Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2018 Esas 2022/7770 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/2018
Karar No: 2022/7770
Karar Tarihi: 10.10.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2018 Esas 2022/7770 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ceza Dairesi, kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama suçlarından sanığın mahkumiyetine karar vermiştir. Ancak, tebliğatın usule uygun yapılmadığı gerekçesiyle kararın temyiz edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkı başlıklı 6. maddesi ve mahkemeye erişim hakkı önemle vurgulanarak bu hakların ihlali durumunda kanun yollarına başvurmanın engellenmemesi gerektiği açıklanmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Teblig mazbatası” başlıklı 23. maddesi ve 5. ve 7. fıkrası tebliğ işleminin usulüne uygun yapılmasını belirlemektedir.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi de gerekçeli kararın ilgilisine usule uygun şekilde tebliğ edilmemesi durumunda mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar vermiştir.
1. Ceza Dairesi         2022/2018 E.  ,  2022/7770 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SAYISI : 2018/1836 E., 2019/91 K.
    SUÇLAR : Kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
    TEMYİZ EDENLER : Sanık müdafii, katılan ... vekili
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması

    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 29.01.2019 tarihli ve 2018/1836 Esas, 2019/91 Karar sayılı kararının temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde;
    Temyiz incelemesine konu gerekçeli kararın, sanık ... hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hüküm yönünden kamu davasına katılan sıfatı ile taraf olan ve hükmü temyize hak ve yetkisi bulunan ...'nın bilinen en son adresine tebliğe çıkarıldığı ancak tebligat mazbatası üzerinde yapılan inceleme neticesinde tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu (7201 sayılı Kanun) hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmıştır.
    Şöyle ki bahse konu tebligat mazbatasına; “Annesi Ayşe ...” şeklinde şerh düşüldüğü; ancak, 7201 sayılı Kanun’un “Teblig mazbatası” başlıklı 23 üncü maddesinin beşinci fıkrasının ilgili bölümünde belirtilen;
    “Tebliğin kime yapıldığını ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adını, soyadını, adresini ...”
    ve aynı maddenin yedinci fıkrasının ilgili bölümünde belirtilen;
    “21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ... sebebi,”
    Şeklindeki hususların tebligat mazbatasında belirtilmediği, bu itibarla adı geçen katılan adına çıkartılan tebligatın usûlüne uygun olmadığı belirlenmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca, usûlüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin hükümler barındıran Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Türk hukuk sisteminin bir parçasıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) içtihadî değerlendirmeleri ile kapsamı belirlenen AİHS’in “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6 ncı maddesi, bazı zımnî hakları da bünyesinde barındırır. Bu haklar arasında “çelişme ilkesi”, “silahların eşitliği ilkesi”, “mahkemeye erişim hakkı”, “duruşmaya etkili katılma hakkı”, “delil sunma hakkı” ve “gerekçeli karar hakkı” yer alır. (Fahri Gökçen Taner, Ceza Muhakemesi Hukukunda Adil Yargılanma Hakkı Bağlamında Çelişme ve Silahların Eşitliği, 2. Baskı, ..., 2021, s.52)
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre olağan kanun yolları, yargılama sürecinin bir parçasıdır. (Dallos/Macaristan, B. No: 29082/95, 01.03.2001) Bu nedenle AİHM, AİHS’in 6 ncı maddesi ile öngörülen adil yargılanma hakkının yargılamayı bir bütün olarak kapsadığını kabul eder. (... Kück/Almanya, B. No: 35968/97, 12.06.2003, §§ 46-47; Khamidov/Rusya, B. No: 72118/01, 15.11.2007, § 170)
    Ayrıca AİHM, Hadjianastassiou/Yunanistan, B. No. 12945/87, 16.12.1992 kararında, ilgilisinin gerekçeden haberdar edilmemesinin AİHS’in 6 ıncı maddesi kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlâli olduğunu açıkça ifade etmiştir. Söz konusu karara göre; “Gerekçeli karar, dinlendiklerini taraflara göstermek ve böylece kendi taraflarındaki kararın daha istekle kabul edilmesine katkıda bulunmak amacına hizmet eder. ... Gerekçeli karar, bir başvuru sahibinin mevcut herhangi bir temyiz hakkını yararlı bir şekilde kullanmasını sağlamak için önemlidir.” Aynı kararda, gerekçeli kararın taraflara süresinde tebliğ edilmesi zorunluluğu da vurgulanmıştır. Aksi hâlde taraflar kanun yolu mercilerine başvuru konusunda hak kaybı yaşarlar ki bu durum sadece gerekçeli karar hakıkının değil, AİHM tarafından, AİHS’in 6 ncı maddesi kapsamında bulundukları belirlenen “çelişme ilkesi”, “silahların eşitliği ilkesi”, “mahkemeye erişim hakkı”, “duruşmaya etkili katılma hakkı”, “delil sunma hakkı” gibi hakların da ihlâli anlamına gelir.
