Esas No: 2021/1458
Karar No: 2022/3817
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1458 Esas 2022/3817 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1458 E. , 2022/3817 K.Özet:
Davalı şirketin aracı ile davacıların akrabasına arkadan çarparak ölümüne neden olduğu belirtilen davalarda, mahkemece 44.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Ancak, davalının asli kusurlu olduğuna yönelik ceza dosyasındaki raporun dikkate alınmaması ve takdir edilen manevi tazminatın yeterli olmayacağı gerekçesiyle kararın temyiz eden davacılar yararına bozulması gerekli görülmüştür. Karar, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi gereği hakkaniyete ve hukuka uygun bir şekilde takdir edilen manevi tazminat tutarı ile ilgilidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.01.2020 tarih ve 2018/94 E. - 2020/10 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; davalı ... idaresindeki otomobil ile müvekkillerinin çocuğu veya kardeşi olan müteveffa ... ...'in aracına arkadan çarparak ölümüne neden olduğunu, davalının Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını ve bu hususun kanıtlandığını ileri sürerek davalılardan toplam 280.000,00 TL manevi tazminatın tahsini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, kazanın ardından yeterli inceleme ve tespit yapılmayarak trafik kazası tespit tutanağının hazırlandığını, davacılar murisinin trafiğin seyrettiği yolda aracını aniden durdurduğunu ve kazanın bu nedenle olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, trafik kazasında müvekkilinin asli kusurlu olmadığını, kazanın davacılar murisinin aniden aracını durdurması nedeni ile olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle Kayseri 1.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılamanın yapıldığı ve netice olarak davalı ...'in asli kusurlu olması nedeniyle 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, ceza dosyasındaki Ankara Adli Tıp raporuna göre davalı ...'in asli kusurlu olduğu, davacıların oğlu/abisi ... ...'in ise tali kusurlu olduğu, davalı Taş Otomotiv Ltd.Şti' nin aracın kayden maliki olarak bulunduğu, davalı ...'in ise aracın şoförü olduğu, tarafların kusur oranı, sosyal ve ekonomik durumları, meydana gelen trafik kazası nedeniyle tarafların duyduğu üzüntü değerlendirilerek davacı olan anne ve babaya 7.000,00 TL, diğer kardeşler için ise 5.000,00 TL olmak üzere toplam 44.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 7.000,00 TL, davacı ... için 7.000,00 TL, davacı ... ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Taş Otomotiv Turizm Taşımacılık Gıda ve İnşaat Sanayi Limited Şirketi ile davalı ... Yıldırım yönünden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davacılar kardeşi/oğlu olan kişinin trafik kazasında vefatında sorumluluğu bulunan davalılardan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacı anne baba yönünden 7.000 TL, kardeşler yönünden 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Genel kabul gören görüşe göre manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermeli ve bu takdir hakkını TMK'nın 4. maddesine göre hukuka ve hakkaniyete uygun olarak kullanması gerekmektedir.
Somut olaya gelirsek, ceza dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre davalı araç sürücüsü Bekir’in asli, mütevaffa ... ...’in tali kusurlu ve kaza tarihinde 40 yaşında olduğu değerlendirilerek hakkaniyet ilkesi de dikkate alınıp daha makul oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, olay tarihi itibariyle taraflar arasındaki menfaat dengesine uygun düşmeyecek şekilde az miktarda manevi tazminatın takdiri doğru görülmemiş, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 12/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.