23. Hukuk Dairesi 2012/4398 E. , 2012/5800 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin genel kurul toplantısını müvekkiline bildirmediğini, genel kurul toplantısında 11. madde altında alınan karar ile dairesi bitmiş borcu olmayan üyelere tapularının verilmesi için karar alınmasına rağmen hiç bir borcu kalmayan müvekkilinden 22.000,00 TL tutarında para istendiğini, bu genel kurula müvekkilinin katılımını sağlamayan davalı kooperatifin 09.01.2010 tarihli genel kurul kararının ahlaka, adaba ve anasözleşme hükümlerine aykırı batıl bir karar olduğunu ileri sürerek, 09.01.2010 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin 09.01.2010 tarihli genel kurula ilişkin kararları, hazirun cetveli ve dayanak belgelerini ibrazdan kaçındığı, davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı kooperatifin 09.01.2010 tarihli genel kurulu kararının (davacı da dahil olmak üzere ek ödeme yaptırılmasına ilişkin) iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı iptalini istediği genel kurul kararının madde numarasını belirtmediği gibi mahkemece aynı doğrultuda sonuca gidilmiştir. Hâkimin davayı aydınlatma ödevi, 6100 sayılı HMK"nın 31/1. maddesinde düzenlenmiştir. "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir." Mahkemece, dava bu şekilde aydınlatılıp, 6100 sayılı HMK"nun 297/2. (1086 sayılı HUMK"nun 388/son) maddesi gereğince hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde kurulması gerekirken, "ek ödemeye ilişkin genel kurul kararının iptaline" şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle
../..
ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam .... Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam .... Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 sayılı Yasa"nın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
Bu durumda, mahkemece davacının peşin ödemeli ortak olduğuna ilişkin iddiası üzerinde durulup, davalı tarafça sunulmasa da genel kurul tutanakları ve hazirun cetvelleri ... istenildikten sonra, kooperatifin defter ve kayıtları ve tüm genel kurul kararları üzerinde kooperatif alanında uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, davacı hakkında sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa kabul konusunda genel kurulca bir karar alınıp alınmadığı ya da bu hususun genel kurulca benimsenip benimsenmediği, genel kurulda alınan ödeme kararının niteliği, üyelik aidatına mı, yoksa altyapı veya genel yönetim giderlerine mi ilişkin olduğu konularında denetime elverişli bir rapor alınarak, buna göre peşin ortaklık mevcut ise davacıdan altyapı veya genel yönetim giderleri dışında ödeme istenemeyeceğinden genel kurulda alınmasına karar verilen ödemenin, davacının kişisel haklarının hukuka aykırı olarak ihlâli sonucu doğacağından dava konusu kararların yok hükmünde olacağının gözetilmesi, bu durumda, davanın bir aylık süreye tabi olmadığının, muhalefet şerhi gerektirmediğinin, yokluğun tespitinin istenebileceğinin dikkate alınması gerekirken, genel kurulun hangi maddesinin, hangi sebeple iptal edildiği belirtilmeden, sırf davalının, genel kurul kararlarını, hazirun cetvelini ve dayanak belgeleri ibrazdan kaçındığı gerekçesiyle davacının, davasını ispat ettiğinin kabulüyle sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.