Esas No: 2021/304
Karar No: 2022/4256
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/304 Esas 2022/4256 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/304 E. , 2022/4256 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30.01.2018 tarih ve 2017/132 E. - 2018/23 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 02.05.2018 tarih ve 2018/569 E. - 2018/619 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 25/03/2017 tarihinde 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısının yapıldığını, davacı ve bir kısım ortakların genel kurula katılarak şirketin gelir tablosunu, bilançosunu ve yönetimi ibra etmediklerini, Çorum ilinde yumurta üretimi yapan kişi ve şirketlerin hissedarı bulunduğu davalı şirketin uzun yıllardan bu yana faaliyet yürüten büyük bir şirket olduğunu, davalı şirketin hissedarlarının iki grupta toplandığını, birinci grubun şirketi ortağı olan yumurta satan grup olduğunu, ikinci grubun ise şirketin ortağı olup ticaret yapmayanlar olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olmasına rağmen kendi şirketine ait çiftliklerde üretilen yumurtaları davalı şirkete satamadığını, şirket yönetim kurulunun yapmış bulunduğu sözleşmeleri dikkate alarak yüksek fiyattan yumurta satmaya çalıştığını, yumurta fiyatını yükselterek davalı şirketin karını düşürdüğünü, şirketin zararına şirkete kendi malını satan ortakların ise lehine bir durum yarattığını, davalı şirkete bankalardan yüklü miktarda krediler kullandırıldığını, yönetim kurulu üyelerine erken ödeme yapıldığını, finans desteği sağlandığını, davalı şirket tarafından ithal mısır ve hammadde getirildiğini, bedellerinin şirket tarafından peşin olarak ödendiğini, bu hammaddelerin şirkete yumurta veren ortaklara dağıtılarak, finans sağlandığını, şirket çalışanlarının tazminat vb. haklarına yönelik bir pay ayrılmadığını, şirket alacaklarının 28.000.000 TL gösterildiğini, alacağın teminatının olmadığını, hiçbir yatırım yapılmadığını, karlılık oranının da %0,3 olduğunu, davalı şirketin usulüne uygun yönetilmediğini, genel kurulunun da usulüne uygun yapılmadığını, gerekli kayıtların, bilançonun ve yönetim kurulu faaliyet raporunun süresinde ortaklara tebliğ edilmediğini, genel kurul tutanağının da usulüne uygun tutulmadığını, genel kurul tutanağının 2, 3 ve 4. maddelerinin davacı ve başka ortaklarca da kabul edilmediği halde oy birliği ile karar alındığının yazıldığını, bilançonun gerçekleşen karının kanuna aykırı olarak düşük gösterdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin 25/03/2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ait genel kurulunda, yönetim kurulunun, bilançonun ve gelir tablosunun ibrasına ve kar dağıtımına ilişkin kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, toplantıya katılan ortağın iptal davası açabilmesi için karara olumsuz oy vererek muhalefetini tutanağa geçirmesi gerektiğini, davacı muhalefetini tutanağa geçirmediğinden, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, genel kurul toplantısı usulüne uygun olarak yapıldığından davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı şirketin, davalı şirketin 25/03/2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulunun, bilançonun ve gelir tablosunun ibrası ve kar dağıtımına ilişkin kararın iptalini talep etmişse de, davacının, davalı şirkete ait 25/03/2017 tarihli 2016 yılı genel kurul toplantısına katıldığı sadece yönetim kurulunu ibra etmediğini beyan ettiği, bunun dışında başkaca da bir işlem yapmadığı, ayrıca yönetim kurulunun almış olduğu kararın 9. bendinde toplantı sonunda alınan kararlara itiraz eden olmadığının belirtildiği, TTK'nun 381. maddesi uyarınca toplantıya katılan ortağın genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabilmesi için karara muhalif kalarak keyfiyetin tutanağa geçirilmesi gerektiği, bu hususu dava şartı olduğundan, bu şart gerçekleşmeden açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının iptalini istediği kararların alındığı 25.03.2017 tarihli genel kurul toplantısına katıldığı, yönetim kurulunun ibrasına ilişkin olarak yapılan oylamada olumsuz oy kullandığı, ancak tutanağa karara muhalif kaldığına ilişkin şerh yazdırmadığı, bu durumda, TTK’nın 381. maddesi uyarınca, dava açma şartı gerçekleşmediğinden mahkemece davanın reddine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 44,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.