve ileri yaşta olan maktulün kendisinden küçük ve çok kısa sürelerde Türkiye'ye gelen ... ile oğlu ve gelini ile birlikte yaşarken ilişki kurması, eşini aldatmış olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Sanığın ve maktulün çocukları olan katılanlar, birlikte yaşadıkları gelinleri ve oğulları ile komşuları olan ev sahipleri maktulün ... ile ilişkisi olabileceğine yönelik en küçük bir şüphe sebebine dahi şahit olmadıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca sanığın eşine uygunsuz bir halde yakaladığı halde eşine dahi bir şey dememiş olması hayatın olağan akışına aykırı olup, kadın veya erkek bir insanın eşini aldatırken yakalaması ve ona hiçbir şey dememesi olağan bir durum değildir. Komşuları olan ...'un olay tarihlerinde Türkiye'de olması aynı zamanda sanığın işlediği cinayet için kendisini kurtarmak veya cezasını hafifletmek için kullandığı bir bahanedir. Bu sebeple sanık lehine değerlendirilmesi mümkün değildir. Haksız tahrike ilişkin sanık iddialarının sanık lehine değerlendirilebilmesi için iddia dışında en küçük bir emare bulunmadığından sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerekmektedir. Bu sebeple çoğunluk görüşüne muhalifiz.



    Hemen Ara