Esas No: 2020/15930
Karar No: 2022/11216
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/15930 Esas 2022/11216 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/15930 E. , 2022/11216 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : TARSUS 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanık hakkında, incelemeye konu 18.07.2014 tarihli eylemine ilişkin 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve 19.03.2015 tarihinde kesinleştiği, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazı sırasında 23.01.2015 tarihli tetkik sonucuna göre sanığın idrarında “opiates” pozitif tespit edilmesi üzerine Tarsus Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından 04.02.2015 tarihli uyarı tebliğ edilerek ihtarda bulunulmuş ise de 23.01.2015 tarihli eylemin 11.12.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştiği, bu haliyle 18.07.2014 ve 23.01.2015 tarihli eylemlerin, tek suç kabul edilerek TCK’nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesi gereği teşdiden hüküm kurulabileceği ancak 23.01.2015 tarihli eyleme ilişkin açılmış bir kamu davası bulunmadığından gereğinin takdirinin Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesine karar verilmesi gerektiği, Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 21.05.2015 tarihli ve 3544 sayılı yazısı ile idrar tetkik sonuçları ve muayene evraklarının dosya üzerinden yapılan değerlendirmesinde sanığın tedavi programının gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine dosyanın kapatıldığı anlaşılmakla, uyumsuzluğun uyuşturucu madde kullanımına devam etmek haricinde başka bir eylemle ihlal edilmiş olması halinde sanığın bu aşamada yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinin kabulünün mümkün olmayacağı da nazara alınarak; bahsi geçen hastane yazısından uyumsuzluğun ne şekilde gerçekleştirildiği anlaşılmadığından; sanığın hastane randevularına gitmeyerek mi yoksa uyuşturucu madde kullanmaya devam etmek suretiyle mi tedaviye uyumsuzluk gösterdiğinin araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve hükümden sonra 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3- Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “18.07.2014” yerine hatalı olarak ''16.06.2014'' yazılması,
4- 3 numaralı bozma sebebine göre suç tarihi olan 18.07.2014 tarihinden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlendiği gözetilmeden suç tarihinden önce yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca temel cezanın 1 yıl olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. ve 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 03.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.