Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/902 Esas 2022/11804 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/902
Karar No: 2022/11804
Karar Tarihi: 16.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/902 Esas 2022/11804 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/902 E.  ,  2022/11804 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2018 tarihli ve 2018/504 esas, 2018/619 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 14/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 14/12/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 11/07/2018 tarihli ve 2018/70328 soruşturma, 2018/33417 esas, 2018/27466 sayılı iddianamesi ile İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede; şüpheli hakkında daha önceden 2015/13980 sayılı soruşturma dosyasında 03/05/2017 tarihli iddianame ile İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davasının açıldığı hususunun belirtildiği,
    2- İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 29/11/2018 tarihli ve 2018/504 esas, 2018/619 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği, kararın 27/12/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    3- Dosya arasında bulunan İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/408 esas ve 2014/294 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
    a-) Şüphelinin 21/03/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 28/04/2014 tarihli ve 2014/61999 soruşturma, 2014/24791 esas, 2014/13000 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
    b-) İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2014 tarihli ve 2014/408 esas, 2014/294 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2 maddesi dikkate alınarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 24/10/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    c-) Kanun yararına bozma istemine konu İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/504 esas, 2018/619 sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine,
    İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2019 tarihli ve 2019/94 esas, 2019/362 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği,
    d-) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 13/10/2020 tarihli ve 2019/4718 esas, 2020/2461 sayılı kararı ile, basit yargılama usulü yönünden değerlendirilmesi zorunluluğu ve İstanbul Anadolu 36.Asliye Ceza Mahkemesince düşme kararı verilmesi gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2018 tarihli ve 2018/504 esas, 2018/619 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, her ne kadar Mahkemesince sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, daha önce sanık hakkında 21/03/2014 tarihinde işlediği aynı nev'iden suçtan dolayı İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2014 tarihli ve 2014/408 esas, 2014/294 sayılı kararı ile 6545 sayılı Kanun ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un 7/2. maddesi gereğince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu, dosyaya konu 14/12/2017 tarihli suçun ise anılan kararın ihlali mahiyetinde olduğu ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağından cihetle, sanık hakkında düşme kararı verilip ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2018 tarihli ve 2018/504 esas, 2018/619 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... hakkında, 14/12/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 11/07/2018 tarihli ve 2018/70328 soruşturma, 2018/33417 esas, 2018/27466 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2018 tarihli ve 2018/504 esas, 2018/619 sayılı kararı ile, sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmiştir.
    28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
    Somut olayda, sanık hakkında daha önceden İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2014 tarihli ve 2014/408 esas, 2014/294 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim
    süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 24/10/2014 tarihinde kesinleştiği, kanun yararına bozma istemine konu İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2018 tarihli ve 2018/504 esas, 2018/619 sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine, İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2019 tarihli ve 2019/94 esas, 2019/362 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 13/10/2020 tarihli ve 2019/4718 esas, 2020/2461 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca verildiği, kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 14/12/2017 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet Savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
    Sanığın 14/12/2017 tarihli eylemini, İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen ve 24/10/2014 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme kararı” verilip mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    2- Kabule göre de;
    İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 11.07.2018 tarihli ve 2018/70328 soruşturma, 2018/33417 esas, 2018/27466 sayılı iddianamesi ile şüpheli hakkında daha önceden 2015/13980 sayılı soruşturma dosyasında 03/05/2017 tarihli iddianame ile İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı hususu belirtilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/6. maddesi gereğince erteleme kararı verilmeden doğrudan kamu davası açılmış ise de;
    İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesi kararının UYAP üzerinden alınarak incelenmesinde, sanığın 14/12/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, erteleme süresi içerisinde yeniden aynı nev'iden suç işlemesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak 03/05/2017 tarihli ve 2017/16082 esas sayılı iddianame ile İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İstanbul Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/10/2017 tarihli ve 2017/269 esas,2017/284 sayılı kararı ile sanığın beraatine karar verildiği ve beraat kararının 01/11/2017 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; incelemeye konu davada 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/6. maddesinde belirtilen kovuşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, mahkemece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8-2. cümlesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere durma kararı verilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi gereğince kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmek üzere İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de kanuna aykırıdır.
    D-) Karar:
    Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle, kanuni zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. Maddesi gereğince "düşme kararı" verilmesi ve İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2018 tarihli ve 2018/504 esas, 2018/619 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığ'na gönderilmesine,
    16/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara