Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8214 Esas 2022/3568 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8214
Karar No: 2022/3568
Karar Tarihi: 28.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8214 Esas 2022/3568 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/8214 E.  ,  2022/3568 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.02.2020 tarih ve 2019/235 E. - 2020/165 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.10.2020 tarih ve 2020/541 E. - 2020/601 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı ... arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davalı ...’un müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen alacak miktarının, belirlenen faiz oranlarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere ve benimsenen bilikişi raporuna göre, davacı ...Ş. ile davalı ... arasında 28/06/2013 ve 28/12/2015 tarihlerinde Genel Kredi Sözleşmesi ve 28/06/2013 tarihli Ticari Kart Sözleşmesinin ayrı ayrı imzalandığı, davalı ...'un da 28/06/2013 tarihinde 100.000,00 TL limit ile kefaletname imzaladığı, davacı banka tarafından kredi sözleşmesi imzalanan davalı ...'a 28/06/2013 tarihinde 40.000,00 TL limitli işletme kart kredisi, yine 21/06/2013 tarihinde 25.000,00 TL limitli kredili mevduat hesabı kredisi, 28/12/2015 tarihinde 40.000,00 TL limitli taksitli ihtiyaç kredisi, 29/12/2015 tarihinde 20.621,00 TL limitli işletme kart kredisi, 28/04/2018 tarihinde 21.672,00 TL limitli taksitli ihtiyaç kredisi ve 07/09/2018 - 26/11/2018 tarihleri arasında zorunlu çek bedeli ödemesinden kaynaklı 11.200,00 TL bedelli kredilerin kullandırıldığı, davalı ...'ın kredi borçlarını ödemediğinden bahisle banka tarafından hesabın kat edildiği ancak hesap kat ihtarnamesinin gerek asıl kredi borçlusu ... gerekse de müteselsil kefil diğer ...'a tebliğ edildiğine dair hesap kat ihtarnamesi tebliğ evraklarının bulunmadığının anlaşıldığı 6098 sayılı TBK'nın 586. maddesi uyarınca alacaklının asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefil hakkında takip yapabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve bu konuda kendisine gönderilmiş ihtarın sonuçsuz kalması (Hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğine rağmen) veya borçlunun açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerektiği, öncelikle işbu hesap kat ihtarının asıl borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ve dolayısıyla davacı alacaklının bu hususu yerine getirdiğini yasal ve yazılı tebligat belgeleriyle ispatlamış olması gerektiği, banka sözleşme alacaklarından dolayı yapılan takipler öncesi muacceliyet koşulunun oluşabilmesi için gerekli hesap kat ihtarının asıl kredi borçlusu olan davalı ...'a usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş veya sözleşmede bildirdiği adrese tebliğe çıkarılmış olması gerektiği, bu hesap kat ihtarının da icra takibine konu edilen alacağa dair olması gerektiği, kredi borçlusu ...'a hesap kat ihtarının tebliğ edildiğine dair herhangi bir evrak sunulmadığı, hesap kat ihtarı asıl borçluya tebliğ edilmeden ve ihtarnamede belirtilen süre dolmadan takip talebinde bulunulması halinde ortada istenilebilir muaccel bir alacağın bulunmayacağı, bu durumda asıl borçluya ihtarname tebliğ edilmemesi nedeniyle 6098 sayılı TBK'nın 586/1. maddesinde belirtilen "ihtarın sonuçsuz kalması" koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla davalı kefil ...'un takip edilemeyeceği ve buna bağlı olarak da itirazın iptali davası açılamayacağı kanaatine varıldığı, tüm bu hususlar dikkate alınarak davacının davalı ... hakkındaki davasının reddine karar verilmesi gerektiği, her ne kadar davalı kefil ... hakkındaki dava hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması nedeniyle reddedilmiş ise de bu durum kredi asıl borçlusu olan diğer davalı ... yönünden geçerli olmadığı, bu davalıya usulüne uygun hesap kat ihtarının tebliğ edilmemesi yalnızca bu davalı yönünden temerrüt faizinin icra takip tarihine kadar istenemeyeceği akdi faiz istenilebileceği anlamına geldiği, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda temerrüt tarihi olarak icra takip tarihi olan 28/11/2018 tarihinin dikkate alındığı, davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabul kısmen reddine dair karar verilerek toplam 109.060,04 TL üzerinden icra takibinin devamına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının davalı ... hakkındaki davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince davacı banka ile asıl borçlu ... arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı ...'un da sözleşmelerde müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalarının bulunduğu, sözleşmeye ve imzalara karşı herhangi bir itirazın söz konusu olmadığı, sözleşmeye istinaden davacı bankaca kullandırılan krediye ilişkin borcun ödenmesi amacıyla gönderilen ... 48. Noterliğinin 19.11.2018 tarihli hesap kat ihtarnamesinin davacı tarafça "....Mah., .... Sok., Golden İşhanı, No:28 ...." adresine tebliğe çıkartıldığı ve muhattabın adresten ayrıldığından bahisle tebliğ edilmeksizin çıkış merciine iade edildiği, hesap kat ihtarnamesinin asıl borçlunun sözleşmede belirtilen adreslerinden birine tebliğe çıkartılmadığı dolayısıyla davacı bankanın bu hususta özen ve araştırma yükümlülüğünü yerine getirdiğini kanıtlayamadığı sonucuna varıldığı,davacı bankaca kredi hesabı 19.11.2018 tarihinde kat edilmiş ve aynı tarihte noter ihtarnamesi ile asıl borçlu ve kefile borcun ihtarın tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesi ihtar edildiği, söz konusu ihtarname asıl borçluya adresten taşındığından bahisle tebliğ edilemediği, hesabın kat edildiği ve ihtarnamenin keşide edildiği tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 586. maddesinde "Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın
    sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerekir." hükmünün düzenlendiği, buna göre müteselsil kefilleri takip edebilmek için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması gerekeceği, hesap kat ihtarı asıl borçluya tebliğ edilemediğinden TBK'nın 586. maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmediği, bu nedenle alacaklı bankanın müteselsil kefil olan davalı ...'a karşı icra takibinde bulunamayacağı, bu nedenle davalının takibe itirazı haklı olduğundan itirazın iptali davasının davalı kefil yönünden reddedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara