Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2021/13229 Esas 2022/7777 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/13229
Karar No: 2022/7777
Karar Tarihi: 10.10.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2021/13229 Esas 2022/7777 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2021/13229 E.  ,  2022/7777 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇLAR : Kasten öldürme, kasten yaralama
    HÜKÜMLER : İstinaf başvurularının esastan reddi kararları
    TEMYİZ EDENLER : Cumhuriyet savcısı, katılanlar vekili, sanık ... müdafii
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :Kısmî bozma, kısmî temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükümlerin onanması

    Sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden; her ne kadar sanık kasten yaralama suçundan hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen kamu davasının düşmesi kararına karşı Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kesin nitelikte olup temyizi mümkün değil ise de Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 10.03.2009 tarihli ve 2009/2-43 Esas, 2009/56 Karar sayılı kararı gereği kesin nitelikteki hükümlere yönelik, aleyhe suç vasfına ilişkin temyiz istemlerinin hükmü temyizi kâbil hâle getirdiği, Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekilinin temyiz sebeplerinin aleyhe suç vasfına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
    Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    A. Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2021 Tarihli ve 2019/447 Esas, 2021/92 Karar Sayılı Kararıyla
    1. Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 18 yıl hapis cezası cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,
    2. Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kamu davasının düşmesine,
    Karar verilmiştir.
    B. ... Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2021 Tarihli ve 2021/1093 Esas, 2021/1113 Karar Sayılı Kararıyla
    Sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan Cumhuriyet savcısının, katılanlar vekilinin ve sanık ... müdafiinin istinaf başvurularının, sanık ... yönünden oy birliğiyle, sanık ... yönünden oy çokluğuyla 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    A. Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebebi
    Sanık ... hakkında, sanık ... ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareketle kasten öldürme suçunu işlediği gözetilerek 5237 sayılı Kanun'un 37 nci maddesinin birinci fıkrası delâletiyle aynı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hüküm kurulması gerektiğine ilişkindir.
    B. Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri
    1. Sanık ... Hakkında
    Sanığın, diğer sanık ... ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareketle kasten öldürme suçunu işlediği gözetilerek 5237 sayılı Kanun'un 37 nci maddesinin birinci fıkrası delâletiyle aynı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hüküm kurulması gerektiğine ilişkindir.
    2. Sanık ... Hakkında
    1. Sanığın eylemini tasarlama suretiyle ve canavarca hisle işlediğine,
    2. Sanık hakkında kurulan hükümde haksız tahrik indirimi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayinine,
    İlişkindir.
    C. Sanık ... Müdafiinin Temyiz Sebebi
    1. Sanığın eylemini meşru savunma koşulları altında işlediğine,
    2. Sanık hakkında kurulan hükümde haksız tahrik indiriminin azami sınırdan uygulanması gerektiğine,
    İlişkindir.
    III. OLAY VE OLGULAR
    Temyizin kapsamına göre;
    A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
    1. Maktulün kızı olup suç tarihinde 16 yaşında olan katılan ... ile sanık ... arasında 2018 yılı Haziran ayı ile 2019 yılı Haziran ayı başlarını teşmil edecek şekilde gönül ilişkisi bulunduğu ve adı geçenler arasında cinsel birlikteliklerin yaşandığı, maktulün, 2019 yılı Haziran ayı ortalarına doğru durumu öğrendiği ve sanık ...'a hiddetlenerek ... ve ailesi ile tehdit algısı oluşturacak şekilde iletişime geçtiği, bunun üzerine ...'ın ailesinin ...'ı koruma amaçlı şehir dışına gönderdiği fakat ...'ın askerlik işlemleri için ... ilçesine döndüğü, suç tarihi olan 28.06.2019'da akşamüstü saat 18.50 sıralarında sanıkların, maktul ile yanında tanık ... de olduğu hâlde ilçe merkezinde tesadüfen karşılaştıkları, bu sırada sanıkların yanında, ...'ın annesi tanık ... ile kardeşi tanık ...'nın da bulunduğu, devamında aksi sabit görülmeyen sanıklar ... ve ...'nın savunmaları, tanıklar ... ve ...'nın anlatımları ve bu anlatımlarla kısmen uyumlu olan tanık ...'in beyanlarından anlaşıldığı üzere maktulün, sanık ...'a ... olmayan kızı ile yaşadığı ilişkiden kaynaklı tepki gösterdiği ve üzerine doğru geldiği, bunun üzerine sanık ...'nın araya girerek maktule müdahale ettiği, daha sonra sanık ... ve ... ile maktul arasında başlayan tartışmanın fiziki arbedeye dönüştüğü, bu aşamada sanık ...'ın maktule yumruk attığı, bu şekilde gerçekleşen ilk tartışmanın ayrılması üzerine sanık ... ve ...'ın tartışma ortamından uzaklaşmaya başladıkları, ardından aksi sabit görülmeyen ve tanık ...'in anlatımlarına nazaran oluşa uygun düşen sanık savunmalarına göre maktulün sanıklara sinkaflı sözlerle hakaret ettiği, bunun üzerine sanık ...'nın elinde bulunan ve pala tabir edilen bıçakla maktule yönelerek hayati vücut bölgesi olan boyun bölgesine bıçağın kesici ve delici kısmıyla ve öldürme kastıyla vurduğu, aldığı bıçak darbesinin etkisiyle maktulün yere yığıldığı, bunun üzerine her iki sanığın birlikte kaçtıkları, olay yerinden geçmekte olan kolluk kuvvetlerinin bağrışma sesleri üzerine olay yerine intikal ettikleri ve kaçan iki şahsı, suçta kullanılan bıçak sanık ...'nın üzerinde olduğu vaziyette yakaladıkları, maktulün, ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye götürüldüğü, ancak bıçak darbesi ile hayati vücut bölgesi olan boynundan yaralanan maktulün kesici delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar ve iç organ hasarından gelişen iç ve dış kanama sonucu vefat ettiği anlaşılmıştır.
    a) Yargılama konusu Somut Olayın Sanık ... Yönünden İncelenmesi
    Yeğeni olan ... ile maktulün kızı ... arasındaki hissi ve cinsi münasebetin maktul tarafından öğrenilmesini müteakip taraflar arasında gelişen olumsuz iletişimden haberdar olan ve beyanına nazaran yeğeni olan diğer sanığı korumak maksadıyla üzerinde kesici ve delici alet bulunduran sanık ...'nın, maktulle karşılaşmaları sonrasında aralarında meydana gelen tartışma esnasında elindeki bıçağı çıkardığı, taraflar arasındaki fiziki arbedenin ayrılmasından sonra aksi sabit görülmeyen ve tanık ...'in anlatımıyla desteklenen sanık savunmasına nazaran maktulün sinkaflı sözlerle hakaret etmesi üzerine sanık ...'nın maktule doğru yönelerek namlu kısmı 22,5 cm. olan bıçakla maktulün hayati vücut bölgesi olan boyun bölgesini hedef almak suretiyle maktulü kasten yaraladığı, 03.12.2019 tarihli otopsi raporundan anlaşılacağı üzere maktulün boyun bölgesinde isabet eden kesici ve delici alet yarasının tek başına öldürücü nitelikte olduğu ve maktulün ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar ve iç organ hasarından gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana geldiği anlaşılmakla, suçta kullanılan aletin mahiyeti ve elverişliliği, sanık ...'nın suç aletini kullanış biçimi, darbenin vurulduğu bölgenin hayati bakımdan önemi, darbenin şiddeti ile olayın cereyan tarzı birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda sanık ...'nın maktulü öldürme kastı ile hareket ettiği ve bu doğrultuda eylemine bağlı ortaya çıkan kastın öldürmeye yönelik olduğu kabul edilerek sanık ... hakkında 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hüküm kurulduğu belirlenmiştir.
