Esas No: 2020/8466
Karar No: 2022/3561
Karar Tarihi: 28.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8466 Esas 2022/3561 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8466 E. , 2022/3561 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14.09.2018 tarih ve 2016/231 E- 2018/354 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2019/350 E- 2020/1146 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının, davalı tarafından da ciro edilmiş olan 13.06.2011 düzenleme, 15.08.2011 vade tarihli ve 170.000,00 TL'lik kambiyo senedinden dolayı Çobanlar İnş. Mühendislik Madencilik Ltd. Şti., ..., ... ve davalı hakkında İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/21264 esas sayılı dosyası ile kambiyo senedine özgü takip başlattığını, davalının takip konusu bononun 1 yıl geçmekle zaman aşımına uğradığını öne sürerek İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/1169 esas sayılı dosyasında itiraz ettiğini ve mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, davalının imzaya ve senedin içeriğine itiraz etmediğini, dava konusu senedin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, dosyada deliller toplandıktan sonra müvekkilinin davalıdan 170.000,00 TL alacaklı olduğunun subuta ereceğini ileri sürerek 170.000,00 TL'nin İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/21264 esas sayılı dosyası sebebi ile tahsilde tekerrür olmamak şartı ile 15.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, yazılı delil başlangıcı olduğu ileri sürülen ve resmi evrakta sahtecilik yapmak suretiyle tahrif edilmiş bulunan senedin, müvekkilinin dolandırılması suretiyle elinden alındığını, müvekkilinin alacaklı olduğu senette borçlu hale getirildiğini ve tüm mal varlığına haciz konulduğunu, davacı tarafından müvekkillinin borçlu olduğuna dair hiçbir belge veya delil sunulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davaya konu bonoyu düzenleyen kişinin dava dışı Çobanlar İnşaat adlı şirket olduğu, senet alacaklısının davalı ... olduğu, davalının senedin arkasında cirosunun bulunduğu, bononun davalıdan sonraki diğer cirantanın cirosu ile davacıya geçtiği, bu sebeple davalının bu bono sebebiyle davacıya karşı sorumluluğunun doğduğu, davacının dava konusu bonoyu alacaklı sıfatıyla davalıya karşı takip etme hakkının olduğu, davacı tanıklarının beyanları da dikkate alındığında, davalının savcılıktaki ifadeleri ile davalı vekilinin savunmalarında belirttiği hususların birbirleri ile çelişkili olduğu, davalı tarafın savunmalarının yerinde olmadığı, zira bononun haksız ve hukuka aykırı olarak davalının elinden alındığı ve senet üzerinde tahrifat yapıldığı yönündeki iddialarının davalının resmi makamlardaki beyanları ile uyumlu olmadığı, davalının davaya konu bonoyu tahsil ettirmek üzere ciro ederek avukata gönderdiğini açıkça kabul ettiği, davacı tarafın davasını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 170.000,00 TL alacağın İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/21264 esas sayılı dosyası sebebi ile tahsilde tekerrür olmamak şartı ile 15/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, Yargıtay kararı ile onanarak kesinleşen İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/1169-1108 E. K. sayılı kararı ile söz konusu bononun zamanaşımına uğradığının sabit olduğu, davacının söz konusu zamanaşımına uğramış bonoda hamil, davalının ise lehdar ciranta olduğu, davacı ile davalı arasında başka ciro mevcut olup, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, davacının aralarında temel ilişki bulunmadığından, senette ciranta olan davalıya karşı senede yazılı delil başlangıcı olarak dayanarak, alacak isteminde bulunmasına olanak bulunmadığı, taraflar arasında temel ilişki bulunmadığı dikkate alınarak davacının, ciranta olan davalıya karşı zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak alacak talep edemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi ile kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.