Esas No: 2020/7828
Karar No: 2022/3644
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7828 Esas 2022/3644 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7828 E. , 2022/3644 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21.02.2019 tarih ve 2017/316 E- 2019/55 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.10.2020 tarih ve 2019/525 E- 2020/892 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ileri güzellik ve gençlik uygulamaları sunmak üzere 1993 yılında Ankara’da kurulduğunu, davacı şirketin kuruluşundan beri yönetim kurulu başkanlığını yapmış bulunan Dr. ...’in 2013/67900 sayılı “Güzel Hayat + Şekil” markasını müvekkiline devrettiğini, müvekkiline ait bu markanın 38 ve 41. sınıflarda, davalıya ait 2013/100008 sayılı “Güzel Hayat” markasının ise 09, 16 ve 35. sınıflarda tescilli olduğunu, davalı markasının “televizyon programlarında” kullanılmasına rağmen 38 ve 41. sınıflardaki hizmetlerin davalı markasının kapsamında bulunmadığını, davacı markasının koruma kapsamında yer aldığını, hatta davalının bu hizmetler için tescil talebinin, müvekkilinin itirazları üzerine ilgili hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, davalının daha önce müvekkiline ait 2013/67900 sayılı markanın hükümsüzlüğü talebiyle açtığı davanın, Ankara 4. FSHHM tarafından reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları istinaf başvurularının da esastan reddedildiğini, davalının eylemlerinin 6769 sayılı SMK’nın 29. maddesi kapsamında müvekkiline ait 2013/67900 sayılı ve “Güzel Hayat + Şekil” markasına tecavüz ve TTK 54-63. maddeleri kapsamında ise haksız rekabet niteliğinde olduğunu ileri sürerekşimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, marka hakkına yapılan tecavüzün tespitine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tarafların markalarının öne çıkan unsurlarının birbirinden farklı bulunduğunu, davacı markasının “Güzel Hayat+Şekil” den oluştuğunu,davalı markasının “Güzel Hayat” ibaresinden oluştuğunu, davacının markasını karakterize eden unsurun kalp şekli olduğunu, davacı markasını davacının müvekkili ile program görüşmesi yaptığı sırada, kanallarında "Güzel Hayat" programının yayımlandığını, davacının müvekkilinin yayımladığı programın sponsorluk sözleşmesi veya diğer sözleşmelerinin süresi dolmadan kendi teklif ettiği programın yayımının olmayacağını kabul ettiğini, bu durumun ise açıkça mevcut kullanıma davacının herhangi bir itirazının ve tecavüz iddiasının olmadığını gösterdiğini, “güzel hayat” isminin insanlığın ortak girişimi sonucu ortaya çıktığını ve jenerik bir hal aldığını, İstanbul 1. FSHHM 2014/61 E., 2014/214 K. sayılı kararında da açıkça her iki tarafın da "güzel hayat" markasını kullanabileceğinden bahsedildiğini, davacının da program ismini “Dr. ...’le Güzel Hayat+Şekil” olarak kullandığını, taraflar arasında daha önce görülen Ankara 4. FSHHM’nce 05.10.2016 tarihinde verilen 2015/222 E., 2016/279 K. sayılı kararın, derdest dava bakımından kesin delil teşkil etmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının "Güzel HAYAT", "HAFTA SONU Güzel Hayat", "hafta sonu GÜZEL HAYAT", "GÜZEL HAYAT", "GÜZEL HAYAT" şeklindeki kullanımlarının, davacı adına 2013/67900 sayı ile 38 ve 41. sınıflarda tescilli bulunan markasından doğan haklara tecavüz teşkil ettiği, davalının kullanım süresi boyunca elde ettiği brüt kazancın 3,25 katı zarar ettiğinden ve dolayısıyla davalı tarafın net bir kazanç elde etmemiş olduğundan, BK 50/2. maddesi uyarınca 3.000,00 TL maddi tazminata hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı adına tescilli 2013/67900 sayılı "Güzel Hayat" markasının davalı tarafından televizyon programı yayın hizmeti olarak kullanılmasının, davacının markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tecavüz ve haksız rekabetin men ve ref'ine, davalı tarafça yayınlanan "Güzel Hayat" isimli programın yayınının durdurulmasına, tanıtım, yayın akışı ve afişlerden "Güzel Hayat" marka ibaresinin kaldırılmasına, davalı tarafa ait "www.ntv.com.tr" ibareli web sitesinde yer alan "Güzel Hayat" marka ibaresini içerir tüm görsellerin internet sitesi içeriğinden çıkarılmasına, 3.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın ulusal çapta yayın yapan bir gazetede ilanına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların kullandıkları markaların asıl unsurlarının "Güzel Hayat" ibaresinden oluştuğu, her ne kadar davalının 2013/100008 sayılı “Güzel Hayat” ibareli tescilli markası bulunmakta ise de davalı markasının tescilli olduğu emtialar arasında, 41. sınıftaki "Eğitim ve öğretim hizmetlerinin" veya "Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetlerinin" bulunmadığı, davacının 2013/67900 sayılı “Güzel Hayat + Şekil” ibareli marka tescilinin kapsamında ise anılan hizmetlerin bulunduğu, hatta davalının 2013/100008 sayılı “Güzel Hayat” ibareli marka tescil başvurusunun, davacının 2013/67900 sayılı “Güzel Hayat + Şekil” ibareli markası gerekçe gösterilerek, 556 sayılı KHK.'nın 7/1-b maddesi uyarınca reddedildiği ve bu konudaki YİDK kararının iptali için açılan davanın da Ankara 2. FSHHM.'nce reddedilip, verilen kararın Yargıtay 11. HD.'nin 06.01.2020 tarih ve 2019/1860 E.- 2020/17 K. sayılı ilam ile onandığı, davalının dava konusu markayı ise anılan hizmetlerde kullandığı, dolayısıyla davalının adına tescil ettirdiği markasını, tescil edilen mal ve hizmetlerde kullanmadığı, kaldı ki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Önceki tarihli hakların etkisi” başlıklı 155. maddesi hükmü dikkate alındığında, 2013/100008 sayılı davalı markasının, işbu davada savunma gerekçesi olarak ileri sürülemeyeceği ve marka hakkına tecavüz fiilini ortadan kaldıramayacağı, Ankara 4. FSHHM.'nin 2015/222 E. 2016/279 K. sayılı kararı ile işbu davada davalı NTV A.Ş.'nin, davacı Mega Medikal Ltd. Şti.'ye karşı ileri sürebileceği bir telif hakkının veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkının veya isim hakkının olmadığının tespit edilmiş bulunduğu, anılan hükme karşı NTV A.Ş.'nin istinaf isteminin, Dairenin 01.02.2017 gün ve 2017/69 E.-71 K. sayılı ilamı ile reddedildiği ve kararın Yargıtay 11. HD.'nin 01.11.2017 gün ve 2017/1397 E.-5986 K. sayılı ilamı ile onandığı, her ne kadar davalı vekilince İstanbul 1. FSHHM 2014/61 E.- 2014/214 K. sayılı kararında açıkça her iki tarafın da "güzel hayat" markasını kullanabileceğinden bahsedildiği savunulmuşsa da, anılan kararın tarafların markalarını tescil süreçlerinden çok önce verildiği ve esasen davacı ve davalı taraf programlarının hazırlanışı, sunuş biçimi, anlatım dili ve konulara yaklaşım şekli itibariyle formatlarının birbirinden farklı olmasına ve FSEK.'nın 83/3. maddesi uyarınca ayırt edici vasfı bulunmayan program adları hakkında anılan maddenin ve haksız rekabet hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçelerine dayandığı, dolayısıyla işbu davada delil teşkil etmeyeceği, anılan tüm bu yargı kararları ile işbu davada yapılan yargılamadan, davalının 05.07.2004 tarihinde "Güzel Hayat" isimli bir televizyon programının yayımına başladığı ve bu programın 2004 yılı içinde bir müddet devam ettiği anlaşılmakla birlikte, söz konusu kullanımın 2004 yılından sonra da devam ettiğine dair herhangi bir delilin sunulmadığı, daha sonraki ilk kullanımı 03.11.2013 tarihinde gerçekleşen davalının, bu kullanımlarına dayanarak davacıya karşı ileri sürebileceği bir hakkının bulunmadığı, yine davalı vekilince davacı ile müvekkilinin program görüşmesi yaptığı sırada, kanallarında "Güzel Hayat" programının yayımlandığı, davacının müvekkilinin yayımladığı programın sponsorluk sözleşmesi veya diğer sözleşmelerin süresi dolmadan kendi teklif ettiği programın yayımının olmayacağını kabul ettiği savunulmuşsa da, anılan maillerin incelenmesinden ve özellikle 04.08.2017 tarihli mail ile davalı taraf yetkilisince davacı yetkilisi ...'e 13 bölüm için 195.000,00+KDV teklif edilmesinden, davalının savunduğunun tam tersine, davalının dava konusu program üzerinde hak sahibinin davacı olduğunu kabul ettiği anlamının çıktığı, sonuçta mahkemece davacının 2013/67900 sayılı “Güzel Hayat + Şekil” ibareli markası ile davalının “Güzel Hayat” ibaresini kullanımı arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun ve davalının bu kullanım biçiminin davacının markasından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin kabul edilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacı vekilinin maddi tazminat talebi yönünden, somut uyuşmazlıkta her ne kadar dava 12.09.2017 tarihinde açılmışsa da davalının tecavüz eyleminin 2013-2017 yılları arasında devam ettiğinden, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 10.01.2017 tarihinden önceki dönem için 556 sayılı KHK.'nın 66/3. maddesi uyarınca markanın ekonomik önemi de nazara alınarak bir hesaplama yapılması gerektiği, bu ölçüler nazara alınarak, mahkemece görüşüne başvurulan 13.06.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda yapılan hesaplamalardan hareketle zarar miktarının tam olarak tespitinin mümkün olmadığının belirtildiği ancak davalının anılan dönemde yapılan giderler de nazara alındığında, net kazancının TBK.'nın 50/2. maddesi uyarınca 10.000,00 TL olabileceğinin kabul edilmesi karşısında davacının maddi tazminat talebinin 10.000,00 TL üzerinden kabulü gerektiği gerekçesiyle davacının bu yöndeki istinaf talebinin esastan kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, davacı adına tescilli 2013/67900 sayılı "Güzel Hayat" markasının davalı tarafından televizyon programı yayın hizmeti olarak kullanılmasının, davacının markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tecavüz ve haksız rekabetin men ve ref'ine, davalı tarafça yayınlanan "Güzel Hayat" isimli programın yayınının durdurulmasına, tanıtım, yayın akışı ve afişlerden "Güzel Hayat" marka ibaresinin kaldırılmasına, davalı tarafa ait "www.ntv.com.tr" isimli web sitesinde yer alan "Güzel Hayat" marka ibaresini içerir tüm görsellerin internet sitesi içeriğinden çıkarılmasına, 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, masrafı davalıya ait olmak üzere kararın ulusal çapta yayın yapan bir gazetede ilanına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 54,40 TL harcın temyiz eden davalıya iadesine,09/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.