Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3474 Esas 2012/5391 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3474
Karar No: 2012/5391
Karar Tarihi: 24.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3474 Esas 2012/5391 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3474 E.  ,  2012/5391 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri olan davalıların, kooperatif arazisine inşaat yapılması konusunda ihale yapmadan ve genel kurul kararı olmadan anlaşma yaptığını, yapılan işten fazla ödemede bulunulduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL nin yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili, 05.06.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle, 122.115,00 TL nin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini ıslah yoluyla talep etmiştir.
    Davalıların vekilleri, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; ıslah edilen davanın kısmen kabulüne, 75.583,37 TL nin davalılardan (davalı..."nin sorumluluğu asıl alacağın 10.000,00 TL lik kısmı ve bunun faizi ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalıların vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dava, yönetim kurulu üyesinin sorumluluğuna ilişkindir. Kooperatifler Kanunu’nun 98"nci maddesi yollaması ile dava ve karar tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 341"nci maddesi gereğince, yöneticilere karşı sorumluluk davasının görülebilmesi, genel kurulun bu yönde karar almasına ve davanın denetçiler tarafından açılmasına bağlıdır. Ancak, anılan usuli eksiklikler dava şartı olmayıp, sonradan da tamamlanabileceğinden anılan yönteme uyulmaması davanın hemen reddini gerektirmez. Esasen bu hususlar üzerinde mahkemece de re"sen durulması zorunludur. Somut olayda, genel kurulda sorumluluğa ilişkin karar alınmışsa da dava yönetim kurulunca verilen vekaletle açılmış ve aynı vekil tarafından takip edilmiştir. Davanın devamı sırasında görevde olan denetçilerin ya bizzat veya vekalet vererek avukat aracılığıyla davayı takip etmeleri gerekir. Bu durumda, mahkemece, davacı tarafa HMK"nun 52 nci, 53 ncü ve 54 ncü ( HUMK" nun 39. ve 40.) maddeleri uyarınca uygun bir kesin süre verilerek, davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçilerin davayı açan vekile vekaletname vermesine ya da asıl olarak davayı takip etmelerine olanak tanınması, verilen süre içerisinde vekaletname vermezler ya da davayı asıl olarak takip edeceklerini bildirmezler ise, davanın açıklanan usul yönünden reddedilmesi gerekir. Mahkemece, açıklanan usul gözetilmeksizin, doğrudan esasa girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    2) Bozma neden ve şekline göre, davalıların vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara