Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/6095 Esas 2022/19485 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6095
Karar No: 2022/19485
Karar Tarihi: 23.11.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/6095 Esas 2022/19485 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, bir kişinin resmi belgede sahtecilik suçundan yargılandığı bir davada, hüküm kurulurken eksik inceleme yapıldığı ve yasalara uygun karar verilmediği gerekçesiyle kararı bozdu. Mahkeme, belgede aldatıcılık niteliğinin belirlenmesi için belgelerin asıllarının incelenmesi gerektiğini ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını belirtti. Ayrıca, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği unutuldu ve TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulama Anayasa Mahkemesi kararıyla yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Kararın bozulmasına ve ceza süresi yönünden kazanılmış hakların saklı tutulmasına karar verildi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesi, bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını düzenlerken, aynı anda gerçekleşen fiiller için uygulanamayacağı belirtilir. Kanunun 61. maddesi ise suça konu belge sayısı da nazara alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle belirlenmesi gerektiğini belirtir. TCK'nin 53. maddesi ise Anayasa Mahkemesi kararıyla yeniden değerlendirilmesi gereken bir madde olarak yer alır.
11. Ceza Dairesi         2019/6095 E.  ,  2022/19485 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    ...


    1- Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olup suça konu belgelerin asılları getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazdırılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda aldatıcılık niteliğine sahip olup olmadığının tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde suça konu belgelerin asıllarının dosya içerisinde bulundurulması gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a) 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, dosya kapsamından suça konu belgelerin farklı tarihte düzenlendiğine dair delil bulunmadığı ve aynı anda ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak suça konu belge sayısı da nazara alınarak 5237 sayılı TCK'nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,
    b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, CMUK’nin 326/son maddesi uyarınca ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 23.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara