Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/1926 Esas 2022/18495 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1926
Karar No: 2022/18495
Karar Tarihi: 07.11.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/1926 Esas 2022/18495 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2022/1926 E.  ,  2022/18495 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14.12.2021 tarih ve 2021/13682 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 20.01.2022 tarih ve KYB-2021/156790 sayılı ihbarname ile;
    Özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanıklar ...,... ve ...’in beraatlerine dair İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/02/2019 tarihli ve 2018/388 esas, 2019/55 sayılı kararının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 13/05/2019 tarihli ve 2019/838 esas, 2019/1264 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddedilerek kesinleşmesini müteakip, katılan vekili tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Bakırköy İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/02/2021 tarihli ve 2018/388 esas, 2019/55 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/03/2021 tarihli ve 2021/92 değişik iş sayılı kararının "Sanık ...,...'un aralarında katılana senet imzalatmak amacıyla plan yaptıkları, sanık ... 'in kurye görevlisi kılığında katılanın evine erken saatte gelerek savcılık evrakı diye bir belge imzalamasını istediği, hakkında adliyeden gönderilen tebliğ evrakı olduğunu belirterek içinde herhangi bir belge bulunmayan, dış yüzeyinde katılana ait kimlik ve adres bilgilerinin yer aldığı zarf görünümlü belgeyi katılana teslim ettiği ve teslim karşılığında katılanın borçlu bölümünü imzalamasını sağladığı, daha sonrasında müştekiye karşı icra takibi başlattıkları iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucu İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 16/03/2016 tarihli iddianamesiyle açılan kamu davasında katılanın beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dolayısıyla beyanlarının hükme esas alınamayacağı, her iki suçta sanıkların mahkumiyetlerine yeter, savunmaların aksine bu suçları işlediklerine ilişkin yeterli, inandırıcı ve açık delil bulunmadığından bahisle sanıkların beraatine karar verildiği, beraat kararı kesinleştikten sonra, 19/10/2020 tarihli ve 27695533-101.02.2020/22038/1457-396 sayılı Adli Tıp Kurumu raporuyla suça konu senedin çevresinde yapışkan bakiyeleri ve deformasyon olduğu, bu deformasyonların sonradan yazılmış olduğu, senedin imzadan faydalanılarak oluşturulduğunun tespit edildiği, bu rapora itibar edilerek İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesince 24/11/2020 tarihli karar ile katılan tarafından açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği, bu durumda suça konu senedin katılanın rızası dışında imzası kullanılarak sahte olarak oluşturulduğunun tespit edildiği anlaşılmakla,
    5271 sayılı CMK’nın 314/1. maddesinde yer alan; “Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış olan bir dava aşağıda yazılı hâllerde sanık veya hükümlünün aleyhine olarak yargılamanın yenilenmesi yolu ile tekrar görülür:
    a) Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa” şeklindeki düzenleme uyarınca kesinleşen hükümden sonra ortaya çıkan ve yukarıda bahsedildiği gibi yargılamanın yenilenmesi talebinde belirtilen iddiaların diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 314/1-b maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi sebebi olabileceği nazara alınarak, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olduğuna karar verildikten sonra sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
    Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    5271 sayılı CMK’nin Üçüncü Kısım Üçüncü Bölümünde, yargılamanın yenilenmesinin “Olağanüstü Kanun Yolları” arasında sayıldığı, kesinleşmiş bir hükümle sonuçlanan davanın sanık veya hükümlünün aleyhine yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülebilmesi için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 314. maddesi uyarınca;
    a) Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,
    b) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş olması,
    c) Sanığın beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hakim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuş olmasının gerekeceği nazara alınarak somut olay değerlendirildiğinde; yargılamanın yenilenmesi talebini konu alan dilekçede belirtilen hususların, maddenin (b) ve (c) bentlerine ilişkin olmadığı, (a) bendi yönünden yapılan incelemede ise, sanıklar hakkındaki beraat hükümleri kesinleştikten sonra, katılana karşı icra takibine konu edilen bono üzerinde İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/201 Esas sayılı dosyası kapsamında aldırılan İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 19.10.2020 tarih ve 2020/22038/1457-396 sayılı raporunda; “inceleme konusu senette katılan adına atılı imzanın ıslak imza olduğu, söz konusu imzanın dört bir yanında yapışkan bakiyeleri, kağıt üzerinde deformasyonlar mevcut olduğu ve imzanın çevresini dörtgen şeklinde çevrelediği, senette yer alan tanzim tarihi ve "Şirinyer Buca İzmir" yazıları kağıt deformasyonlarının kesiştiği bölümlerin incelenmesinde, söz konusu yazıların deformasyondan sonra yazılmış olduğu, imzanın yatay hattının kalem baskı izinin senet yüzeyinde devam ettiği saptandığından, inceleme konusu senedin imzadan faydalanılarak oluşturulmuş olduğu“ şeklinde tespitte bulunulduğu ancak; yargılamanın yenilenebilmesi için, bononun sahte olduğunun sonradan anlaşılması değil, sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliğinin anlaşılmasının gerekeceği, bu doğrultuda; İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/676 Esas ve 2018/73 Karar sayılı dosyasında aldırılan üç kişilik bilirkişi heyetinin 07.12.2017 tarihli raporu ile Ticaret Mahkemesi dosyasındaki adli tıp raporunun benzerlik gösterdiği, bununla birlikte; aynı dosyada alınan ve yalnızca imza aidiyeti yönünden inceleme yapılan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 21.06.2016 tarih ve 2016/49213/5322-4079 sayılı; "inceleme konusu senette ... adına atılı basit tersimli imza ile ...'in mukayese imzaları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlik saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel ...'in eli ürünü olduğu" yönündeki rapor ile dosya kapsamındaki diğer belgelerin sahte olarak düzenlenmiş olduğuna ilişkin bir tespit ve belirleme bulunmadığı anlaşılmakla; yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer görülmediği gerekçesiyle reddine dair İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.02.2021 tarihli, 2018/388 Esas ve 2019/55 Karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.03.2021 tarih ve 2021/92 Değişik İş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE, mahalline gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    ...

    Hemen Ara