Esas No: 2020/8347
Karar No: 2022/3672
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8347 Esas 2022/3672 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8347 E. , 2022/3672 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.03.2019 tarih ve 2019/86 E- 2019/140 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 13/07/2020 tarih ve 2019/2199 E- 2020/578 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile ilgili davalı borçlu Cosco Shıppıng Co. Ltd. arasında Deniz Nakliye Anlaşması imzalandığını ve imzalanan sözleşme kapsamında müvekkili şirkete ait yüklerin belirlenen varış yerlerine teslimi konusunda anlaşmaya varıldığını, Limak İskenderun Ulus. Liman İşletmeciliği A.Ş.'nin ise davalı Cosco Shipping tarafından taşınması kararlaştırılan yüklerin yükleme ve boşaltma işlemlerini yürütmekte olduğunu, Limakport 6 nolu rıhtıma yükleme yapılırken, müvekkili şirkete ait bir kısım boş tankların dış kısmında 17/02/2015 tarihinde hatalı yükmeden kaynaklı olarak sürtünme nedeniyle boya hasarı ve çizikler meydana geldiğini, yine aynı gün davalı işçilerin rıhtım üzerinde sapanladıkları 1000-T- 007 nolu tankı, geminin 3 nolu ambarı içerisinde yer alan alabanda altındaki istif yerine bırakmaya çalışırken anılan parça üzerinde bulunan borunun ağır hasar aldığını, müvekkili şirketin yüklü miktarda zarara uğratıldığını, davalı tarafından müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın karşılanmadığını bunun üzerine Mersin 3.icra Müdürlüğü'nün 2016/2310 esas sayılı dosyası üzerinden kaza- tank hasar bedelinin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptalin eve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki, tahkim ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddini, aksi halde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, taraflar arasındaki hukuki ilişki konusunda uyuşmazlık söz konusu olmadığını, her ne kadar davalı tarafın uluslararası yetki itirazına davacı taraf karşı çıkmış ise de taşımanın konşimento tahtında yapıldığı, davacı firma ile davalı CoscoShipping Co Ltd. şirketi arasında imzalanan anlaşmanın 30. maddesinde "... Tahkim yeri Londra'dır ve İngiliz kanunları uygulanacaktır." şeklinde yetki sözleşmesi bulunduğu, yabancılık unsuru bulunan hukuki ilişkide 5718 sayılı MÖHUK'un 47. maddesinde uluslararası yetki sözleşmesinin bulunduğu durumlarda ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması halinde davanın yetkili Türk mahkemelerinde görülebileceğinin belirtildiği, olayda yabancılık unsuru bulunduğundan ve anlaşmada gösterilen yetkili mahkeme tarafından verilen bir yetkisizlik kararı olmadığından ve davalı tarafça süresi içinde tahkim itirazında bulunulduğundan, davalı Cosco Shıppıng Co. Ltd.'ye izafeten acentesi Cosco Cosco Denizcilik ve Dış Tic. A.Ş. aleyhine açılmış olan davanın MÖHUK 47. maddesi uyarınca yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nın 116. maddesinde; "(1) İlk itirazların a)Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı, b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı, c) İş bölümü itirazı olark sayıldığı, Kanun’un 117. maddesine göre ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu aksi hâlde dinlenilmeyeceği, ilk itirazların dava şartlarından sonra inceleneceği, Kanun’un 114. maddesinde dava şartlarının sayıldığı, davalı tarafça dava dilekçesinin tebliğinden sonra 2 haftalık süre içerisinde olmak üzere 20/09/2017 tarihli dilekçe ile cevap süresinin uzatılması talebinde bulunulduğu, 04/10/2017 tarihli süre uzatım kararı ile cevap süresinin, bitiminden itibaren 1 ay uzatılmasına karar verildiği, davalı vekili tarafından bir aylık süre içerisinde 19/10/2017 tarihinde sunulan cevap dilekçesi ile yetki ve tahkim itirazında bulunulduğu, davacı vekilinin süresi içerisinde yetki ve tahkim itirazında bulunulmadığı yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmediği, mahkemece davalının yetki itirazından önce dava şartı olan tahkim itirazının incelenmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, MÖHUK'un 47. maddesinde; "Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi halinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması halinde yetkili Türk mahkemesinde görülür." düzenlemesine yer verildiği, somut olayda; davacı firma ile davalı CoscoShipping Co Ltd. şirketi arasında imzalanan anlaşmanın 30. maddesinde "... Tahkim yeri Londra'dır ve İngiliz kanunları uygulanacaktır." hükmü bulunduğu, dava konusu uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, mahkemenin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olduğu ve uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğduğu ve sözleşmede yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin konulan yazılı şartın geçerli ve bağlayıcı olduğu, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu 4/3. md. MÖHUK 62/1 maddesinde belirtilen şekilde düzenlenmiş olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta tarafların açıkça Londra Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu kabul ettiklerinin anlaşıldığı, ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine dair kararının doğru olduğu, davacı tarafın istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu taşıma işleminde yabancılık unsuru mevcut olmakla MÖHUK’un tatbiki gerekmekte olup, bu çerçevede taraflar arasında düzenlenen konişmentolardaki yetki şartının MÖHUK ve TTK kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar bakımından taraflar yetki sözleşmesi yapabilirlerse de, MÖHUK 47/1 maddesi uyarınca, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisini ortadan kaldıran sözleşme yapılması mümkün değildir. Türk mahkemelerinin münhasır yetkisinin geçerli olduğu haller kanunla belirlenir. MÖHUK 47/2. maddesinin atfıyla iş, tüketici ve sigorta sözleşmesinden kaynaklı yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda Türk mahkemeleri münhasır yetkili mahkeme olarak belirlenmiştir. Ancak, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi başka kanunlarca da belirlenmiş olabilir. Kanun koyucu MÖHUK 54/1-b maddesi ile Türk mahkemelerinin milletlerarası münhasır yetkisine giren bir konuda verilen yabancı mahkemece karar verilmesini tenfiz engeli olarak kabul etmiştir. Kanun koyucunun mutlaka Türk mahkemelerinde görülmesini istediği uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunu söylemek de mümkün değildir.
6102 sayılı TTK’nın 105/2 maddesi uyarınca, yabancı tacirlerin Türkiye'deki acentelerinin aracılığıyla yapılan sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklar yönünden acente, müvekkiline izafeten onun nam ve hesabına dava açabileceği gibi, müvekkiline izafeten acente aleyhine de dava açılabilir. Kanun'da açıkça, bu hükme aykırı sonuç doğuracak sözleşme şartlarının geçersiz olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı düzenlemeye mülga 6762 sayılı TTK'nın 119. maddesinde de rastlanmaktadır. Gerek Kanun'da yer alan düzenlemelerden, gerekse de Kanun’un gerekçelerinden, kanun koyucu tarafından, yabancı tacirlerin Türkiye'deki acenteleri aracılığıyla yapılan sözleşmelerden doğacak ihtilaflar yönünden dava ister izafeten acente aleyhine açılsın, isterse sözleşmenin tarafı aleyhine açılsın, bu tarz uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerine milletlerarası münhasır yetki tanındığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı şirketin Türkiye'deki acentesi Cosco Denizcilik ve Dış Tic. A.Ş aracılığıyla yapılan taşıma sözleşmesine ilişkin olup, dava yerleşim yeri yurt dışında olan davalıya karşı açılmış olsa dahi Türkiye'deki acentenin aracılık ettiği taşıma sözleşmesine istinaden uyuşmazlığın yabancı mahkemede görülmesine dair yetki şartının Türk mahkemelerinin münhasır yetkisini ortadan kaldırır nitelikte olması ve tahkime elverişsiz bulunması nedeniyle geçersiz olduğundan mahkemece eksik ve hatalı değerlendirme sonucu yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış ve kararın bu sebeple davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.