Esas No: 2012/2725
Karar No: 2012/5470
Karar Tarihi: 26.09.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2725 Esas 2012/5470 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, üyelik devri yoluyla davalı kooperatif üyesi olduğunu, üyelik yükümlülüklerini aksatmadan yerine getirdiğini, aidatlarını tamamen ödemesine rağmen fiilen oturduğu A/1 blok, 1. kat 2 no"lu dairenin kat irtifakı tesisi sırasında arsa maliki olan ... adına tescilinin yapıldığını, ..."ün borcundan dolayı haciz konulan bu dairenin cebri icra yoluyla satıldığını, mahkeme aracılığıyla yapılan tespit sonucu dairenin 26.06.2007 tarihli rayiç değerinin 67.000,00 TL olarak takdir edildiğini, bu bedelin tahsili için davalı kooperatif hakkında icra takibine geçtiklerini ve davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dairesinin arsa sahibinin borcundan dolayı satılmasında müvekkili kooperatif yönetiminin bir ihmalinin veya kusurunun olmadığını, arsa sahibinin borcu olup olmadığını kooperatif yönetiminin ve üyelerinin bilemeyeceğini, inşaatın yapıldığı arsanın sahibi..."ün ..."da ikamet ettiğini, kat irtifakı tapularının arsa maliki adına tescilinden sonra kooperatif üyelerinin dairelerinin tapularını alabilmeleri için arsa sahibinin ... isimli şahsa vekalet verdiğini, şu anda malik olarak görünen kooperatif üyelerinin kat irtifakı tapularını veren kişinin kooperatif yönetimi değil Serdar Kahyaoğlu olduğunu, davacının tapu işlemleri için davet edildiğini, ancak davacının çeşitli bahaneler ileri sürerek tapusunu almaya gitmediğini ve geciktiğini, davacının kendi ihmali sonucu dairesinden olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, daire edinebilmek amacıyla davalı kooperatifine 17.04.1999 tarihinde üye olduğu, eksik ödemesi bulunmasına rağmen ödeme miktarı ve diğer ortakların durumu dikkate alınarak kendisine verilen daire bedelini alabileceği, fakat davacının kooperatife ödenmesi gereken tutarın tam olarak ödenmemesi ve kat irtifakı tescili konusunda kooperatife veya vekiline herhangi bir ihtar çekilmemesi hususları dikkate alındığında asli kusurunun olduğu, kooperatifin ise diğer bir kısım bağımsız bölüm maliklerine devirler yapılırken davacıya devir yapılmaması ve ödemelerin eksikliğiyle ilgili ihtar gönderilip ihraç prosedürünü başlatmaması nedeniyle kusurlu olduğu, davacının hesaplanan 50.354,00 TL daire bedeli ve daireye yaptığı 12.000,00 TL faydalı harcamadan kusuru oranında 4.000,00 TL için talepte bulunabileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, takibin takip tarihi itibariyle 54.354,00 TL asıl alacak 7.571,00 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, alacak likit olmadığından icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif ortaklığına dayalı olarak davacıya verilemeyen dairenin bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip talebinde davacı tespit (keşif) tarihindeki daire bedelinin tahsilini istemiş, tespit raporunda ayrıca hesaplanan 12.000,00 TL faydalı masrafı takip talebine konu etmemiştir. Bu tür istemlere konu davalarda uygulanması gereken tazminat hesaplama ilkesi Dairemizin yerleşik uygulamalarında aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.
1- Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava; somut olayda, taleple bağlı kalınarak tespit (keşif) tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
2- Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
3- Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.
4- Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
5- Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece (talepte değerlendirilerek) bu miktara hükmedilecektir.
Somut olayda, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu karar vermeye yeterli değildir. Mahkemece, biri emlakçı, diğeri kooperatifçilik uygulamalarında bir uzman, bir diğeri inşaat mühendisi olan bilirkişilerin oluşturduğu kuruldan yukarıda bahsedilen formül çerçevesinde hesaplama yaptırılarak, denetime elverişli rapor alınıp, sonuca göre karar verilmelidir.
Öte yandan mahkemece, takip talebindeki alacak kalemlerine dayalı olan itirazın iptali davalarının bu özelliği gözden kaçırılarak ve davacının tespit raporuna dayanarak oluşturduğu takip talebinde faydalı masrafı hariç tuttuğu gözetilmeden, faydalı masrafların da ayrıca hükme bağlanması suretiyle HMK"nun 26"ncı madde hükmüne aykırı olarak talebin dışına çıkılarak hüküm tesisi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.