    Nitekim AİHM, gerekçeli kararın tebliğ edilmemesi hususunda, gerekçeli karar hakkının yanı sıra özellikle mahkemeye erişim hakkı üzerinde durmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, her ne kadar AİHS’in 6 ncı maddesi ile mahkemeye erişim hakkı açıkça düzenlenmemiş ise de söz konusu hakkın hukukun temel prensibi olduğunu, mahkemeye erişim hakkı bulunmaksızın adil, alenî bir yargılamadan söz edilemeyeceğini ve adil yargılanma hakkının içerdiği güvencelerden yararlanmanın olanaksız hâle geleceğini vurgular. (Golder/Birleşik Krallık, B. No: 4451/70, 21/2/1975, § 35) Mahkemeye erişim hakkı sadece ilk derece mahkemesine dava açma hakkını değil, kanun yollarına etkili bir şekilde başvurma hakkını da içerir. AİHM, mahkemeye etkili erişim hakkını hukukun üstünlüğü ilkesinin temel unsurlarından biri olarak kabul etmekte ve mahkemeye etkili erişim hakkının, mahkemeye başvuru konusunda tutarlı bir sistemin var olmasını ve dava açmak isteyen kişilerin mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve etkili fırsatlara sahip olmasını gerektirdiğini ifade etmektedir. Bu sebeple hukukî belirsizliklerin ya da uygulamadaki belirsizliklerin tarafların mahkemeye erişimine zarar verdiği durumlarda bu hakkın ihlâl edildiğine karar verilmektedir. (Geffre/Fransa, B. No: 51307/99, 23/1/2003, § 34) O hâlde davanın taraflarına gerekçeli kararın usûlüne uygun olarak bildirilmesi suretiyle tarafların, bu gerekçeye göre ayrıntılı itiraz/istinaf/temyiz nedenlerini bildirerek kanun yoluna etkili bir şekilde başvurma haklarının kamu gücüyle ihlâl edilmemesi, herkesin sahip olduğu adil yargılanma hakkına uygun davranılması zorunludur.
    Keza Anayasa Mahkemesi de Ayşe Eşlik, B. No: 2014/15969, 21.06.2017, § 48; Metin Duran, B. No: 2018/33546, 28.01.2021 kararlarında gerekçeli kararın ilgilisine tebliğ edilmemesi nedeniyle mahkemeye etkili erişim hakkının ihlâl edildiğine hükmetmiştir.
    Mevcut açıklamalar ışığında, inceleme konusu gerekçeli kararın adı geçen katılana usûlüne uygun şekilde tebliği ile tebliğ ve tebellüğ evrakının ve hükmü temyiz etmesi durumunda temyiz dilekçesinin dava dosyasına eklenmesi ve bu durumda ileri sürülen yeni temyiz istemleri hakkında ek Tebliğname düzenlenmesinden sonra dava dosyasının, geri gönderilmek kaydıyla, Mahkemesine iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    Oy birliğiyle, 10.10.2022 tarihinde karar verildi.

    Hemen Ara