23. Hukuk Dairesi 2012/3267 E. , 2012/5318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleştirilen ihraç kararlarının iptali ve tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, asıl dava ile davalı kooperatif üyesi olan müvekkiline , konut tahsis edilmediğini ileri sürerek, davacının üyeliğine isabet eden payın davalı kooperatifin üye pay defterine tescili ile bu paya isabet eden konutun davacıya tahsis ve teslimine, birleşen 2006/519 E. sayılı dava ile davacının kooperatiften ihracına ilişkin 05.09.2006 tarihli yönetim kurulu kararının iptalini, birleşen 2008/391 E. sayılı dava ile davacının üyelikten ihracına ilişkin 19.04.2008 tarihli genel kurul kararıyla bu kararın bildirilmesine ilişkin ... 1. Noterliğinin 29.04.2008 tarihli ihtarının içerikleri olan üyelik ihraç kararlarının iptaline, birleşen 2011/142E. sayılı dava ile davacının ödemiş olduğu aidatlar toplamının güncelleştirilmiş değerinin bir kısmı olan 66.912,46 TL" nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, asıl davasını 27.10.2009 tarihinde ıslah ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının ödenmiş bulunduğu aidatlara karşılık denkleştirici adalet prensibine uygun olarak hesaplanmak kaydıyla 110.000,00 TL ile manevi tazminat olarak 5.000,00TL"nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda, davalı vekili, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatife karşı edimlerini yerine getiren davacıya konut tahsisinin imkansızlığı nedeniyle davacının tazminat talep etme hakkı bulunduğu,davacının aidat olarak kooperatife ödemiş bulunduğu 89.613,25 TL"nin denkleştirici adalet ilkesi gereği hesaplanan güncel değerinin 176.912,46 TL olduğu, haksız olarak ihraç edilmesi ve konut sayısının sınırlı olmasına rağmen üye kabul edilmesi nedeniyle kişilik haklarının zedelendiği gerekçesiyle asıl ve birleşen 2011/142 E. sayılı davanın kabulüne, davacının ihracına ilişkin ihtarnamelerdeki borç miktarlarının farklı olduğu, gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle 2006/ 519 E. ve 2008/391 E. Sayılı davaların kabulü ile davacının ihracına ilişkin 19.06.2007 tarih 207 sayılı yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava ve birleşen davalar ihraç kararlarının iptali ve tazminat istemine ilişkindir.
1-a) Asıl dava ve birleşen 2011/142 E. ile birleşen 2008/ 391 E. Sayılı dosyaları yönünden;
Davacının, asıl ve birleşen davalardaki tüm talepleri kooperatif üyeliğine bağlıdır. Davacının kooperatiften ihracına ilişkin 05.09.2006 tarihli yönetim kurulu kararının iptali istemi ile birleşen 2006/519 Esas sayılı davayı açtığı sabittir. Davacının üyelik sıfatının devam edip etmemesi gerek sonraki ihraç kararları gerekse tazminat istemleri açısından farklı sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle mahkemece, öncelikle 2006/519 Esas sayılı dosyanın tefriki ile diğer dosyalar yönünden bu dosyanın bekletici mesele yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
b)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin birleşen adı geçen dosyalara ilişkin temyiz itirazlarının incelemesine şimdilik gerek görülmemiştir.
2) Birleşen 2006/519 E. Sayılı dosya yönünden ;
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. ve Yapı Kooperatifleri Tip Anasözleşmesi"nin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece, 05.09.2006 ihraç kararı ile ilgili bu ilke doğrultusunda herhangi bir inceleme araştırma yapılmadan ve HMK 297/1 maddesinin c bendi hükmüne aykırı olarak herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1-a ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulu ile asıl davada verilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ( 1 -b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen 2006/519 Esas sayılı davada verilen kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.