Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6031 Esas 2022/3650 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6031
Karar No: 2022/3650
Karar Tarihi: 09.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6031 Esas 2022/3650 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen dava, müvekkil ile davalı şirket arasında yapılan hazır beton teslimat sözleşmesi nedeniyle, alacak ilişkisinden dolayı Kazakistan'da açılan ve kabul edilen alacak davası sonrasında, yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tenfizi istemine ilişkindir. Mahkeme tarafından verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Ancak, davalı vekili daha sonra karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Kararın usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği belirsizliği nedeniyle, mahkemece öncelikle yapılması gereken iş, yabancı ilamın verildiği ülke kanunları uyarınca kesinleşip kesinleşmediğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanması olmalıdır. Bu nedenle, Dairemizce hüküm bozulmuş ve mahkeme hükmünün yazılı gerekçelerle davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (MÖHUK) 50. maddesi uyarınca, yabancı mahkemelerce verilen ve o yer kanunları gereğince kesinleşen kararların tenf
11. Hukuk Dairesi         2021/6031 E.  ,  2022/3650 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 11.02.2020 gün ve 2017/177 - 2020/100 sayılı kararı onayan Daire'nin 23.06.2021 gün ve 2020/2372 - 2021/5339 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında hazır beton teslimat sözleşmesi yapıldığını, taraflar arasındaki alacak ilişkisi nedeniyle müvekkili şirket tarafından Kazakistan Cumhuriyeti Astana Şehri Bölgelerarası Ekonomik İhtisas Mahkemesi'nde alacak davası açıldığını, davanın kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, Kazakistan'da davalının hiçbir malvarlığına ulaşılamadığından alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davaya konu kararın Türkiye'de tenfiz edilemeyeceğini, dava dilekçesi ve kararın usulünce kendilerine tebliğ edilmediğini, gıyapta karar verildiğini, savunma hakkının ihlal edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
    Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    1- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, yabancı ilamın kesinleştiği benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
    5718 sayılı MÖHUK’un 50. maddesi uyarınca, yabancı mahkemelerce verilen ve o yer kanunları gereğince kesinleşen kararların tenfizi istenebilir. Mahkemece, dava konusu yabancı ilamın kesinleştiği benimsenmiş ise de, dava dilekçesine ekli yabancı mahkeme ilamında kararın kesinleştiğine ilişkin bir şerh mevcut olmadığı gibi mahkemece temin edilen belgelerden de dava konusu kararın usulen kesinleştiğine ilişkin bir değerlendirme yapılması mümkün görünmemektedir.
    Bu hale göre, mahkemece öncelikle yapılması gereken iş, yabancı ilamın verildiği ülke kanunları uyarınca kesinleşip kesinleşmediğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanması olmalıdır. Bu saptamanın yapılabilmesi için mahkemece, Kazakistan ile ülkemiz arasındaki iki taraflı sözleşme hükümleri göz önüne alınmalı, bunun yanında Kazakistan’ın 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adlî ve Gayrî Adlî Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesine (Lahey Sözleşmesi) taraf olup olmadığı belirlenmeli, taraf olduğunun tespiti halinde ülkemizin anılan sözleşmenin 10’uncu maddesinde yer alan posta yolu ile tebligata ilişkin hükme çekince koyduğu gözden kaçırılmadan kararın çekinceye uygun olarak diplomatik yolla tebliğ edilip edilmediği de belirlenmeli ve yapılacak incelemenin sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Bu itibarla, mahkemece, kararın usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği yukarıda gösterildiği şekilde tespit edilmeksizin eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmadığından Dairemizce hükmün anılan nedenle bozulması gerekirken yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 23.06.2021 gün, 2020/2372 Esas-2021/5339 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin 23.06.2021 gün, 2020/2372 Esas-2021/5339 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkeme hükmünün yazılı gerekçelerle davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara