Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3928 Esas 2012/5842 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3928
Karar No: 2012/5842
Karar Tarihi: 09.10.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3928 Esas 2012/5842 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı kooperatiften daire verilmesi kararlaştırıldığını, dairenin teslim edilmesine rağmen tapusunun verilmediğini ve kooperatif üyesi olmadığı halde borçlu olduğuna dair ihtarname gönderildiğini savunarak, borçlu olmadığının ve tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini talep etmiştir. Davalı ise kooperatifin zor durumda kalması üzerine iflasının istendiğini, yönetim kurulu üyelerinin cüz'î fiyatlarla daireler sattığını, davacının da bu kişilerden biri olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkeme ise davalı kooperatifin alacağı davacıdan değil, yetkilisi tarafından istendiğini ve sabit fiyat garantisi verilmesi hukuken geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi.
23. Hukuk Dairesi         2012/3928 E.  ,  2012/5842 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, taraflar arasında inşaat kumu verilmesi karşılığında daire verilmesinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından müvekkiline dava konusu dairenin verildiğini, davacının daireye oturduğunu ve içine harcamalar yaptığını, dairenin teslim edilmesine rağmen yedi yıldır tapusunun verilmediğini, davacının kooperatif üyesi olduğu ve eksik ödeme yaptığı gerekçesiyle borcu bulunduğuna dair ihtarname gönderildiğini, oysa davacının kooperatif üyesi olmadığını, üyelikle ilgili başvurusu ve imzası bulunmadığını, dairenin parasını kooperatife iş yapmak suretiyle ödediğini ve kendisine 26.02.2005 tarihli belge verildiğini, tapu harç ve masrafları ile abonelik giderlerinin davacı tarafın ödemeye hazır olduğunu, faiz konusunda yapılan hesaplamalarda gecikmelere BK"nun 84.maddesinin uygulanmasının olanaksız olduğunu, bu işlemin üyelere ek külfet yüklediğini ve bu konuda genel kurul kararı alınmadığını ileri sürerek, davacının davalı kooperatif üyesi olmadığının ve davalı kooperatife 35.878,56 TL borçlu olmadığının tespitine ve dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili,... isimli şahsın bir dönem kooperatif yönetim kurulu başkanlığını yaptığını, ayrıca kendisi tarafından kurulan şirketin kanuna aykırı şekilde kooperatifle hukuki ilişkiye girdiğini, daha sonra bu şirketteki kendi ve eşinin hissesini üçüncü şahıslara devrettiğini, kooperatifin zor durumda kalması üzerine iflasının istenildiğini, yönetim kurulundaki şahıslarca kendi yandaşlarına kooperatife ait bir çok dairenin cüz"i fiyatlarla peşin olarak satıldığına dair belgeler tanzim edildiğini, davacının da bu şahıslardan biri olduğunu, düzenlenen belgelerin eski tarihli olduğunu, kum ve malzemelerin fatura ile satın alındığını ve bedellerinin nakden kooperatif kasasından ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin alacağı davacıdan değil, yetkilisi ..."den istediği, önceki yönetim tarafından sabit fiyat garantisi verilmesinin hukuken geçersiz olduğu ve davalı kooperatifi bağlamadığı, davacı şirkete verilecek daireler sebebiyle kooperatif üyesi olan..."ün diğer üyeler gibi payına düşen aidat ve maliyet hesabını ödemesi gerektiği, kooperatifin üyeliğe kabul ettiği şahıslara karşı daire verme yükümlülüğünün devam ettiği, ayrıca davacıya daire verme yükümlülüğü olmadığı gerekçesiyle, menfi tesbit davasının aktif husumet, tapu iptali davasının esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara