Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3199 Esas 2012/5871 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3199
Karar No: 2012/5871
Karar Tarihi: 10.10.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3199 Esas 2012/5871 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı arsa sahibi ile müvekkili arasında yapılan inşaat sözleşmesine göre, ruhsat alındıktan sonra 48 ay içinde bitirilmemesi durumunda davalı aylık kira bedeli ödemeyi kabul etmişti. Müvekkiller, taşınmazı satın alırken bu sözleşmeye güvenerek aldıklarını iddia ederek davalıdan sözleşmede kararlaştırılan edimlerin ifasını talep etmişlerdir. Dava kabul edilmiş, davalı temyiz etmiş ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bozma kararı sonrasında tekrar görülen davada, davacılar satış işlemi sırasında hisseleri resmi senet ile satın aldıkları ve önceki malikin sözleşmeden doğan haklarının kendilerine temlik edildiği için haklı oldukları kararına varılmıştır. Bu nedenle davalının, arsa sahibi ile yaptığı sözleşmede yer alan edimleri ifa etmekle yükümlü olduğuna karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi (İyiniyetli olma hâli)
23. Hukuk Dairesi         2012/3199 E.  ,  2012/5871 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR : 1-... 2-... Vekilleri Av. ...

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, müvekkillerinden....dava konusu meskeni 17.07.2008 tarihinde arsa sahibinden satın aldıktan sonra yarı hissesini eşi olan diğer davacıya devrettiğini, arsa sahibi ile davalı arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca ruhsat alım tarihinden itibaren 48 ay içerisinde inşaatlar bitirilmediği takdirde davalının 1.000 EURO aylık kira bedeli ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, müvekkillerinin bu sözleşmeye güvenerek taşınmazı satın alıp sözleşmede arsa sahibi konumuna geçtiklerini ileri sürerek, sözleşmede kararlaştırılan edimlerin aynen ifasını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.462,40 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, arsa sahibi ile müvekkili arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, gerek davacıların gerekse davalının sözleşmede taraf olmadıklarını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini ve şahsi sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 19.10.2011 gün, 2010/5385 E, 2011/6032 K sayılı ilamıyla, “davacılar ile davalı arasında herhangi bir akdî ilişki bulunmadığı, yine davacılar ile arsa sahibi arasında, arsa sahibinin sözleşmeden kaynaklanan haklarına halef olduklarına dair de herhangi bir kanıt ibraz edilmediği,mevcut hali ile davacıların aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı, mahkemece, davacılara silsile yoluyla arsa sahibinin sözleşmeden doğan haklarının kendilerine temlik edildiğini gösteren kanıtların ibraz ettirilmesi, ibraz edildiği takdirde davacıların arsa sahibinin halefi olduklarının kabulü ile şimdiki gibi karar verilmesi, aksi takdirde davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş olup; mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacılar vekilinin 08.02.2008 , 08.04.2008 ve 17.07.2008 tarihli devir sözleşmelerini ibraz ettikleri, taşınmazın ilk maliki .....ı ile davalı arasında 17.02.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, 08.02.2008 tarihinde taşınmazı arsa malikinin..... devrettiği, iki ay sonra ..... sattığı, 17.07.2008 tarihinde ise .... ilk malikle birlikte dava konusu taşınmazı harici satış ile davacı ..."a devrettikleri, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 6.maddesi gereğince davalının ruhsatın

    .../...
    S.2


    alındığı tarihten itibaren 48 ay içinde yapacağı daireleri arsa sahiplerine teslim etmeyi ve bu süre içerisinde bitmediği takdirde arsa sahibine geçen her ay için 1000 Euro aylık kira bedeli ödemeyi vaat ettiği,inşaat ruhsatının 14.09.2004 tarihinde onaylandığı, buna rağmen davanın açıldığı tarihe kadar keşifte tespit edildiği üzere dairenin tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmediği, taşınmazdaki hisseleri resmi senet ile satın alan davacıların eski malikin sözleşmeden doğan haklarına halef oldukları, önceki devirler resmi senetlerle yapılmamış olsa dahi zilyetliğin iyi niyetle sırası ile devreden kişilere geçmiş olması ve taşınmazın malik sıfatı ile kullanılmış olması karşısında TMK"nun 2.maddesindeki iyiniyet ilkesinin şartlarının oluştuğu, bu itibarla bilirkişiler tarafından arsa payları oranında hesaplanan aylık kira bedelleri toplamı kadar davacıların haklı oldukları gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara