Esas No: 2021/331
Karar No: 2022/4384
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/331 Esas 2022/4384 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/331 E. , 2022/4384 K.Özet:
Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, davacının davalı şirkete borcu olduğuna karar vererek taşınmazının teminat olarak kullanılmasına izin vermişti. Ancak davacı, borçlu olmadığını ileri sürerek haksız icra takiplerinin iptali ve taşınmazın geri verilmesi talebiyle dava açmıştı. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi. Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay, davacının istinaf kanun yoluna başvuru hakkının reddedilmesi ve davalıların temyiz isteminin reddedilmesi gerektiğine hükmetti. Kanun maddeleri: HMK m.348/2.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06.10.2017 tarih ve 2016/130 E- 2017/593 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.10.2020 tarih ve 2019/1904 E- 2020/1236 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 2007 yılında maddi sıkıntıya düştüğünü, davalı şirket yetkilisi ...'un teklifiyle içinde bulunduğu maddi sıkıntıdan kurtulmak için, maliki bulunduğu 703 ada, 9 parselde kayıtlı apartmanını davalı ...'a borçlarının tamamını kapatıncaya kadar geçici olarak devrettiğini, taşınmaz üzerinden davalının 750.000,00 TL kredi çektiğini, 500.000,00 TL'sinin o tarihte davacının davalı şirkete olan borcuna mahsup edildiğini, 250.000,00 TL'si ile de davacının piyasaya olan borçlarının ödendiğini, davacının taşınmaz üzerinden çekilen kredinin taksitlerini, kira sözleşmesi gereği ödemesi gereken kiraları ve davalı şirkete olan borçlarını düzenli olarak davalı şirketin hesaplarına göndermiş olduğunu, yüklü miktarda ödemeler yaptığını, çekilen kredi ödemelerinin davacı tarafından tamamlandıktan sonra da taşınmazın teminat olarak davalı ...'un üzerinde kalmaya devam ettiğini, son olarak taşınmaza ilişkin 25/01/2012 tarihinde taraflar arasında bir protokol imzalandığını, taşınmazın teminat mahiyetinde davalı ... uhdesinde olduğunun teyidiyle belli şartlar altında taşınmaz devrinin yapılacağı hususunun imza altına alındığını, davalı şirketin Antalya 5. İcra Müdürlüğünün 2014/197-198-33 E, Antalya 8. İcra Müdürlüğünün 2013/12599 E sayılı dosyalarından icra takipleri başlattığını, ancak borç olmadığını ileri sürerek, davacının davalı tarafa hiçbir borcunun olmadığının tespitini, davacı aleyhine yapılan haksız icra takiplerinin iptalini ve teminat olarak davalıya devri yapılan taşınmazın iadesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 04/05/2016 tarihinde 21/03/2014 tarihli sulh sözleşmesini dosyaya sunmuş, talebini 415.250,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, tarafların mahkeme dışında sulh oldukları, sulh sözleşmesine göre bir kısım edimleri yerine getirdikleri, ancak protokole göre yerine getirilemeyen edim için yeniden ihtilaf yaşadıkları, davanın da sulh sözleşmesine göre ıslah edildiğinin görüldüğü, tarafların aralarında imzaladıkları protokole göre karar verilmesi yönünde bir taleplerinin olmadığı, yine irade bozukluğu yada aşırı yararlanma hallerinin varlığı iddiası ile sulhün iptali talebi de bulunmadığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup mahkemece esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi üzerine karar, davalılar vekilince süresinde, davacı vekilince katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararı, davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle davalılar yönünden kesinleşmiş olup, davacının istinaf kanun yolu başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalılar aleyhine bir hükümde tesis edilmemiş bulunmasına göre davalıların temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz istemine gelince, davacı vekili kararı katılma yoluyla temyiz etmiş olup davalıların temyiz isteminin esasa girilmeksizin reddine karar verilmesi nedeniyle HMK m.348/2 gereğince davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 02/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.