    Sanık ...'nın olay günü ve öncesinde, yeğeni olan diğer sanık ...'ın maktulden kaynaklı tepkisel davranışlara ve ayrıca aksi sabit görülmeyen sanık savunma ve beyanlarına nazaran maktulün tehdit ve hakaret içerikli davranışlarına maruz kalmasından kaynaklı hiddetin etkisiyle hareket ettiğinin kabulünün gerektiği, sanık ...'da meydana gelen hiddet hâline ve ruhsal karmaşaya, olay öncesinde ve olay günü maktulün sanık ...'a ve dolayısıyla sanık ...'ya ve son aşamada da her iki sanığa yönelen haksız fiilerinin neden olduğu, bu nedenle tüm dosya kapsamına nazaran hakkında meşru müdafa veya meşru müdafada sınırın aşılmasına ilişkin düzenlemenin tatbikini gerektirir hâl bulunmayan sanık ... hakkında, maktul tarafından doğrudan veya dolaylı olarak yöneltilen haksız fillerin ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği asgari hadde indirim uygulandığı belirlenmiştir.
    b) Yargılama Konusu Somut Olayın Sanık ... Yönünden İncelenmesi
    Maktulün kızı olan katılan ...'nın 15-18 yaş grubunda olduğu tarihte aralarında gerçekleşen cinsel birlikteliklerden haberdar olan maktul ve yakınları tarafından kendisine ulaşılmasından ve husumet beslenmesinden kaynaklı olacak şekilde ve olayların soğuması maksadıyla şehir dışına giden ve ardından ... ilçesine dönen sanık ...'ın ilçe merkezinde yanında annesi, kardeşi ve amcası olduğu hâlde maktul ile tesadüfen karşılaştıkları, sanık ...'ın öldürme kararlılığının olmadığını aşamalarda aksi sabit görülmeyen savunmaları ile olay günü sanığın yanında bulunan ve tanık sıfatıyla beyanları tespit olunan annesi ve kız kardeşinin anlatımları ile tarafların karşılaşmasının tesadüfi olması olgusunun teyit ettiği, maktulün sanık ...'a kızı ... ile arasında gerçekleşen ilişki nedeniyle tepkisel davranması üzerine sanıklar ve maktul arasında fiziki arbedeye dönüşen tartışmanın başladığı, sanık ...'ın ikrar içerikli savunmasına nazaran maktule bu aşamada yumruk attığı, sanık ...'nın ilk tartışmada bıçakla icrai bir davranışının olmadığı, aksine ilk tartışmanın ayrılmasını müteakip sanıkların maktulden uzaklaştığı aşamada aksi sabit görülmeyen ve tanık Sabahat'in beyanlarıyla örtüşen sanık ... savunmasına göre maktulün; ''O bıçağı g.tünüze sokarım.'' demesi ve sinkaflı sözlerle hakaret etmesi üzerine sanık ... tarafından bıçaklı saldırının gerçekleştirildiği, sanık ...'ın aşamalardaki savunması ve tanık ...'in kovuşturma aşamasında 04.03.2021 tarihinde tespit edilen beyanına göre ilk arbedenin ayrılmasını müteakip sanık ...'nın bıçakla maktule saldırdığı, son aşamada ise sanık ...'ın maktulü darp etmediği, kaldı ki son aşamada sanık ...'ın maktulü darp etmesinin ardından sanık ...'nın bıçaklı eylemini gerçekleştirdiği kabul edilse dahi ani gerçekleşen iş bu olayda sanık ...'ın diğer sanığın öldürme kararlılığı içerisine girdiğini bildiği ve bu düşünceyle son aşamada da maktulü darp ettiği kanaatinin oluşmadığı ve bu yönüyle sanık ...'ın eylemine bağlı kastının yaralamaya yönelik olduğu kanaatine varıldığı, bu doğrultuda sanığın ayrılan ilk tartışma esnasında maktule yumruk atması şeklinde gerçekleşen eyleminin ise yukarıda izah olunan gerekçeye nazaran 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kaldığı, bu suçun ise soruşturma ve kovuşturmasının şikâyet koşuluna bağlı olduğu, şikâyet koşulu gerçekleşmeden suç mağdurunun öldüğü anlaşılmakla, sübut bulan eylemi etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilebilir mahiyetteki kasten yaralama suçuna karşılık gelen sanık ... hakkında açılan kamu davasının, 5237 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşmesine karar verildiği belirlenmiştir.
    2. Sanıkların üzerilerine atılı suçlamaları tevil yoluyla ikrar ettikleri belirlenmiştir.
    3. Tanıklar ....nin beyanları dava dosyasında mevcuttur.
    4. Maktulün kesin ölüm sebebinin belirlendiği Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Düzce Adli Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 03.12.2019 tarihli otopsi raporunda;
    "Fossa jugularisin üstünde 5,5 cm. uzunluğunda sol açısı geniş, sağ açısı dar görünümde, dar açının 0,5 cm. aşağısında yara kenarında çentik bulunan içerisinde yumuşak dokuların görüldüğü kesici delici alet yarası, tarif edilen yerden vücuda giren kesici delici aletin cilt, cilt altı ve kas kesisi oluşturarak sol carotis komunis arter ve sol vertabral arterde lümenle iştirakli tam kat inkomplet hasar ve sol tirodi lobunda kesi oluşturup trakea lümeni ile iştirakli tam kat inkomplet yırtık meydana getirerek sonlanmış olduğu, Kişinin ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar ve iç organ hasarından gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğu,"
    Görüşüne yer verildiği belirlenmiştir.
    5. Her iki sanık hakkında ... Devlet Hastanesince tanzim olunan 29.06.2019 tarihli; "darp ve cebir izi bulunmadı, lezyon görülmedi" görüşlerini içerir adli muayene raporları dava dosyasında bulunmaktadır.
    B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
    İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
    IV. GEREKÇE
    A. Sanık ... Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
    1. Sanık Müdafiinin Meşru Savunmaya Yönelen Temyiz Sebebi
    Sanık ...'ın kız kardeşi olan tanık ...'nın, olay günü kolluk güçleri tarafından tespit olunan beyanında; "...'nın babası bize doğru geliyor dedim amcam abimin önüne geçti. ... elini kaldırarak abime vurmaya yeltendi, abim amcamın arkasında olduğundan vuramadı." şeklindeki anlatımı ve bu anlatımı doğrulayan, her iki sanık hakkında ... Devlet Hastanesince tanzim olunan 29.06.2019 tarihli; "darp ve cebir izi bulunmadı, lezyon görülmedi" görüşlerini içerir adli muayene raporları ile sanık ...'nın ise elindeki bıçakla maktulün boyun bölgesine tek darbe ile vurarak onun ölümüne neden olması karşısında olayda meşru savunma koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    2. Katılanlar Vekili ve Sanık Müdafiinin Haksız Tahrike Yönelen Temyiz Sebebi
    Maktulün ... olmayan kızı katılan ... ile sanık ... arasında cinsel beraberlik aşamasına varan duygusal ilişki bulunduğu, maktulün bu durumu olay tarihinden yaklaşık 2 hafta önce öğrendiği, olay günü tarafların tesadüfen karşılaştıkları; tanık ... beyanına göre burada taraflar arasında tartışma çıktığı, akabinde sanıklar ... ve ...'ın arkalarını dönüp gittikleri esnada maktulün "O bıçağı g.tünüze sokarım!" demesi üzerine sanığın yargılama konusu eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde, tahrik teşkil eden eylemin türü ile haksızlık içeriği dikkate alınarak uygulanan indirim miktarı karşısında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    3. Katılanlar Vekilinin Eylemin Nitelikli Hâllerine Yönelen Temyiz Sebebi
    a) Tasarlama
    1. Tasarlama hâlinde failin, anında karar verip fiili işlememesi, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında sükûnetle düşünebilmeye yetecek kadar bir süre geçmesi gerektiği, failin bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşündüğü ve suçu işlemekten vazgeçmediği kabul edilir. Bu itibarla suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı değerlendirme konusu yapılmalıdır.
    2. Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tesadüfen karşılaşan taraflar arasında ani gelişen olayda sanığın maktulü öldürme kararını önceden verdiğine, bu kararı verdikten sonra aradan soğukkanlılığa kavuşacak kadar makul bir süre geçmesine rağmen öldürme kararında sebat ettiğine ilişkin bir durumun ve sanığın olay yerine gitmeden önce yaptıklarına ve içinde bulunduğu ruh hâline dair herhangi bir delilin dava dosyasında bulunmadığı anlaşılmakla, Mahkemece sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kabul edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    b) Canavarca His
    1. 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kasten öldürme fiilinin, “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek” gerçekleştirilmesi bu suçun nitelikli hâli olarak düzenlenmiş faildeki ahlâki kötülüğün yoğunluğu ve insani duygulardan yoksunluk, cezanın artırılmasını gerektirir hâl olarak kabul edilmiştir. Eziyet çektirerek öldürme suçun bir işleniş şekli olduğu hâlde, canavarca hisle öldürme failin subjektif durumuyla ilgili bir husustur. Madde metninde "canavarca his" kavramının tanımına yer verilmemiş madde gerekçesinde ise kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi hâlinde canavarca hisle öldürmenin söz konusu olacağı, öldürmenin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesinin, canavarca hisle öldürmenin arz ettiği özellik olduğu belirtilerek, kişinin yakılarak, uyurken kulağının içine kızgın yağ dökülerek ya da vücudu parçalanarak öldürülmesi, canavarca hisle öldürmeye örnek olarak gösterilmiştir.
    2. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, elindeki pala tabir edilen bıçakla maktulün boyun bölgesine tek bir darbe ile vurduğu ve maktulün bu darbenin neden olduğu yaralanma neticesinde hayatını kaybettiği olayda, 5237 sayılı Kanun'un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde canavarca his şeklinde yer verilen nitelikli hâlin bulunduğuna dair herhangi bir delilin dava dosyasında bulunmadığı anlaşılmakla, Mahkemece sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kabul edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    B. Sanık ... Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
    Cumhuriyet Savcısı ve Katılanlar Vekilinin İştirak Hükmüne İlişkin Temyiz İstemleri
    Tarafsız olduğu anlaşılan ve Mahkemece beyanına itibar olunan tanık ...'in, olay günü kolluk güçleri tarafından sıcağı sıcağına tespit olunan beyanında; "... ve ... isimli şahıslar ile yanlarında bulunan kadınlar derenin üzerinde bulunan köprünün merdivenlerine geldiklerinde ... ve ... isimli şahıslar geri koşarak Caminin yürüyen merdivenlerinin orada bulunan ...'ın yanına koştular. ...'ın elinde pala şeklinde bıçak vardı. İlk önce ... isimli şahıs ...'a yumrukla bir kaç kez vurdu, ... sendeledi ve karşılık veremedi, ... isimli şahıs da elinde bıçakla geldi, ... sağ elinde bulunan bıçakla ...'ın boğazının sol tarafına vurdu." şeklindeki anlatımı,
    Soruşturma aşamasında 01.07.2019 tarihinde beyanı tespit olunan tanık ...'in; " ... birlikte festival alanına doğru yürüyorduk. Olayın meydana geldiği yerde köprüden geçtikten sonra camiinin yürüyen merdivenlerinin önünde olayı gerçeştiren şahıs yanındaki genç çocuk ve iki bayan ile karşılaştık. Ben bu esnada telefonda konuşmaktaydım. ...'ı bıçaklayan ve adının ... olduğunu öğrendiğim şahıs ...'ı görünce 'bu çocuğu sahipsizmi sandın lan' şeklinde bağırdı. Bu esnada bıçak elinde idi. Ben bu şahsın önüne geçerek 'bıçaklık ne olay var hayırdır ne oluyor' dedim. Bu şahıs bana 'çekil aradan sokarım bıçağı' dedi. ... ve ... isimli şahıs karşılıklı bağırışıyorlardı. Ben ...'nın elindeki bıçağa odaklandığım için tam ne konuştuklarını şuan hatırlayamıyorum. ... ile ... arasında itiş kakış yaşanmadı. Ben hep aradaydım. Ben ...'ı çekerek bir iki adım ilerledim. Aradaki mesafeyi açmaya çalıştım. Ancak ...'yı engelleyen yoktu. Yanındaki bayanlar 'yapma, etme' dahi demiyorlardı. Ben ...'ı çektikten sonra ... isimli şahıs birden fırlayarak ...'a vurmaya başladı. ... ile aralarında itiş kakış yaşandı. Bu esnada ... isimli şahıs bıçağı doğrudan ...'ın yara aldığı bölgeye yukarıdan aşağıya doğru sapladı." şeklindeki beyanı dikkate alındığında, sanık ...'nın ilk karşılaşmada maktule üzerindeki bıçağı çıkarıp gösterdiği ve ...'da bıçak bulunduğuna olay yerinde bulunanlarca vâkıf olunduğu, bu olaydan sonra taraflar bir şekilde dağıldıktan sonra maktulün "O bıçağı g.tünüze sokarım!" demesi üzerine sanıkların her ikisinin de maktulün yanlarına geldikleri ve ilk önce sanık ...'ın maktule bir kaç yumruk attığı, bunun üzerine maktulün sendelediği ve karşılık veremediği, hemen akabinde ise sanık ...'nın elindeki bıçağı maktulün boynunun sol tarafına bir kez vurarak öldürme eylemini gerçekleştirdiği olayda, sanık ...'ın sanık ... ile ani gelişen suç kastı altında aynı suçu işleme kararının icrası kapsamında fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek kasten öldürme suçunu işlediği gözetilerek sanık hakkında kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Kanun'un 37 nci maddesinin birinci fıkrası delâletiyle aynı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası gereği hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tespitinde yanılgıya düşülerek eylemin kasten yaralama suçu kapsamında kaldığının kabulü ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği kamu davasının düşmesine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
    V. KARAR
    A. Sanık ... Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
    Gerekçe bölümünde yer alan (A) paragrafında açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 01.07.2021 tarihli ve 2021/1093 Esas, 2021/1113 Karar sayılı kararında katılanlar vekili ve sanık ... müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    B. Sanık ... Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
    Gerekçe bölümünde yer alan (B) paragrafında açıklanan nedenle Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 01.07.2021 tarihli ve 2021/1093 Esas, 2021/1113 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,
    Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    10.10.2022 tarihinde karar verildi.

    KARŞI OY

    Sanıklar ... ve ...'nın karıştığı maktul ...'ın kasten öldürülmesi olayında sanık ... hakkında Yerel Mahkemece 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik nedeniyle ceza indirimi yapılmış olup bu karar hem Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi hem de Dairemizin çoğunluğu tarafından uygun görülmekle onanmıştır. Aleyhe temyiz edilen bu kararda sanık ... lehine haksız tahrik indirimi yapılmaması gerektiği kanaati ile Dairemizin çoğunluk görüşüne, aşağıda açıklanan nedenlerle katılmıyoruz.
    Yerel Mahkemenin kabul ettiği ve taraflar arasında da tartışılmayan sübut şöyledir: Maktul ...'ın suç tarihinde 14 yaşında olan kızı ... ile sanıklardan ... arasında olaydan 1 yıl öncesinden başlayan ve cinsel ilişki boyutuna da ulaşan bir yakınlık olmuştur. Maktul, kızının durumunu olaydan 15 gün kadar önce öğrenince sanık ...'ın ailesiyle irtibat kurmuş, ailesi de olay tarihinde 20 yaşında olan ...'ı koruma amaçlı şehir dışına göndermişlerdir.
    Olay tarihinde sanık ..., annesi ..., kız kardeşi ... ve amcası ... ile beraber çarşıda yürürlerken tesadüfen maktul ... ve arkadaşı tanık ... ile karşılaşmışlardır. Taraflar karşılaşınca sanık ... ile maktul ... tartışmışlar, birbirlerine vurmuşlar ve olaylar bu şekilde başlamıştır.
    Yerel Mahkemece gerekçeli kararda, tarafların karşılaşması üzerine olayın nasıl geliştiğini tarafların ve tarafların yanında olan tanıkların yanlı anlattığını bu nedenle maktulün yanındaki tanık ... ile sanıkların yanındaki tanıklar ... ve ...'nın beyanlarına itibar edilemeyeceğini ancak dosyanın taraflarından olmayıp üçüncü kişi konumundaki ...'ın beyanlarına itibar edildiğini açıkça kabul etmiştir.
