Esas No: 2020/10120
Karar No: 2022/11856
Karar Tarihi: 16.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10120 Esas 2022/11856 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/10120 E. , 2022/11856 K.Özet:
Sanık, uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûm edilmiştir. Ancak mahkemenin hüküm verirken, bir önceki suçundan dolayı açılan davanın sonucu ve denetimli serbestlik tedbiriyle ilgili eksik araştırma yapması, suç tarihinde yürürlüğe giren TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının uygulanabilmesi için gerekli bilgileri toplamaması gibi hatalar yaptığı belirtilmiştir. Bu nedenle karar bozulmuş ve sanığın durumu yeniden değerlendirilecektir. Kanun maddeleri ise şunlardır: TCK'nın 191/1, 43/1, 62, 53, 3/1, 61, 191/2 ve 4.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : BAFRA 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "28/07/2014" tarihi olarak gösterilmesi yerine "21/08/2014" olarak yazılması,
2- Sanığın 28/07/2014 tarihli eylemi nedeniyle 26/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği, erteleme kararının içeriğinde sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin gösterilmesi suretiyle usulüne uygun yasa yolu bildirimi yapıldığı ve 10/10/2014 tarihinde sanığa usulüne uygun tebliğ edildiği, erteleme kararının 26/10/2014 tarihinde kesinleşmesinin ardından, tedbirin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının tebliği üzerine yükümlünün başvurduğu ve tedbirin infazına başlanıldığı, 12/02/2015 tarihli görüşmeye katılmaması üzerine 15/02/2015 tarihinde bizzat uyarılmasının ardından randevu tarihleri kendisine önceden tebliğ edilmiş olmasına rağmen sonraki 05/03/2015 tarihli görüşmeye katılmadığından bahisle dosyasının kapatılarak 09/03/2015 tarihinde Cumhuriyet savcılığına bildirildiği, kovuşturma şartı olan ısrar koşulunun gerçekleştiği,
Sanığın iddianameye konu edilen ve suç tarihi hatalı olarak 21/08/2014 tarihi olarak belirtilen 17/08/2014 tarihli eylemi nedeniyle, ikinci kez 30/10/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği, erteleme kararının içeriğinde sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin gösterilmesi suretiyle usulüne uygun yasa yolu bildirimi yapıldığı ve 14/11/2014 tarihinde sanığa usulüne uygun tebliğ edildiği, erteleme kararının 01/12/2014 tarihinde kesinleşmesinin ardından, tedbirin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının tebliği üzerine yükümlünün başvurduğu ve uyarılmasının ardından başvurmadığından bahisle dosyasının kapatılarak 09/03/2015 Cumhuriyet savcılığına bildirildiği, 28/07/2014 ve 17/08/2014 tarihli eylemlere ilişkin soruşturma dosyalarının birleştirilerek, 16/03/2015 tarihli
iddianame ile sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymadığı belirtilerek kamu davası açıldığı, Mahkemece yürütülen yargılamada sanık hakkında her iki eylem yönünden inceleme yapılarak TCK’nın 191/1, 43/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezasına hükmedildiği anlaşılmakla;
Sanık hakkında 28/07/2014 tarihli suç nedeniyle verilen 26/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 26/10/2014 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle, 17/08/2014 tarihli eylem yönünden 30/10/2014 tarihinde ikinci kez kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemeyeceği ve 17/08/2014 tarihli eylemin 26/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesinden önce işlenmesi nedeniyle her iki eylem tek suç kabul edilerek TCK'nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesi ile TCK'nın 61. maddesi gereğince temel cezanın alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak kabul edilebileceğinin dolayısıyla sanık hakkında TCK'nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, ancak teşdid sebebi yapılabileceği,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1- 17/08/2014 tarihli eylemi nedeniyle Adli Tıp Kurumundan alınan 17/09/2014 tarihli raporda sanık ... yönünden yapılan incelemede bulgu bulunmadığının belirtildiği anlaşılmakla, 17/08/2017 tarihli “Olay ve Muhafaza Altına Alma” tutanağında metruk binada şüpheli şahısların olduğu anonsu üzerine olay yerine giden ekiplerce içinde uyuşturucu olduğu tahmin edilen bitki kırıntıları olan gazete kağıdı ve madde kullanımında kullanıldığı tahmin edilen 2 adet pet şişenin muhafaza altına alınmış olduğu belirtildiğinden söz konusu maddeler ile ilgili ekspertiz raporunun varsa aslı veya onaylı örneğinin getirtilerek duruşmada okunup tartışılmasının sağlanması, ekspertiz raporu yoksa rapor alınması, sanığa okunup, tüm deliller birlikte tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, soruşturma kapsamında dosyası tefrik edilen ... ile ilgili yürütülen soruşturmanın akıbeti araştırılmaksızın eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi'' kararının denetim süresi içinde işlemiş ise; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıca madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz" hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca "davanın düşmesine" ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik kararı veren ilgili mahkemeye ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı veren ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,
b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3- Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 16/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.