    Olay 28.06.2019 tarihinde saat 19.00'da olmuştur. Olayın oluşundan 1,5 saat sonra (saat 20.30'da) kolluğa ifade veren tanık ..., imzalı beyanında aynen şöyle demiştir:
    "Ben ... Merkez Cami Bayanlar tuvaletinde temizlik görevlisi olarak çalışırım. Bugün yani 28.06.2019 günü saat 18.55 sıralarında Merkez Cami Bayanlar tuvaletinde bulunduğum sırada dere kenarında tartışma sesleri duymam üzerine dışarı bakıp tartışma seslerinin geldiği yere çıktığımda daha önceden tanımadığım ve görmediğim ismini olay yerinde öğrendiğim ... ile yine daha önceden tanımadığım ve görmediğim isimlerini olay nedeni ile öğrendiğim ... ve ... ile iki kadının olduğunu gördüm. Şahıslar birbirleri ile tartışıyorlardı, ancak ben ne dediklerini duymadım, iki taraf da birbirlerine küfürlü konuşuyorlardı, şahıslar dere kenarında birbirlerine girdiler ve birbirlerine vurdular, orada bulunan vatandaşlar şahısları ayırdılar, ... ve ... isimli şahıslar ile yanlarında bulunan kadınlar derenin üzerinde bulunan köprünün merdivenlerine geldiklerinde ... ve ... isimli şahıslar geri koşarak Camiinin yürüyen merdivenlerinin orada bulunan ...'nun yanına koştular. ...'ın elinde pala şeklinde bana Polis Merkezi Amirliğinde gösterilen bıçak vardı. İlk önce ... isimli şahıs ...'na yumruk ile bir kaç kez vurdu, ... sendeledi ve karşılık veremedi. ... isimli şahıs da elinde bıçakla geldi, ben bıçakla vuracağını anladığımdan ayırmak için yanlarına doğru giderken ... isimli şahıs sağ elinde bulunan bıçakla ...'nun boğazının sol tarafına vurdu, ben kanı görünce korkup geri kaçtım, ... ve ... isimli şahıslar şahsı bıçakladıktan sonra yanlarında bulunan kadınlar ile birlikte yaya olarak kaçmaya başladılar. Şahısların yanlarında bulunan kadınların herhangi bir şeye karıştıklarını duymadım ve görmedim. ... ve ... isimli şahısların ... isimli şahsı neden darp edip bıçakladıklarını bilmiyorum. Benim bilgim bundan ibarettir."
    Tanık ... yargılama aşamasında da ayrıntılı şekilde ancak öz olarak aynı mahiyette beyanda bulunmuştur.
    Tüm dosya kapsamı ve tanık ... beyanından 14 yaşındaki kızı ... ile cinsel ilişkiye girdiğini olaydan 15 gün önce öğrenen maktul ... olay günü kızıyla ilişkiye giren sanık ... ile karşılaşınca onunla karşılıklı küfürleşmiş ve birbirlerini darp etmişlerdir, o sırada sanık ...'ın yanında olan amcası diğer sanık ... da yeğeni ile birlikte bu tartışma, kavga ve küfürleşmeye katılmış, ancak araya girenlerce ayrılmışlar, sanıklar oradan uzaklaşırken iki kişi tarafından darp edilen maktul, sanıkların arkasından küfredince bu kez her iki sanık birlikte dönerek önce sanık ... yumrukla maktulü darp etmiş, sanık ... da belindeki bıçak ile maktulün boğazından bıçaklayarak öldürmüşlerdir.
    Olayın başından yani maktulün 14 yaşındaki kızı ... ile cinsel ilişki aşamasından maktulün ölümüne kadar geçen aşamada bu olaylardan haberdar olan sanık ...'nın diğer sanık ...'ın ilk ve ağır haksız hareketi olduğu halde bu hareketlere devam ederek tesadüfen karşılaştıkları maktulü diğer sanıkla beraber darp etmesi başlı başına yoğun bir haksızlık içermektedir. Olay yerinde gerçekleşen birinci aşamadan sonra sanıkların oradan uzaklaşır iken maktulün, sanıkların arkasından küfretmesi her ne kadar haksızlık içerse de olayın başından o ana kadar gerçekleşen ve sanıklardan kaynaklanan haksızlığı sanıkların lehine çevirecek boyutta değildir. Bu nedenle sanık ...'nın; "Bana küfretti bu nedenle ben de vurdum." şeklindeki savunması, haksız tahrik indiriminden faydalanmasını netice vermez.
    Belirttiğimiz gerekçelerle sanık ... hakkında verilen cezadan 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği küfür nedeniyle haksız tahrik indirimi yapılması yönündeki Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

    Hemen Ara